Tarlabaşı'nda Mardinli kadınların yaşam mücadelesi

09:06

JINHA

İSTANBUL - İstanbul'un Beyoğlu ilçesine bağlı Tarlabaşı'nda yaşayan Mardinli Kürt kadınlarının ellerinden tezgâhlara taşınan midyeler binlerce özlem barındırıyor. Gelenekleşen midye dolması zor olduğu kadar kendi memleketlerine gitmeyi dört gözle bekleyen kadınların hayatlarını devam etmeleri için bir ekmek kapısı.

İstanbul'un Beyoğlu ilçesine bağlı Tarlabaşı'nda yaşayan Mardinli ailelerin midye ile özdeşleşen hikâyeleri yıllardır tazeliğini koruyor. Bir şekilde yolu sabahın erken saatlerinde Tarlabaşı'nda düşenlerin buram buram midye dolması kokan sokakların hemen hemen hepsinde ellerinde deqleriyle Mardinli kadınları görmeleri mümkün. Bu aileler, köyleri yakılarak boşaltılmış veya yaşadıkları maddi sıkıntıların artması ile İstanbul'a göç etmek zorunda kalmış. Mardinli aileler tarafından yarım asra dayanan midye dolması yapımını kadınlar yapıyor. Mardinli Kürt kadınları tarafından bir gelenek halini alan midye dolması zor olduğu kadar kendi memleketlerine gitmeyi dört gözle bekleyen bir özlem ile dolu. Yaşadıkları zorlukları anlatan Nilüfer Çelik, "Devletin Kürt kalkına yıllardır uyguladığı politikalardan ötürü biz bu sefaleti yaşıyoruz" dedi.

'Kadınların emeklerini zabıta memurları çöpe atıyor'

Nilüfer, "Midye işini yapmazsak yiyecek ekmeğimiz yok. 26 yıldır bu işi yapıyorum. Hem bizim hem de çocuklarımız için zor. Bu zorluğu çekiyoruz ama mecburuz bu işi yapmaya. Mardin'den İstanbul'a yoksulluktan fakirlikten dolayı geldik. Ama burada da zorluk ve sefalet içinde yaşıyoruz. Sabah namazında kalkıp öğle saatlerine kadar midyelerin temizlemesi pişirmesi ile uğraşıyorum. Sadece ben değil Tarlabaşı'nda yaşayan birçok kadın bu işi yapıyor" diye konuştu.

Midye dolmasını kendisi yapıp ardından çocuklarının sattığını anlatan Nilüfer, "Çuvalını 20 TL'ye alıyoruz. Yere yığıp içindeki çöpleri ayıklıyorum. Ardından makineye atıp saatlerce yıkıyorum. Tek tek içlerini açıp temizliyorum. İçlerini açtıktan sonra tekrar yıkıyorum midyeleri. Hazırladığım pilavı içlerini doldurup pişiriyorum" dedi. Zabıtaların eşyalarına el koyduğunu ve çöpe attığını söyleyen Nilüfer, verdikleri onca emeğe rağmen bu yıl içinde 50'ye yakın tepsi midye dolmasının zabıtalar tarafından çöpe atıldığını anlattı.

'Biz köylerimizi özlüyoruz'

İstanbul'a göç etmek zorunda kalan Fadime Aslan ise "Mecburiyetten bu kadar zor bir iş yapıyoruz. Köylerimizi yaktılar. Biz köylerimizi özlüyoruz. Burada mutlu değilim. Ne olursa olsun biz burada yaşamak istemiyoruz artık. Yerimiz yaşam koşullarımız iyi değil. Zabıtalar yaptığımız işlere zaten engel oluyor. Burada ne kadar yaşarsak yaşayalım yine de kendi topraklarımızı özlüyoruz. Bu savaş hali bittiğinde artık topraklarımıza gidip yaşamak istiyorum" diye konuştu.

'Ekmeğimizi bu işle kazanıyoruz'

Ev işleri ve midye yapımı ile geçimini sağlayan kadınlardan Naciye Çiçek, "30 yıldır bu işi yapıyorum. Ekmeğimizi bu işle kazanıyoruz. Mecburum bu işi yapmaya. Ekmek parası için midye dolması yapıyorum" sözlerine yer verdi.

(ro/dc/gc)