Van'ın Laz köyünde kadınlar tüm yaşamı örgütlüyor

09:05

Asya Tekin -Nışmiye Güler/ JINHA

WAN - Van'ın Döndere köyü halkların bir arada kendi dili ve kültürü ile yaşamasına en güzel örneklerden biri. Trabzon'un Uzungöl ilçesinden 50 yıl önce göç eden Lazlar ve yerli Kürtler'den oluşan köyde yaşam bir başka akıyor. İki halkın kendi dili ve kültürüyle yaşadığı köyde yaşamıda kardeşliği de kadınlar örüyor.

Van gölü, Erek ve Artos dağları, tarihi Akdamar Adası, Van Kalesi ve birçok tarihi ve doğal güzelliğiyle bilinen Van'da aynı zamanda farklı kültürler de bir arada yaşıyor. Kürt, Acem, Türk, Kırgızların da yaşadığı kentte bir de Laz ve Kürtlerin bir arada yaşadığı köy bulunuyor. Özalp'e bağlı Dönerdere Köyü'nde 50 yıldır Kürtler ve Lazlar bir arada yaşıyor. Lazların Van'da yaşadığını ilk duyanların merak ettiği sorulardan biride buraya nasıl yerleştikleri oluyor. Köye 1965 yılında Trabzon Uzungöl'de heyelan ve torak kaymasından sonra Lazlar devlet tarafından köye yerleştiriliyor. Toprak ve hayvan verilen köylüler burada bir diğer kültürün etkisinde asimile olmuyor birlikte yaşamı örmeye başlıyor.

'Türkleştirme politikası izlendi'

Köyde yaşayanlardan Yağmur Durak köyün hikayesini şöyle anlatıyor: "Lazlar buraya 1965 yılında göç etmişler. Türkiye'de iskan politikasının Lazlar üzerinde uygulanmasıyla Lazları ve Kürtleri Türkleştirme politikası uygulandı bu politika sonucunda ailelerimiz Özalp ilçesinin Dönedere Köyü'ne yollanmışlar. Aynı politikalardan kaynaklı Lazların Muş ve Erzurum'un da köylerinde olduğunu görüyoruz. Türkleşme politikası izlendiğinden buradaki Kürtleri asimile etmek planlanmıştı. Ama biz buradaki Kürtlerden çok şey öğrendik. Artık kültürlerimiz karışmış durumda. Misafir ağırlamak olsun, onlardan öğrendiğimiz yemekleri daha çok yapıyoruz" dedi.

'Kendisine iş sahası bulan ailelerin çoğu gitti'

Lazların ilk Van'a gelişini anlatan Yağmur "İlk göç ettiğimiz dönem göçe zorlanan ailelerimizin buralarda evleri ve tarlaları olmadığı için devlet her haneye bir ev, hayvan ve üç tarla vermiş. O dönem ev planları oda sayıları herkesin aynıydı. Daha sonra gördükçe değiştirmişler. İlk gelindiği dönemde hane sayısı çok fazlaymış. Burada elbirliği ile yapay bir göl yapmışlar. Lazlar bütün işlerini ortaklaşa yaparlarmış. Şehir hayatının yayılması ile birlikte buradan göçler başladı. İş imkânlarının darlığından dolayı şehirlere göçler başladı. Kendine iş sahası bulan ailelerin çoğu gitti. Burada kalanlar da hayvancılık ve tarımla geçimlerini sağlıyor" şeklinde ifade etti.

'Karadeniz erkeği 'kadın çalışır erkek kahvede oturur' der'

Yaklaşık 80 hane olarak Uzungöl'den Dönerdre'ye gelen Lazlar ekonomik nedenlerden kaynaklı göç ederek metropollere ve Avrupa'ya gitmeye başlıyor. Şuan 30 hanenin kaldığı Laz köyünde kadınlar emekçi yanlarıyla biliniyor. Karadeniz'in coğrafyasından Van'a gelen kadınlar önce burada ne yapacaklarını bilemedikleri için Kürt kadınlarında öğreniyor. Kürt kadınlarından bu topraklarda neler yetişebileceğini öğrendiklerini söyleyen Yağmur, "Daha çok kadınlar çalışıyor burada. Karadenizlilerin düşüncesinde 'kadın çalışır erkek de kahvede oturur' var. Bu yüzden erkekler pek çalışmaz buralarda çalışan da memurdur. Kadınlar burada en geç 05.30'da kalkarlar. Bahçelerini kontrol ediyor sulamasını yapıyorlar. Belirli saatleri var hayvanların otlanıp sağılması için bu işlerini de yapıyorlar. Öğlen dinlendikten sonra tekrar hayvanlarıyla ilgileniyorlar. Kadınlar bütün ev işlerini de kendileri yapıyor" şeklinde belirtti.

'Burada ki kadınlar şehir hayatından farklı yaşıyor'

Trabzon'da 1992 yılında evlenerek bu köye yerleşen Hanife Genel de tarlada ekinlerini topluyor. Lazların geçim kaynaklarını anlatan Hanife, ot biçtiklerini ve hayvancılıkla uğraştıklarını söyledi. Tarlada çalışmayı ve hayvancılığın zorluklarını anlatan Hanife, "İş makinelerinin çıkmasıyla bizim işler kolaylaştı. Otları makine kesiyor bizler de elle toplayıp bağ yapıyoruz. Vagona koyduktan sonra eve götürüp yığınak yapıyoruz. Bu otları satanlar da var ama biz kendimiz için topluyoruz. 50 yıl evvel buraya geldiğimizde devlet bize ekip biçmemiz için tarla verdi. Buranın kadınları şehir hayatından farklı yaşıyorlar. Sabahları erkenden kalkıyor süt sağıyoruz. Daha sonra sağdığımız sütü mandıraya götürüyoruz. İneklerimizi otlatıyoruz. Ev işleri ile uğraşıyoruz. İkindi vakti tekrar ahıra gidip ineklerimizi, koyunlarımızı sağıyoruz. Eskiden işler daha zordu şimdilerde biraz daha rahat olmuş durumda. El ve tırpanla topladığımız otları şimdilerde makineler yapıyor" dedi.

İki kadın tek başına kooperatif çalışmasını yürütüyor

Annesinin karnındayken göç eden ve Van'da doğan Laz kadınlardan Fatma Özbek ise köyde kurulan süt ürünleri kooperatifinde çalışan iki kadından biri. İki kadının tek başına yürüttüğü kooperatif işinde kadınlar tüm köylünün sütünü alarak işliyor, peynir, yağ ve yoğurt yapıp satıyor. Tüm köylünün ortak olduğu kooperatifin geliri köylüye dağıtılıyor. 9 yıldır mandırada çalışan Hanife çalıştığı mandıranın 1970 yılında kurulduğunu söyledi. Kooperatif hakkında bilgi veren Fatma, "Mandıramız 1970 yılında kooperatif olarak kuruldu. Bütün köy ahalisi buranın üyesidir. Ne kadar kazancımız olursa paylaşıyoruz. Kooperatifimizden sütünü getiren faydalanabiliyor. İki kadın burada çalışıyoruz. İsteyen sütünü getiriyor ihtiyacı olan başka bir şey alabiliyor. Süt getirmeyen köylüler buradan da satın alabiliyor" dedi.

(gc)