'Hevsel Bahçeleri ve Surlar'ı kendimiz korumalıyız'
09:12
Helin Yıldırım/JINHA
AMED - Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır Surları'nın UNESCO listesine alınması kentte sevinçle karşılandı. Kararla birlikte özellikle turizmin canlılık kazanacağı beklenirken, turist rehberleri, surların da Hevsel Bahçeleri'nin de "UNESCO tarafından korunacak" beklentisine girmeden tüm Diyarbakır tarafından korunması gerektiğini belirtti.
UNESCO'nun 39. Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda alınan kararla Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri Dünya Kültür Mirası olarak tescillendi. Kararın duyurulduğu andan itibaren ise Diyarbakır'da şenlikler, şölenler başladı. Büyükşehir Belediyesi'nin çabalarıyla gündemde tutmaya çalıştığı bu karar bir anda yüzleri güldürdü. Şaşkınlık ve sevinç yaşayan yurttaşlar, kararın duyurulduğu günden bu yana surlarda, parklarda bir araya gelerek davul zurnalarla halay çekerek kutlama yapıyor.
'Kültür turizmi açısından önemli eserler bulunuyor'
Karar Diyarbakır'a gelen turist sayısını da etkileyecek. UNESCO listesine girmiş bir doğa güzelliğini ve tarihi eseri görmek turistlerinde ilgisini çekeceğinden bu alanda da bir hareketlilik yaşanacak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde turist rehberliği yapan Tülay Yer, Diyarbakır'ın kültürel anlamda büyük bir potansiyele sahip olduğunu fakat savaş ortamından kaynaklı geri planda kaldığını ve daha önce tanıtımına yeteri kadar önem verilmediğini belirtti. Tülay, kültürel turizme sahip çıkmak anlamında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bunun üzerine çalışmalar yürütüldüğünü ve UNESCO sürecinin başladığını söyledi. Diyarbakır içinde özellikle Sur bölgesinde bulunan inanç yerlerinin kültür turizmi bakımından önemli tarihi eserleri barındırdığını ifade eden Tülay, "Bunları cazibe merkezi haline getirmek dışarıdaki kültür turizmi amacıyla gezen insanların dikkatini çekecektir" dedi.
'Turistler önce koruma altında olan yerlere gidiyor'
Önceki yılara göre gerek yabancı gerek yurtiçi turist sayısında artış olduğunu, bu durumun ekonomik getirisinin de olduğunu söyleyen Tülay "Kültür turizmine çıkan insanlar önce bir araştırma yapıyorlar eğer koruma altına alınan yerler varsa önce oralara gidiyorlar. Bu da Diyarbakır'a ve bölgeye gelen turist sayısının artmasında etkili olacaktır. UNESCO listesine gireli 1 hafta oldu gelen turistlere söylediğimizde çok sevindiklerini ve kesinlikle hak edildiğini söylüyorlar. Genelde bu konu üzerine olumlu tepkiler görüyoruz" diye konuştu.
'Kenti kısa vadede geliştirebilecek en önemli sektör turizm'
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde bir diğer turist rehberi Metin Özçelik ise, Diyarbakır'ın kültür turizminin yapılabileceği en önemli kentlerden bir tanesi olduğunu vurguladı. İlçelerde 12 bin yıllık tarih, kent merkezinde de 7 bin yıllık bir tarihi olduğunu belirten Metin, "Bu 7 bin yılık tarihi geçmiş içerisinde birçok etnik grup ve farklı grup yaşamıştır. Kültürel özellikleri günümüzde de halen Diyarbakır Kalesi'nin Sur içi semtinde bir bütün olarak görebiliyoruz ve bunlar kendi yaşadıkları yerin dışında kendi kültürleri dışında başka yerler görmek isteyen insanlar için büyük bir imkan sunuyor" dedi. Metin, turizmin Diyarbakır için önemli bir kaynak olabileceğini, kısa vadede geliştirilebilecek en önemli sektörün turizm olduğunu belirtti.
'Korunmayı UNESCO'dan beklememek gerekiyor'
Metin Diyarbakır'ın dünya nezdinde görünür olacağını belirterek,"Hevsel ve surlar UNESCO listesine girdi artık bunlar onlar tarafından korunacak diye yanlış bir algıya kapılmamız gerekiyor. Kentin turizmle ilgili faaliyet yürüten bütün kurumlarının, kentte yaşayan esnafın ve halkın olaya bütünlüklü bir şekilde bakması gerekiyor" dedi.
'lham verici ve etkileyici'
Diyarbakır'ı turist olarak Almanya'dan gelen öğrenci Isabel Ortiz de Diyarbakır'la ilgili şunları söyledi: "Çok motive olan genç insanlarla tanıştım. Çok yaratıcılar, siyasette çok aktif yer alıyorlar. Bu benim için çok ilham verici ve çok etkileyici oldu. Aynı zamanda Urfa ve Antep'e gittim ve Diyarbakır'ı daha önce gittiğim şehirlerin kadar muhafazakar bulmadım. Çok güzel, orijinal bir yer. İstanbul gibi turistik bir şehir olmadığı için kültürü, halkın gerçekten nasıl yaşadığını kolay görebiliyoruz. Buradaki halk da turistik yerlere çay içmek için geliyorlar, bu da oturmak için güzel bir atmosfer oluşturuyor. Tarihi görebiliyoruz aynı zamanda turistik telaş, stres ve baskıya maruz kalmadan da şehrin keyfini çıkarabiliriz."
(gc/fk)