Filiz Zeyrek/JINHA

ADANA - Seyhan ilçesinde 10 yıldır takı tasarımı yaparak hayata tutunan Sevim Gökyıldız (60), bir kadın olarak her türlü zorluğu yaşadığına dikkat çekerek, kadına dayatılan ve kadını eve hapseden anlayışa karşı kadınların yaşamın her alanında yer alması gerektiğini söyledi.

Adana'nın Seyhan ilçesine bağlı Dağlıoğlu Mahallesi'nde yaşayan 60 yaşındaki Sevim Gökyıldız, evinin önüne kurduğu tezgahta yaptığı el sanatlarını satarak geçimini sağlıyor. 14 yaşında evlendirildiğini belirten Sevim, "Ben çocukluğumdan beri hep çalıştım. Okul birincisi olduğum halde kadın olduğumdan dolayı okutmadılar. Babamla tarlada kazma, çapa vs çeşitli tarım işinde çalıştım. On dört yaşımda daha çocukken evlendirildim. Evliliğin zorluklarını her küçük yaşta evlenenler gibi bende yaşadım. Kaynana ve koca baskısı yaşadım" dedi. 7 çocuk annesi olan Sevim, 4 çocuğunu sağlık sorunlarından kaynaklı kaybetmiş. Kadınların yaşadığı sorunları fazlasıyla yaşadığını dile getiren Sevim, kimseye muhtaç kalmamak ve kimsenin eline bakmamak için bu işe başladığını söyledi.

'Takı tasarımını 2 ayda öğrendim'

50 yaşına kadar aşçılık ve tekstil gibi çeşitli işlerde çalıştığını dile getiren Sevim, konuşmasına şöyle devam etti. "Sağlık sorunlarımdan dolayı artık çalışamaz oldum. Ama evde oturmayı tercih etme yerine yakından tanıdığım tasarım hocası olan bir kadın arkadaşımın tavsiyesi üzerine 10 yıla yakındır bu işi yapıyorum. Kimseye muhtaç olmamak için hele ki erkeğin gelirine kendimi bağlamamak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmak için bu işe başladım. Herkes bir yılda öğrenemezken ben 2 ayda öğrendim." Tasarımlarının kendisine ait olduğunu söyleyen Sevim, tüm gelirinin bu işe bağlı olduğunu söyledi.

'Gündüz işte gece hastanedeydim'

Çalışan kadınların yaşadığı sorunlara da değinen Sevim, her işte olduğu gibi takı işinde de zorlukların olduğunu söyledi. Sevim, "Hem ev işi hem de çocuklarla ilgilenip kendi işini yapmak zordur. Kolay olan bir iş yok, beni en çok zorlayan ise gözlerimdeki katarak sorunu. Yinede idare ediyorum. Ben 29 yılımı hastaneye verdim oğlum hastaydı. Gündüz işte, gece hastanedeydim. Çok zor günler geçirdim. Ama maalesef oğlumu kaybettim" şeklinde konuştu.

'Emeğimin karşılığını alamıyorum'

Kadına dayatılan ve kadını eve hapseden anlayışın yok olması gerektiğini dile getiren Sevim, konuşmasına şöyle devam etti: "Kadına dayatılan ev kadınlığı sadece kadın ev işleri yapar düşüncesi bizi bu duruma getiriyor. Ben yaptığım sanatı icra konusu bir bilekliği ve gerdanlığı 2 saatte yapıyorum. Emeğimin karşılığını alamıyorum. Çok pahalı buldukları için yarı fiyatına satıyorum. Sürümden kazanmaya çalışıyorum. Bulunduğum semt fakir. Çarşı merkezindeki satışla buradaki satış arasında yüzde 200 fark var. Yine de satışımı yapıyorum, en azından evde oturmuyorum, bir kadın olarak kendimi bir erkeğin gelirine bağlamıyorum."

'Çalışan kadınlara karşı erkeğin tutumu serttir'

Erkeklerin çalışan kadınlara karşı baskı kurduğuna dikkat çeken Sevim, her şeye rağmen pes etmediğini dile getirdi. Sevim, "Ben bu durumu çok yaşadım. İşe ilk başladığımda bana karşı çok sert ve kırıcı oluyordular. Sebebi benim bir kadın olarak kendi çabamla kendi imkânlarımla ayaklarımın üzerinde durmamdandı. Çünkü biz kadınlar asırlardır hep köleleri olduk. Bizi istedikleri gibi yönlendirdiler. Çünkü biz kadınların başarıları bizim söz sahibi olmamız demekti. Hırçınlıkları bu yüzdendi. Ben onları çok iyi anlıyordum ama pes etmedim, yıllarca çabaladım bu durumu kabullendirdim. Kadın isterse her şeyi yapacak bir beceriye ve güce sahiptir" diye konuştu.

'Kadının emeği görünmüyor'

Kadın emeğinin görünmediğini kaydeden Sevim son olarak şunları belirtti: "Maalesef kadının emeğine başta eşleri ve evlatları saygı duymuyor; çok görüyorum. Kadınlar yaşamın her alanında yer almalılar. Kadın isterse aşamayacağı hiçbir şey yoktur. Hadi kadınlar güçlenme zamanı diyorum. Ben hem ev işi hem kendi mesleğimi sanatımı sergiliyorum. Şuan olduğu gibi hem dolma oyup hem tezgâhımın başında satışımı yapıyorum bu durum beni hem çevreye hem kendime karşı güçlü kılıyor."

(nd/mg)