Çadırlarda süren yaşamda tek istekleri barış
09:07
Filiz Zeyrek/JINHA
ADANA - Adana'da 20 yılı aşkın süredir çadırların içinde yaşayan kadınlar, baskılardan dolayı göç etmek zorunda kaldıkları topraklara geri dönmek istiyor ancak savaş kadınların dönme umudunu kırıyor. Yıllarca10 saati aşkın süre tarlalarda, sıcağın altında, sağlıksız koşullarda çalışan kadınların tek isteği barışın gelmesi.
Köylerini, evlerini geride bırakarak yanlarına sadece anılarını alan binlerce kadın, çocuk, erkek Adana'nın bereketli topraklarında, yıllarca köylerine dönme umudunu akıllarının bir köşesinde hep tutarak, emek verdi, ter döktü. Zorunlu bir göçtü bu, köyleri yakılıp yıkılan, her gün asker baskısı altında yaşayan Kürtler için. 90'lı yılarda Adana'ya 50 kilometre mesafede bulunan Tuzla beldesine bağlı Kara Koçer köyüne göç eden, çadırlarda hayat mücadelesi veren kadınların tek isteği ise ne para ne lüks evler ne de başka bir şey. Tek istedikleri çocuklarının artık ölmemesi.
'Evlatlarımızın hayatlarını kurtarmak için göç ettik'
Şırnak'tan 16 yıl önce Adana'ya göç eden 7 çocuk annesi 60 yaşındaki Şükriye Batmaz baskılar nedeniyle köyünü tek edenlerden. Evlatlarının hayatlarını kurtarmak için göç ettiklerini ifade eden Şükriye, "Biz kendi toraklarımızda mutluyduk neden bu haksızlıkları yapıyorlar. Bizi kendi çıkarlarına kurban ettiler. Yabancı topraklara geldik günlerce aç kaldık susuz kaldık. Toprak sahiplerinin kötü davranışlarına maruz kaldık. Bir gün hasta bile olsak suyumuzu, elektriğimizi kesiyorlardı, hakaret ediyorlardı, başımızın üzerinde durup sürekli işe zorluyorlardı" dedi.
'Bugün de köylerimiz bombalanıyor, evlatlarımız katlediliyor'
Çocuklarının sabah 06.00'da tarlaya giderek 19.00'a kadar çalıştıklarını belirten Şükriye, günlük 35 liraya çalıştıklarını söyledi. Sıcak ve sineklerden rahatsız olduklarını anlatan Şükriye, suyu da kuyulardan çektiklerini söyledi. Sağlık sorunlarının da çok olduğunu ifade eden Şükriye, "Burada hastane veya sağlık ocağı da yok. 'Bize köye gidin'diyen Erdoğan şuan köylerimize bombalar yağdırıyor. Bizi tekrar öldürüyorsun, katliam yapıyorsun. Ne istiyorsun? Yetmedi mi kan döktüğünüz? O kadar kolaysa kendi evladını yolla savaşa bak nasıl canın yanacak mı'' diye isyan etti.
'25 yıldır naylon çadırların içinde yaşam mücadelesi veriyoruz'
Şırnak'ın Çixlik Köyü'nden göç eden 50 yaşındaki 8 çocuk annesi Vesile Işık 25 yıldır naylon çadırların içinde yaşam mücadelesi verdiklerini söyledi. Hijyenik olmayan koşullardan dolayı defalarca sağlık sorunları yaşadıklarını ifade eden Vesile, "Buradaki tarla sahipleri bizi insan yerine dahi koymuyorlar. Canları istediğinde elektriğimizi, suyumuzu kesiyorlar. Adana'nın sinekleri ve böcekleri ile yaşıyoruz"dedi.
'Asker ve polis anneleri çocuklarını feda etmesin'
Köye geri dönüş yasasına inanmayıp gitmediklerini belirten Vesile, ''Nasıl inanalım ki? Daha dün Kürdistan'da 7 Haziran seçimlerini kaybettiklerini Kürt halkını katlederek tekrar kazanmaya çalışıyor. Ben bir anne olarak başta polis ve asker anneleri olmak üzere bütün annelere sesleniyorum. Çocuklarınızı hiç kimse için feda etmeyin! Bizim kimse için ölecek çocuklarımız yok! Ey AKP sana Kürdistan'da savaş yaptırmayacağız. Onlarca hükümet devrildi ama özgürlük hareketi hala ayakta. Sen de yıkılacaksın" dedi.
'İki çocuğumu parasızlık ve bakımsızlıktan kaybettim'
60 yaşındaki 6 çocuk annesi Şehrînaz Vanal da 20 yıl önce Şırnak'tan göç etti. Şehrînaz baskılardan göç ettikleri yetmezmiş gibi burada da emek sömürüsüne maruz kaldıklarını söyledi. Şehrinaz, "Ya kabul edeceksin ya da buradan gideceksin diyorlardı. Nereye gidebilirdik ki? Boyun eğmek zorundasın başka çaren yok. Yıllarca bu şekilde yaşamaya çalıştık'' diye aktardı.
'Bu ülkeye barış ve huzur gelmesini istiyoruz'
Topraklarını özlediklerini vurgulayan Şehrînaz, "Topraklarınız özgürleşti deseler koşa koşa gideriz. Niye gitmeyelim ki? Ne güzeldi eski günler, kendi bağlarımız, bahçelerimiz. Kimsenin emri altında kalmadan kendi üretimimizi yapıyorduk, mutlu yaşıyorduk. Umut ediyorum ki o günleri tekrar yaşayacağız. Bu ülkeye barış ve huzur istiyoruz. Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bu kadar acı yeter artık kardeşlik olsun'' dedi.
(gc)