Fatmagül Berktay: Erkeklik restorasyonu gerekli
09:31
JINHA
ANKARA - "Kadınların şiddete karşı mücadelesinin bir demokrasi mücadelesi olduğunun" farkına varılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Fatmagül Berktay, “Şiddetin artması bir erkeklik krizinden kaynaklanıyor. Aslında bir erkeklik restorasyonu gerekli” dedi.
7 Haziran 2015 Genel seçimlerinin ardından başlatılan çatışmaların ve savaşın şiddetlenmesi ile berber beraber kadına yönelik cinsiyetçi söylemler ve kadına yönelik şiddette artış gösterdi. Kadın bedeninin toprak parçası olarak gören erk zihniyet öz yönetim alanlarında karşımıza Ekin Wan'ın bedeninin teşhir edilmesi ile, cezaevlerinde, gözaltılarda kadına yönelik cinsel saldırılar ile karşımıza çıkarken parlemontada "Bir kadın olarak sus", "Bir adam gibi ölmek var birde madam gibi" gibi söylemelr ve kadınların giyiminden, doğumuna kadar müdahele ile karşımıza çıktı. Tüm bunlarla birlikte siyasette eşit temsiliyeti sağlayan HDP'ye özellikle kadın siyasetçilere yönelik saldırılar arttı, belediyelere atanan kayyımlar öncelikle kadın merkezlerini kapattı ve son olarak kapatılan sivil toplum örgütleri arasında kadın derneklerinin çoğunluğu bu saldırıların geldiği boyutu gözler önüne seriyor.
'Azalan erkekliği telafi etme çabası var'
Çatışmalı ve savaş ortamında kadına yönelik şiddetin artması ile beraber kadın mücadelesinin daha geniş çevrelere yayılarak yükseldiğini belirten Prof. Dr. Fatmagül Berktay, kadına yönelik şiddetin erkeklerin güçlenmesinin aksine bir güç kaybı algısı ile yaşandığını belirtti. Özellikle son dönemde kadına yönelik şiddetin çok arttığının vurgusunu yapan Fatmagül, artan bu şidddetin ise Türkiye'de yaşanan bir erkeklik krizinden kaynaklandığını dile getirdi. Fatmagül, "Yani erkeklerin güçlenmesinden değil, tam tersine bir güç kaybı algısı yaşamalarından. Bu erkeklik krizi gerçekten iktidarın söyleminde cinsiyetçi unsurların artmasına yol açıyor. O azalan erkekliğin, yani güç kaybı algısını bir şekilde telafi etmeye yönelmek var" diye konuştu.
'Kadınlar eskisi gibi itaat etmiyor'
Erkeklerin şiddetinin de erkeklik krizinden kaynaklı olarak arttığına dikkat çeken Fatmagül, şiddetin artmasının bir diğer nedeni olarak ise kadınların artık eskisi gibi "evet" dememesinden kaynaklandığını belirtti. "Eskisi gibi itaat etmiyorlar, hayır diyorlar. O bildiğimiz biçimi ile ataerkil sistemin artık öyle rahat rahat yürümediğini gösteriyor. eskiden nasıldı? Kol kırılırdı yen içinde kalırdı" diyen Fatmagül, kadınların şimdi boşandıklarını, hayır dediklerini, haklarını kullanmak istediğini belirtti.
'Her kutsallaştırmanın arkasında tahakküm gizlidir'
Kadınların bu değişimi karşısında erkeklerin hem şiddete başvurduğunu hem de devlete var olan yasalar ile yasalara başvurduklarını dile getirdi. "Kadınları koruyor bu yasalar. İşte kadınlar mülkiyet hakkını paylaşıyor falan. Yine bunun karşısında hegemonik bir söylem olan kadınları eve, anneliğe yönlendiren, bu arada anneliği kutsallaştıran bir hegemonik söylem ortaya çıkarıyor diyen Fatmagül, her kutsallaştırmanın arkasında bir tahakkümün gizli olduğunun hep hatırlanması gerektiğini belirtti. Anneliğin ve diğer kutsallaştırılan rollerin kulağa hoş gelebileceğini dile getiren Fatmagül, bunun kadınların yeniden eski ataerkil pazarlığa geri döndürmek anlamı taşıyabileceğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.
'Kadınların şiddete karşı mücadelesi, demokrasi mücadelesidir'
"Kadına yönelik şiddet yükseliyor ama buna karşı farkındalıkta yükseliyor. Hem kadınların hem de farklı kesimlerden erkeklerin katıldığı bir protesto platformu da oluşuyor. Buda aslında bir erkeklik restorasyonu gerekli kılıyor aslında" diye konuşan Fatmagül, kadına yönelik şiddetin artmasıyla beraber buna karşı mücadelenin de genişleyerek yükseldiğini belirtti. Fatmagül, kadınların şiddete karşı mücadelesinin bir demokrasi mücadelesi olduğunun da farkına varılması gerektiğinin altını çizerek kadına yönelik şiddetin militarizmle, otorite ile ilişkisi olduğunu belirtti.