Helin Yıldırım/JINHA

ANTALYA - Antalya'nın Şafak Mahallesi, özellikle 1990'lı yıllarda zorla göçertilenlerin yoğun yaşadığı mahalle olmasından dolayı "Kentin Şırnak'ı olarak anılıyor. Doğal bir yaşamın hakim olduğu komşuluk ilişkilerinin eksik olmadığı mahalle şimdi 'kentsel dönüşüm' adı altında yıkılıyor ve yerine beton binalar dikiliyor. Mahalle sakinleri, "Apartmanlar bize cezaevi gibi geliyor. Ayrımcılıkla ve asimilasyonu hızlandırmak için bizi yerimizden ediyorlar" diyor.

Antalya'da Kürtlerin yoğun yaşadığı gecekondu semti Şafak Mahallesi özellikle 1990'lı yılların başından itibaren köyleri yakılan yurttaşların yoğun göçüyle kuruldu. "Antalya'nın Şırnak'ı olarak anılan ve sosyal ilişkilerinin kuvvetli olduğu mahallede; bir süre öncesine kadar komşuluk ilişkileri, yaşam biçimi ile eski mahalle tadını aratmıyordu. Mahallede tek katlı evleri yıkılarak yerine "kentsel döşünüm" kapsamında beton apartmanlar dikilen semt sakinleri huzursuzluklarını dile getiriyor. Bir süredir evlerin tek tek yıkılmaya başlandığı mahallede özellikle kadınlar, yaşadıkların semti terk etmek istemiyor. Yıkılan evlerin yıkıntıları arasında oynayan çocuklar ise, apartmanlara taşınıp, oyun alanların kısıtlanmasını istemiyor.

'Kürt milletinde birlik olsa sonumuz böyle olmaz'

Kocaman bir gecekondusu olduğunu ve 27 senedir Şafak Mahallesi'nde yaşadığını anlatan Dersimli Konar Ergin, evi yıkılıp apartmanda yaşamaya başlayan kadınlar arasında. Kendisiyle artık yıkıntı haline gelmiş evinin önünde konuşuyoruz. Konar; "İnsan şu güzelim bahçeyi bırakıp gider mi? Kendimi apartmanın içinde cezaevinde gibi hissediyorum. Bildim bileli hep gecekonduda kaldım. 2 aydır dairede oturuyorum onun dışında hep gecekondudaydım. Komşularımızla aramız yine aynı gidip geliyoruz. Mahallerde Kürt ailelerini dağıtmak için evlerini yıktılar. Böyle bir memlekette yaşıyoruz işte. Kürt milletinde birlik olsa sonumuz böyle olmaz" dedi. "Ayrımcılıkla ve asimilasyonu hızlandırmak için bizi yerimizden ediyorlar" diyen Konar Şafak'ın Antalya'nın Şırnak'ı olduğunu bu yüzden belediyenin yatırım yapmadığını söyledi.

"HDP'den eşitlik ve kardeşlik istiyorum"

18 yaşındaki Sevgi Aksak ise, maddi olarak gecekondu karşılığında ne verildiğini bilmediğini ancak manevi olarak yıpranacaklarını söyledi. Sevgi; "Bu evi buradaki huzuru apartmanlarda bulamayacağız. Alıştığımız aileler, dostlarımız var yıllardır bir arada yaşıyoruz. Bizler bu mahalled büyüdük. Apartmanlara hap solacağız, istediğimiz zaman dışarı çıkamayacağız. Belediyeler zaten buraya yatırım yapmıyor. Önümüzde seçimlerde eğer HDP milletvekili çıkarırsa buralara da şehir merkezine verilen değerin verilmesini istiyoruz onlardan. En çok da eşitlik ve kardeşlik istiyorum" dedi.

'Apartmanlarda hayat geçer mi?'

Tek oda bir gecekonduda eşi vefat ettiğinden beri yalnız başına yaşadığını belirten 67 yaşındaki Zahide Ceylan'da apartmanda yaşamak istemeyen kadınlardan. Zahide; "Ben apartmanda yaşamak istemiyorum. Her türlü pislik var. Onlar evimi yıkacak diye bana kira ödeyecekler e bende kiramı ödeyemiyorum. Mecbur kabul ettim ne yapayım? Apartmanlarda hayat geçer mi?" şeklinde konuştu.

'Çocuklarım rahat sokakta oynayabiliyor'

Çocukların sokaklarda şimdi özgürce oynayabildiklerini ama daireye geçerlerse mecbur alışacaklarını söyleyen Remziye Ceylan ise 14 senedir gecekonduda yaşıyor. Remziye; " Çocuklar şimdi sokaklarda istedikleri gibi oynuyor ama apartmanlarda böyle olmayacak. Mecbur alışacaklar. Zaten sokaklar çok bakımsız çocuklar yıkılan evlerin arasında oynuyorlar hep hasta oluyorlar. Şafak bakımsız ama bizde gidip taleplerde bulunmuyoruz. HDP'de ki kadın adaylara da diyorum ki kadın kadının derdinden anlar. Gönlümüz onlardan yana, onlar bizi unutmasın" şeklinde konuştu.

(fk)