Annesinden aldığı güçle eril zihniyeti yendi

09:13

Medya Cebe/JINHA

MÊRDÎN - Devlet tarafından 1994 yılında gözaltına alınan babasından bir daha haber alamayan Gülsüm Yakut, annesiyle birlikte verdiği yaşam mücadelesini başarıya ulaştırdı. Annesinin iradeli ve kararlı duruşunu kendine örnek alan Gülsüm, en büyük hayali olan kuaförlük mesleğini de hayata geçirerek, kadınların eril zihniyete boyun eğmemelerini ve kendilerine güvenmelerini istedi.

Kuzey Kürdistan'da devletin Kürtler üzerinde yürüttüğü imha ve inkar politikaları birçok acının da yaşanmasına neden oldu. 1994 yılında Mardin'in Midyat ilçesine giderken gözaltına alınan babasından bir daha haber alamayan 28 yaşındaki Gülsüm Yakut, beş kardeşin en büyük çocuğu. Babasını kaybettiği sırada 7 yaşında olan Gülsüm, annesiyle birlikte ailenin tüm yükünü omuzlamak zorunda kalıyor. Babasını kaybettikten sonra devletin baskılarıyla karşı karşıya kalan Gülsüm ve ailesi yaşadıkları Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Gêre köyünden ilçe merkezine göç etmek zorunda kalıyorlar. Topraklarından uzak kendilerine yeni bir düzen kurmaya çalışan Gülsüm, annesiyle birlikte karşılaştığı birçok zorluğun da üstesinden geliyor.

'Yıllardır babamı arıyoruz'

Babası devlet tarafından kaybedilmeden önce köyde yaşadıkları sorunları anlatan Gülsüm, "O dönemde devlet bize koruculuğu dayatıyordu. Bizler korucu olmak istemiyorduk ve olmayanlara çok büyük baskılar yapıyorlardı. Bu yüzden köyümüzden birçok kişi zorla korucu oldu, olmak istemeyenlerin de yarısı dağa çıktı, yarısı da batıya göç etti" dedi. Koruculuk dayatmalarından dolayı babasının kaybedilmeden önce Konya'ya göç etme kararı aldığını ifade eden Gülsüm, "Babam bize yer ayarlamak için önden Konya'ya gidecekti, bu yüzden tek başına yola çıktı. Babam Midyat'a vardığında devlet güçleri tarafından gözaltına alınmış. Aradan 21 yıl geçti ve babam hala kayıp. Öldü mü, yaşıyor mu bilmiyoruz. Yıllardır babamızı arıyoruz" diye konuştu.

'Annemi örnek aldım'

Babası kaybedildikten sonra aile olarak çok zor dönemler yaşadıklarını belirten Gülsüm, kardeşlerinin hepsinin kendisinden küçük olduğunu ve bu nedenle annesiyle birlikte ailenin tüm yükünü omuzlamak zorunda kaldığını şu cümlelerle anlattı: "Babam devlet tarafından kaybedildikten sonra hayatımızda çok şey değişti ve annem yalnız kaldı. Ama yalnız kalması onu daha da güçlendirdi, annem çok çalıştı, bizleri okutmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Annem iş ayırt etmiyordu bulduğu her işe gidip bize bakıyordu. Annem çok güçlü bir kadın ve ben de onun gibiyim, kendime annemi örnek aldım. Ben çalışabilecek duruma gelene kadar annem çalıştı ve ben büyüyünce annemle birlikte çalışmaya başladım."

'Hayallerimden vazgeçmedim'

Büyük bir kararlılıkla çocukluğunda hayalini kurduğu kuaförlük mesleğine yöneldiğini söyleyen Gülsüm, "Kuaförlük konusunda yeteneğim de vardı. Babam kaybedildikten sonra birçok iş yaptım. Gece gündüz tarlalarda çalıştım, ama asla hayallerimden vazgeçmedim. Kendimi bu alanda yetiştirmem ve bu mesleği yapmam gerekiyordu. Bu yüzden önce kendimi eğittim ardından mesleki eğitim aldım. Bunun için Batman'da kısa bir süre eğitim almam yeterli oldu. Ardından küçük bir dükkan açarak orayı işletmeye başladım. Elbette başta çok zorluk yaşadım, akrabalarım 'burası küçük kimse gelmez' diyordu. Buna rağmen kuaför dükkanımı açarak işletmeye başladım" ifadelerinde bulundu.

'Eril zihniyetin zorluklarını yaşadım'

Eril zihniyetin mesleğini yapmasında belli zorluklar yaşattığını kaydeden Gülsüm, ilk başlarda tepkiler aldığını dile getirdi. Eril zihniyetten kaynaklı birçok kadının kuaföre dahi gelmediğini belirten Gülsüm, "Bu durumu aşmamız gerektiğini biliyordum ve bu yüzden önce topluma çalışan kadınların daha özgür olduğunu ve kadınların çalışmasının kötü bir şey olmadığını anlatmalıydım. Ve bunu yaptım. İnsanlar babam ile ilgili olan durumumuzu iyi biliyordu ve ailemi geçindirmem gerektiğinin de farkındaydılar. Ardından kadınlar gelmeye başladı. Kadınlar birbirlerinden cesaret alarak gelişir. Ben annemden cesaret aldım, Dargeçitli kadınlar da benden" dedi.

'Kadınlar kendine güvenmeli'

Ailede iki güçlü kadın olarak eril zihniyete karşı mücadele verdiklerini belirten Gülsüm, ailede de aynı ağırlıklarını koruduklarını kaydetti. Kardeşlerinin üniversiteye gittiğini söyleyen Gülsüm, "Evde her zaman ürettiğimiz fikirler ile hareket edilmiş olması kardeşlerimin kadın özgürlükçü bir düşünce yapısına sahip olmasına sebep oldu. Benim ve annemin fikirleri ve girişimleri ile bu aşamaya geldiğimizi biliyorlar bu yüzden erkek kardeşlerimin gözünde kadın yücedir" diye kaydetti. Son olarak kadınlara güçlü ve öz güven sahibi olmaları gerektiği konusunda çağrı yapan Gülsüm, "Kadınların öz güveni olmalı. Erkeklerin himayesinden kurtulup kendi öz iradeleri ile girişimlerde bulunmayı ve kararlar almayı öğrenmeliler. Kadınlar istediği zaman her şeyi başarabilir. Ben bu aşamaya kolay gelmedim. Şu anda Dargeçit'te yaşayan kadınların yüzde 90'ı benim kuaförüme geliyor ve tüm ilçede tanınan, sözü geçen bir kadınım. Bunu her kadın yapabilir. Bunun için kadınların öz güven sahibi olması ve erkek egemenliğinden kurtulması gerekmektedir" diye belirtti.

(mg)