Kadınların sığındığı alanlar 'konuk evi' olamaz
08:42
Şehriban Aslan-Nişmiye Güler/JINHA
MUŞ - Bu yıl 18'incisi Muş'ta gerçekleştirilen Kadın Sığınakları Kurultayı'nda devletin kadın sığınaklarına dönük politikaları tartışıldı. Kurultayı değerlendiren MUKADDER Gönüllü Psikologu Tuba Gür, devletin sığınakları 'konuk evi' olarak tanımlamasına işaret ederek, "Bu tür yerler kadınların misafirlik yaptığı, konakladığı ya da kendi istekleriyle geldikleri bir yer değil. Erkek şiddetine karşı sığındıkları bir yerdir" dedi.
Muş'ta Türkiye'den ve bölgeden birçok kadın örgütünün katılımıyla 18. Ara Kadın Kurultayı gerçekleştirildi. Muş Kadın Derneği (MUKADDER) öncülüğünde organize edilen ve 27-28-29 Nisan tarihlerinde yapılan kurultay, her yıl farklı bir kentte gerçekleştiriliyor. Bu yıl da Muş Kadın Derneği (MUKADDER) öncülüğünde Muş'ta "Sığınaksız Bir Dünya" sloganıyla yapılan kurultay basına kapalı olarak sürdürüldü. Kurultay, "Egemen söyleme karşı yeni kadın politikalarını üretmek, güncel kadın sorunlarına dair konuşmak, öneriler ve kampanyalar başlatmak üzere" bir araya geliyor. Kadın örgütlerinin her yıl başka illerde toplanmasının amacı ise kadınlar arasındaki dayanışmayı güçlendirmek. Muş Kadın Derneği Gönüllü Psikologu Tuba Gür, kurultayı ve kurultay kapsamında yapılan tartışmaları değerlendirdi.
'Amaç egemen söylemlere karşı politika geliştirmek'
Bu yıl 18'incisi düzenlenen Kadın Kurultayı bölge ve Türkiye'den birçok kadın kurumunun katılımıyla Muş'ta gerçekleştirildi. Kadın Kurultayı'nda bir araya gelmelerinin amacını anlatan MUKADDER Gönüllü Psikologu Tuba Gür, "Kurultayda egemen söyleme karşı, yeni kadın politikalarını üretmek, güncel kadın sorunlarına dair konuşmak, öneriler ve kampanyalar başlatmak üzere toplandık. Feminist ilkelere göre çalışma yürüten bu kurumlar, hiyerarşik yapılanmayı önlemek ve aynı zamanda bütün kadınlara dokunmak için her yıl başka bir şehir kurultaya ev sahipliği yapıyor. Bu temelde ana kurultayımızın İstanbul'da, ara kurultayın ise Muş'ta yapılmasını kararlaştırdık. Ev sahipliğini MUKADDER yaptı" dedi.
'Sığınaklar 'konuk evi' değildir'
Tuba, kurultay kapsamında tartışılan konuları aktarırken, bu konulardan birisinin de devlet söyleminde kadın sığınaklarına "konuk evi" denilmesi olduğunu ifade etti. Devletin, kadın sığınaklarını ısrarla "konuk evi" diyerek tanımlamasını Kadın Kurultayı bileşenleri olarak hiçbir şekilde kabul etmediklerine dikkat çeken Tuba, "Konuk evi söylemi egemen zihniyetlilerin kullandığı bir söylemdir. Biz ısrarla 'sığınma evi' demeye devam ediyoruz. Bu tür yerler kadınların misafirlik yaptığı, konakladığı ya da kendi istekleriyle geldikleri bir yer değil. Erkek şiddetine karşı sığındıkları bir yerdir" vurgusunu yaptı.
'Kadınları bölme politikalarının karşısındayız'
Kadın kurumlarının daha çok belediyelerle çalışma yürütüp danışmanlık yaptıkları kadınların ihtiyaçları doğrultusunda kadın sığınaklarına yerleştirdiklerini söyleyen Tuba, "Son zamanlarda özellikle kadın çalışmalarında ayrı söylemlerin üretilmeye çalışılarak, kadınları bölmepolitikalarının da karşısında duruyoruz. Bunlara karşı kadın dayanışmasını güçlendirmek, söz birliğimizi artırmak ve aramızdaki iletişimi gerçekleştirmek için bu tarz buluşmalara ihtiyaç duyuyoruz" dedi.
'Kadın özgürlüğü ancak kadın dayanışmasıyla olur'
Her ilde bulunan kadın kurumlarının belediyelerle beraber çalışma yürütmek için şanslı olmadığını dile getiren Tuba, "MuşBelediyesi maalesef ki kadın bakış açısından yoksun. Ayrıca belediyede kadına ayrılan bütçenin ne kadar olduğunu dahi bilmiyoruz. Belediyelerin kadın sığınma evlerine, danışma merkezlerine ve derneklerine yer verip destekleyici çalışmalar yapması gerekiyor. Bu sorumluluğun belediyelere düşmesinin en büyük nedeni yerelin kadınlara daha kolay ulaşabilmesidir. Diyarbakır,Van,İzmir gibi illerde bulunan belediyeler kadın kurumlarına daha duyarlı ve kadın bakış açısına daha çok sahip olabiliyorlar" dedi.
Son olarak kadın örgütlerine çağrıda bulunan Tuba, "Kadın çalışması yürütüyorsak,kadınların yararını gözetiyorsak bu eril sistemin kurallarıyla ilerlememelidir. Anti militarist, ilkeli ve hiyerarşiyi reddeden bir yapıda olmalıdır. Kadın özgürlüğü ancak kadın dayanışmasıyla olur" ifadelerini kullandı.
(gk/fk)