Siz savaşı bir de o çok dillendirdiğiniz 90'ların tanıklarına sorun

09:18

Filiz Zeyrek/JINHA

ADANA - Son dönemlerde savaş çığırtkanlığı artarken yakın tarihin savaş mağduru 75 yaşındaki Cemile Adanur'a savaşı sorduk. 1990'lı dönemlerde Mardin'den Adana'ya zorla göç ettirilen Cemile, "O dönemden bu yana bir türlü kendimize gelemedik. Tam da barışı konuşmuşken bu savaş da nerden çıktı? Türk annelere sesleniyorum; Lütfen çocuklarınızı Erdoğan'ın emellerine alet etmeyin, savaş politikalarına kurban etmeyin" diyor.

AKP hükümeti tarafından savaş politikalarını devreye sokmasıyla 1990'lı yılların yoğun baskı dönemlerine tekrar gidildiği şu günlerde halkın tedirginliği devam ederken mikrofonumuzu, 1990'larda köyleri yakılarak zorunlu göçle Adana'ya yerleşen dönemin savaş mağduru 7 çocukm annesi 75 yaşındaki Cemile Adanur uzatarak, kolay atılan savaş çığırtkanlığının acı gerçeklerini konuştuk. Savaşın acımasız yanıyla yaşamlarının her alanında karşılaşan savaş mağduru Cemile, tam da barış hayalleri kurdukları sırada AKP'nin evlatlarının üzerinde savaş uçaklarının uçurmalarını kabul etmediklerini söylüyor. Cemile, Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'a seslenerek, "Çocuklarımızı senin savaş politikalarına kurban etmeyeceğiz" diye tepkisini dile getirdi.

'Savaşın ne demek olduğunu en iyi ben bilirim'

Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı köylerinin 1990'lı yıllarda yakılmasının ardından zorunlu göçe tabi tutularak Adana'nın Seyhan ilçesine bağlı Küçük Dikili Mahallesi'ne taşınmak zorunda kalan Cemile ilk günden bu yana topraklarının özlemini çekiyor. "Savaşın ne demek olduğunu en iyi ben bilirim ben" diyen Cemile, son dönemlerde atılan savaş çığırtkanlığına işaret ederek, "Hayvanlarımızı dahi gözlerimizin önünde yaktıkları dönemi tekrar yaşatmak istiyorlar, buna kimse 'dur' demiyor" diye konuştu.

'İşkence eder, sonra hayvan ve ekinlerimizi yakarlardı'

Seyhan sokaklarında kuzularını otlatmaya çıkaran Cemile, betonarme kentin doğadan uzak duruşuna kuzularıyla meydan okuyor. Cemile, "25 yıl oldu Adana ya geleli. Kendi topraklarımızda çok huzurlu ve mutluyduk. Ama mutluluğumuzu çekemediler. Çiller vardı o zaman devletin başında. Evlerimize bomba atılar, kimyasal atılar hayvanlarımız hep telef oldu nefessiz kaldılar buda yetmedi ahırlarımızı ateşe vererek kalan hayvanlarımızı yaktılar bizim gözlerimizin önünde hiçbir şey yapamıyorduk, yaşlı gözlerle ancak seyrettik yanan canlarımızı. Bizi anonsla caminin önüne topladılar, sıra dayağı çekerlerdi önce sonra buğday, arpa ekimlerimizi ve bağlarımızı ateşe verirlerdi. Acımadan onca emeğimizi yok ederlerdi" diye o günleri anlattı.

'Seçimlerin acısını Kürt halkından çıkarıyor'

Cemile o yıllarda yapılmak istenen korkunç katliamları şimdi de devam ettirildiğini belirterek, "O günkü Çiller bugünkü Erdoğan ben bir fark göremiyorum. Tekrar annelerin yüreği yakmak isteniyor, evlatlarımızın üzerinde siyaset yapıyor, güçlenmeye çalışıyorlar "dedi. Cemile "7 Haziran seçimlerinde hüsrana uğrayan Erdoğan acısını Kürt halkından çıkarıyor. Seçim süreci boyunca Kürtler hedefti zaten bizi Bingöl'de, Ağrı'da, Amed'te katlediyorlardı zaten, bombalıyorlardı. 3 yıldır süreç diyorlardı, asıl onlar 3 yıldır DAİŞ'in hazırlığını yaptılar" diye konuştu.

'Çocuklarımızı katlediyorlar'

"Erdoğan İktidar olduğunda halkın gözünü boyamak için köye geri dönüş yasası diye bir yasa çıkardı, her giden aileye para ve hayvan gibi yardım sağlayacaktı" diyen Cemile "yalanlarını çok iyi biliyoruz" diye konuşarak şöyle devam etti: "Bizim yakılan köyümüzden geriye bir şey kalmadığı için geri dönemedik. Ama bir akrabamız gitti, çocukları küçüktü diye burada geçinemiyorlardı. Gittiğinde çoban olduğu için kurtlara karşı koyunlarını korumak için aldığı tüfeği yüzünden onu öldürdüler, çocuklarını yetim bıraktılar. Bize 'köyünüze geri dönün' diyen Erdoğan şimdi yine köylerimizde savaş başlatmış, 'nasıl döneceğiz' diye sorarım ona. Nasıl bir güvence verecek bize? Ben bir anne olarak asker, gerilla ve polisin, yani hiç kimsenin ölmesini istemiyorum. Annelerin yüreğini yakmasın artık, kimsenin yuvasına ateş düşürmesin. Kendi annesi öldüğünde nasıl gözyaşı döktü, nasıl yüreği yandı hepimiz gördük. Peki annesi için ağlayan neden gencecik yavrulara ağlamıyor, yüreği yanmıyor da onları ölümün kucağına atıyor" diye sordu.

'Evladınızı bu politikaya kurban etmeyin'

Cemile son olarak şöyle konuştu: "Şimdi 4 keçimle beraber Seyhan'ın sokaklarında onları otlatıyorum. Buralar çok sıcak, duvar diplerinde serinlemeye çalışıyorum. Keçilerimin sütünü satarak geçimimi sağlıyorum. Yaşadığım hayat çok zor, her şeyden uzak tüm haklarımdan yoksun bir şekilde yaşıyorum. Köyüme gitmeyi çok isterdim ama geriye ne bir köy, ne bir ev ne de o tarlara ekin ekmek için bir param. Yine de her şeye razıyız, yeter ki savaş çıkmasın, bu küçücük çocuklar da bizim yaşadığımızı yaşamasın. Türk annelere sesleniyorum; Lütfen çocuklarınızı Erdoğan'ın emellerine alet etmeyin, savaş politikalarına kurban etmeyin."

(zd/fk)