Koçer kadınlar Şenyayla Festivali'nde buluştu
09:44
Nurcan Yalçın / JINHA
AMED - Bölgede 1990'larda devlet tarafından yaylalarından kopartılan Koçerler, Geleneksel Şenyayla Festivali sayesinde üç günlüğüne de olsa topraklarıyla hasret gideren Koçer kadınlar, çözüm sürecinin bir an önce olumlu yöne evrilmesini ve huzurlu bir yaşam için tekrar yayalarına dönmek isitiyor.
Diyarbakır'ın Kulp (Pasur) ilçesi ve Muş sınırına yakın bulunan Şen Yayla 3 yıldır geleneksel hale getirilerek, yayla hasreti çekenlere 3 günlük bir imkân sağlıyor. Uzun yıllar Koçerlik yapan kadınlar 3. Geleneksel Şenyayla Festivali'ne gelip, eski günlerini yâd ederken, 1990'lı yılarda devlet baskısıyla Koçerliği bırakmak zorunda kalan kadınlarla konuştuk. Kadınların tek dileği ise yine her zaman olduğu gibi barış olurken, "Biran önce barış olsun da yine yaylalarımıza dönelim" dedi.
'Eskisi gibi bu zozanlarda Koçerlik yapmak istiyoruz'
Kulp'un yaylalarında 25 yıl önce geçen anılarını anlatan Faize Adıyaman, "Yıllar önce buralarda, çadırlarımızı kurup doğal bir yaşamın en güzel anlarını yaşıyorduk. Dağların doruğunda hayvanlarımızı otlatıyor, süt sağıyor, komünal bir yaşam sürdürüyorduk. Bolluk bereket hep iç içeydi. Şimdi ise topraklarımız sahipsiz kaldı. Artık bize yaşam şansı verilmediği için festival sayesinde birkaç günlüğüne olsa da bu topraklarımıza dokunup hasret gideriyoruz. Büyüklerimizin toprakları bizim için değerlidir. İnsanın anne ve babası insan için ne kadar tatlıysa toprağı da o kadar tatlıdır" dedi.
'Gençliğim buralarda geçti'
Festival sayesinde 20 yıl aradan sonra 50 yıl Koçerlik yaptığı yaylaya gelen 70 yaşındaki Hülya Sevimli, "Ben Koçerlikte doğmuşum, buralarda büyümüşüm. Annem, kardeşim ve kayınpederim burada öldü, hala mezarları burada. Zozanımız Berbıhiv denilen bu bölgedeydi. Devletin bizi uyguladığı zulümden dolayı evlerimiz yakıldı ve sürgün edildik. 25 yıl önce kalkıp Silvan'a yerleştik, tüm anılarımızı burada bırakarak çekip gittik" diye anlattı.
'Koçerlere yapılan zulümden oğlum gerillaya katıldı'
Yaylarından aynı sebepten dolayı 20 yıl önce koparılan Kulp'a bağlı Badikan bölgesine taşınan Hacı İlhan, "Yaylalarda çok güzel bir yaşamımız varken, birden devlet baskısı başladı. Her günümüz zehir oluyordu, bir oğlum sırf bu yüzden yüzünü dağlara çevirdi. Onu bir daha görmek, ona sımsıkı sarılmayı çok istiyorum. Biz anneler dağlarda olan çocuklarımız yollarını gözlüyoruz. Oğlum gerillaya katılmadan önce onun düğününü yapmak üzereydik. Kınası hala evde bir gün gelirde eline kına yakarım hayaliyle geçiyor günlerim. Bir insan düğün hazırlığındayken, yönünü dağlara veriyor, artık buradaki devlet baskısını siz düşünün. Bizim yüreğimiz yanmış ancak başka anaların yüreği yanmasın. Savaş biran önce bitse de herke özgür bir şekilde kendi topraklarında ve istediği dağlarda, yaylalarda yaşayabilse" dedi.
'Festivalin amacı birliğimiz göstermek'
Ailesinin uzun yılar Şen Yaylada Koçerlik yaptığını söyleyen Meryem Öztürk ise, üç yıldır festivale katıldığını ve kendini topraklarında mutlu hissettiğini belirterek, "Buraya gelmemizin amacı tüm insanlara birliğimizi göstererek, halkımızı savunmak. Bu toprakların bizim, ne olursa olsun hiçbir güç bizi özümüzden, kimliğimizden ve haklı mücadelemizden uzaklaştırmaz. 3 günlükte olsa gelip büyüklerimizin Koçerlik yaptığı zozanlarda kalmak içimizi açıyor ve anılarını gözlerimizde yeşertiyor. Bizimde tek isteğimiz bu topraklara kalıcı bir barışın gelmesi ve korkusuz bir şekilde yaşamasıdır" diye konuştu.
(zd/fk)