Yolları fidanlıkta kesişen üç kadının ortak hikâyesi...

09:03

JINHA

MÊRDÎN - Nusaybin'de, 5 bin metrekare alan üzerinde kurulan fidanlıkta mevsimine göre ağaç fideleri yetiştiren kadınların benzer hikayeleri var.

Nusaybin Belediyesi tarafından Baraj Yolu üzerinde 2010 yılında 5 bin metre alan üzerinde kurulan fidanlıkta, iklim şartlarına uygun akasya, çınar, çam, okaliptüs, palmiye, süs bitkileri başta olmak üzere ağaç fideleri yetiştiriliyor. Ekolojik olarak yetiştirilen fidelere hiçbir katkı maddesi eklenmiyor ve doğal olan toprak, ahır gübresi, kum ve çakıl kullanılıyor. Fidanlıkta doğal ortamda ağaç fideleri yetiştiren kadınların hepsini kadınlar oluşturuyor.

Yaklaşık 5 yıldır fidanlıkta çalışan ziraat teknikeri Fatma Akyüz, "Burada yetişen fidanlar hepsi yeni. Fidanlıkta kadınlar çalışıyor. Çünkü kadınlar erkeklerden daha iyi çalışıyor. Kadınlar doğayla ve toprakla buluşuyor" dedi. Eskiden halkın fidanlıkları parayla satın aldığını belirten Fatma "Şimdi üretim sürecinde insanlar gelip Belediye fidanlığından talep ediyor. Nusaybin ve köyleri için üretim yapıyoruz" dedi.

'Kızım babasıyla hiç buluşamadı'

Fidanlıkta çalışan 3 kadının kesişen hikâyesi ise dikkat çekici. Her üç kadınında eşi de siyasi tutsak olarak uzun süredir cezaevinde ve çocukları babalarını hiç tanımamış. Bu kadınlardan Kadife Orak Nusaybin Belediyesi Fidanlığı'nda 6 yıldır çalışıyor. Kadife'nin eşi Orhan Orak 22 yıldır cezaevinde. Kadife'nin bir kızı var oda babasıyla hiç buluşmamış şimdi 22 yaşında genç bir kadın. Kadife "Benim eşim tutuklu, biz köydeydik askerler evimizi basıp eşimi gözaltına aldı. Tutuklandı ve şimdi müebbet cezaevinde. 6 yıldır fidanlıkta çalışıyorum. 3 kadın arkadaş çalışıyoruz. Sabah erken gelip saat beşe kadar çalışıyoruz. Çiçek ve toprakla uğraştığımız için mutlu oluyoruz. Halk gelip çiçekleri alınca daha mutlu oluyoruz" diyor.

'En küçük çocuğum eşim tutuklandıktan sonra dünyaya geldi'

15 yaşındaki bir çocukken evlendirilen Ayhan Atalay'ın hikâyesi ise daha ağır. Evlendirildikten 3 yıl sonra 18 yaşında eşi Eşi Orhan Atalay cezaevine girmiş ve 23 yıldır cezaevinde. 3 çocuğu olan Ayhan'ın bir çocuğu eşi tutuklandıktan sonra dünyaya gelmiş. Uzun yıllar mevsimlik tarım işçiliği yapan Ayhan şimdi kendi kentinde toprakla uğraşmaktan mutlu olduğunu söylüyor. Ayhan, "Eşim siyasi davadan kaynaklı tutuklandı. En küçük çocuğum eşim tutuklandıktan sonra dünyaya geldi. Bende çocuklarımla tek kaldım. Eşim tutuklanırken çocuklarım hepsi küçüktü ama şimdi hepsi büyüdü. Yıllardır metropollerde çalıştım, fındık, pamuk topluyordum. Çocuklarımı büyütmek için her gün başka işte çalışıyordum. Eşim ceza evinde olduğu için bir ayağımda ceza evindeydi. Benim çocuklarım babalarını görmeden büyüdüler. Şimdi en küçük oğlum 22 yaşında" diye anlatıyor.

'Kadın hareketi sayesinde kendimizi ifade ediyoruz'

Yaklaşık 2 yıldır fidanlıkta çalıştığını vurgulayan Ayhan "Çiçek torbalarını dolduruyoruz, çiçekleri suluyoruz. Daha sonra fidanları yerlerine yerleştiriyoruz. Yaptığımız çiçek ve fidanları halk gelip alıyor. Bazıları kendi evi için, bazıları cami için bazıları da köylere götürüyor. Yorucu ama zevkli bir iş" şeklinde konuştu. Kadınlara çağrıda bulunan Ayhan "Kadınlar kendi çocukları ve evleri için çalışsınlar. Eskiden kadınlar utanıyordu, hala utanan kadınlar var. Ama şimdi kadın hareketi sayesinde bizde daha iyi şartlarda kendimizi ifade edebiliyoruz" diyor.

'Çalışmak insanı mutlu ediyor'

5 çocuk annesi Sultan Oral'ın hikâyesi de diğer çalışma arkadaşlarıyla benzer. Sultan'ın eşi de 6 yıl önce tutuklanmış. Sultan "Bende 6 aydır burada çalışıyorum. Benimde eşim siyasi davadan yaklaşık 6 yıldır tutuklu. Daha öncede 2 yıl içerde kaldı. Şimdi çocuklarıma ben bakıyorum. Yabancı bir şehirde değil de kendi yaşadığı şehirde çalıştığım için zorluk çekmiyorum. Çalışmak insanı mutlu ediyor" dedi.

(pk-rk/fk)