Çiğdem'in hikayesi: Türkiye'de kadın ve engelli olmak
09:05
Ceren Karlıdağ/ JINHA
İZMİR- Komşusu tarafından engelli olduğu için nefret söylemlerine maruz kalan Çiğdem Taşkın tüm engelli derneklerinden ve sivil toplum kuruluşlarından destek bekliyor.
Doğuştan engelli olan Çiğdem Taşkın ve diğer iki engelli kardeşi akülü sandalyede yaşamak zorunda fakat üçü de hayatlarındaki tüm engellerin üzerine yürüyerek hem eğitimlerini tamamlamış hem de iş hayatına atılmaktan geri durmamış kardeşler. Çiğdem ve ailesi kendi deyimleriyle başlarına gelen en büyük ötekileştirmeyle karşı karşıyalar. Üstelik bu ötekileştirme yalnızca engelli kimliklerine de değil. Çiğdem kadın, Kürt ve Alevi olarak da ötekileştirmeyle karşı karşıya.
2014 Eylül ayında yeni bir eve tanışıyor Çiğdem ve ailesi. İlkin apartmanın girişi basamaklı olduğu için müteahhit ile anlaşıp bir rampa yaptırmaya karar veriyorlar. Müteahhitin yapmış olduğu rampa ise yasal eğime sahip olmadığı için tekrar konuyla ilgili konuşuyorlar. Fakat bu konuyla ilgili tam bir çözüme ulaşılamıyor. Rampanın yasal eğimi ile ilgili müteahhitle tartıştıkları sırada ise Çiğdem ve ailesinin yaklaşık bir yıldır süren kabusları başlıyor.
'Estetik değilsiniz, pis sakatlar'
Çiğdem maruz kaldığı nefret söylemini şu sözlerle anlatıyor : "Erdal D. İsimli komşu aşağı inerek 'Yamuk yumuk bir kadınla yaşamak istemiyorum' , 'estetik değilsiniz', 'pis sakatlar' gibi cümleler sarf etti. Ben sakinliğimi korudum. Ama hakaret edemeyeceğini, ahlaksız ve yasadışı davrandığını söyledim. Ardından karakola gidip beni şikayet ettiler."
'Rampalarınız, arabalarınız, siz göz zevkimi bozuyorsunuz'
Çiğdem'in yaşadıkları bunlarla da sınırlı kalmıyor çünkü Erdal D. apartman girişindeki rampanın kaldırılmasını hatta akülü sandalyelerin merdiven boşluğuna konulmasını dahi istemiyor. Çiğdem "Tacizler bu şekilde devam etti. Ardından evimizin camı kırıldı birileri tarafından. Kimsenin üzerine suç atmak istemiyorum ama cam kırıldıktan sonra kendimizi korumak için dış cepheyi kaplattık diye bizi belediyeye şikayet etti. Bunun yanı sıra rampayı kaldırmam için mahkemeye şikayet etti. Bir apartman toplantısında herkesin içinde de 'rampalarınız, arabalarınız, siz göz zevkimi bozuyorsunuz' diyerek niyetini açıkça belli etti" diye anlatıyor.
Alevi ve Kürt kimliğe de hakaret…
Çiğdem ve ailesinin maruz kaldığı tek ötekileştirme engelli olmaları değil. Çiğdem Erdal D.'nin diğer komşulara "Onlar Kürt, teröristler, apartmanı bombalayacaklar, bizi havaya uçuracaklar" gibi söylemlerde bulunduğunu bununla da yetinmeyip balkondan "Bütün Aleviler'i buraya topladınız" diye bağırarak Aleviler'e küfürler ettiğini dile getiriyor. Çiğdem "İnsan aklının tutulduğu yerdir burası. Onun bütün şiddetine rağmen şiddetle karşılık vermedik. Ama yaptığı bu anti propaganda insanlığın bittiği yerdir. Alevi oluşumuza laf etmesi tamamen fişlemedir. Sen üç beş tane Alevi daireyi nereden biliyorsun ve fişliyorsun?" diye soruyor.
'Deterjanlı suyu kardeşimin üzerine döktü'
Çiğdem bununla da sınırlı kalmayan Erdal D.'nin son uyguladığı şiddeti şu sözlerle anlatıyor "Yaşananlar sözlü tacizi de geçiyor, fiziksel boyutlara da ulaşıyor. Geçtiğimiz Cuma günü diğer engelli kardeşimle eve gireceğimiz sırada bir kova deterjanlı suyu kardeşimin üzerine döktü. Bunun üzerine kardeşimin gözleri zarar gördü. Hastaneye götürüp tutanak tutturduk."
Çiğdem herkesten destek bekliyor…
Çiğdem son olarak "Ben bu gayri insani durumla artık savaşamıyorum. Olay olduğundan beri belediyeye, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na, Valiliğin İnsan Hakları Merkezi'ne dilekçe yazdım, ama kimse geri dönüş yapmadı. Kanuni bir nizamı aşmadan mücadeleye devam ediyorum. Benim tek talebim ben birazcık insanım diyen herkesin, STK'ların ve engelli derneklerinin, hukukçuların destek vermesi" diyor.
(gc)