Sinemxan'ın romanlara konu yaşam hikâyesi

09:04

Nurcan Yalçın - Zeynep Akın / JINHA

ÊLIH- PKK saflarında yaşamını yitiren Ümit ve Gülçin Adsan'ın annesi ve Sason direnişinin öncü isimlerinden Abddurrahmanê Eliyê Unis'ın torunu Sinemxan Adsan, romanlara konu yaşamını anlattı. "Katılım yapan kızıma ilk gerilla kıyafetini ben diktim" diyen Sinemxan, hayatının tamamını Kürt kültürünün yaşatılmasına adıyor.

Güneydoğu Torosların devamı, Sason ve Xerzan dağlarında 7 yıl boyunca büyük kahramanlık sergileyen Elîyê Ûnis Serhildanı çocuklarından sonra torunları tarafından devam ettiriliyor. Bunlardan biri de Sason direnişinde cephede savaşan kadınların sembolü olan Rindixan'ın torunu Sinemxan. PKK saflarında yaşamını yitiren Ümit Adsan (Mahsum) ve Gülçin Adsan'ın (Evîndar Mahsum) annesi Sinemxan Adsan, iki direnişçi kadın Rındexan ve Sinemxan'ın direnişini hala ruhunda taşıyan duruşuyla romanlara konu olacak yaşam hikâyesine sahip. Şêx Said İsyanı'nda Sason'da başkaldıran Abddurrahmanê Eliyê Unis'ın torunu Sinemxan'ın hikâyesini kendisinden dinledik.

1926 yılında başlayan isyan ve sürgün

Sinemxan ailesinin sürgün yıllarını şöyle anlattı: "Başkaldırı uzun sürmüyor ve devlet kısa bir süre sonra isyanı bastırıyor ve aileyi ikiye bölüp sürgün yollarına koyuyor. Ailenin silahlı bir kısmı Dinar tarafına, silahsız olanı ise Rojava'ya (Binxet) sürgün ediliyor. Yolda çok sayıda kişiyi öldürüyorlar. Benim dedemi Abdurrahmanê Eliyê Unis'i ise Şama sürgün ediyorlar. Dedem Şam'da bizde Qamışlo kentine bağlı Maşok köyünde kalıyorduk. Şam'da Celadet Bedirxan'la tanışıyor ve Kürt diline çok önem veriyor. Dedemin sürgünü bitince oda Maşok'a gelmiş. Ben doğduğumda bana Celadet Bedirxan'ın kızı Sinemxan'ın ismini vermişler" dedi.

20 yıl aradan sonra tekrar başlayan sürgün yolları

Rojava'daki geçim kaynaklarının çiftçilik olduğunu söyleyen Sinemxan, "Evimize sürekli Bedirxaniler gidip geldiği için Kürt diline fazlasıyla bağlıydık. Ben Arapça okudum ancak ailem Kürtçeye çok önem gösteriyordu. Okulda Arapça ders görsem de okumalarım Kürtçeydi. 20 yıl Rojava'da kaldıktan sonra, Araplar gelip kaldığımız köyleri sahiplendiklerinde bizde artık orada kalmak istemedik. 36 kişilik bir aile olarak trenle Qamışlo'dan Nusaybin'e geçtik. Oradan ailenin bir kısmının kaldığı Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Yeni köye yerleştik. Burada ailemizin bir kısmı olduğu için fazla sıkıntı yaşamadık. Bir yıl geçtikten sonra amcamın oğluyla evlendim. 9 yıl evli kaldık. 5 çocuğumuz oldu 6'ıncı çocuğumla bir aylık hamileyken eşim vefat etti" şeklinde konuştu.

'Aile üzerinde baskılar hep devam etti'

Çocuklarının ve kendisinin geçimini sağlamak için çalışmaya başladığını söyleyen Sinemxan, "Çalışayım diye bir dikiş makinesi kendime aldım. Çocuklarımın geçimini sağlamak için kullandığım makineyi bile devlet gerillalar için kullandığımı söyleyerek, ev baskınları sırasında kırmışlardı. Aile üzerinde büyük devlet baskısı vardı. Çocuklarım köyden Kozluk'a okula gidiyorlardı. Bende Kozluk'ta bir ev kiraladım ve çocuklarımın yanına gittim. 5 yıl Kozluk'ta kaldıktan sonra Batman'a gittik orda da küçük bir ev kiraladım. Çocuklarım okuyordu ve hareketi tanıdıkları için üzerlerinde çok devlet baskısı vardı. Kendilerini, kimliklerini çok iyi tanıyorlardı. Evde ve okulda sürekli Kürtçe konuşuyorlardı ve gösterdikleri cesur yürekleriyle birçok zinciri kırmışlardı" ifadelerinde bulundu.

'Kızımın ilk gerilla kıyafetini ben diktim'

Çocuklarının gördükleri devlet baskılardan dolayı PKK'ye katılmak istediklerini ifade eden Sinemxan şöyle devam etti: "Çocuklarım ilk katılım kararı aldığında onlara karşı çıktım ve 'gerillalar her türlü zorluğa göğüs gerer, kardan ev yapmış gece o yaptığı kar deliğinde mumla yatmıştı. Ben ona gerillalar gece mum bile yakmadıklarını ve günlerce aç ve susuz kaldıklarını söylediğimde ise bu sefer 3 gün yemek yememişti. Kış ortası girer kendini soğuk suya vurur öyle kalırdı. Kendini bana kanıtlamak için her yolu denemişti. Sonra ise katılım yaptılar. Ben hep söylüyorum 6 çocuğumun için o ikisiydi. Zulme, baskıya, haksızlığa gelemiyorlardı. Çok fedakâr ve cesur yürekliydiler ve paylaşımcıydılar. En son ikisi de çıkış yaptı. Bizim ailede zulmü ve baskıyı kabul etmeyenlerin hepsi katılım yaptı. Kızım katılım kararını bana açıklarken ondan 3 gün bana müsaade etmesini istedim ve uzun yıllar gerillalara diktiğim leşkeri elbiselerini ölçüsünü alarak ona da diktim. Onun ilk gerilla kıyafetini ben diktim. Onu böyle uğurladım" dedi.

Bedirxan ailesinden aldığı kültürü hala sürdürüyor

Sinemxan, Bedirxan ailesinden aldığı kültürü hala ilk gün gibi sürdürdüğünü ve Kürt diline büyük önem verdiğini ifade ederek, "Çocuklarım el birliğiyle köyden biraz uzakta bana ev yaptılar ve 27 yıl aradan sonra tekrar kendi toprağıma geri geldim. Tek başıma burada kalıyorum. Günümü Kürtçe kitaplar okuyarak geçiriyorum. Biz Qamişlo'dayken Bedirxan ailesiyle olan yakınlığımızdan dolayı bizim ailede o kültüre sahip çıkıyordu. Benim için yalnız olmak daha iyi kendi dertlerimle ve acılarımla baş başa kalıyorum. Düşünme ve yoğunlaşma zamanım daha çok oluyor" diye konuştu.

Sinemxan, son olarak "Bizler çok büyük bedeller vererek bu günlere gelmişiz bundan sonra evlatlarımızı kaybetmeden barış ortamında yaşamayı istiyoruz. Her zaman şunu diyorum iyi ki Kürt olarak dünyaya geldik ve iyi ki dilimizin mücadelesini sürdürüyoruz. Çok zulümler ve acılar çektik ama yinede Kürt olduğumuz için mutluyuz" diye belirtti.

(zd/mg)