Herekol yaylalarındaki koçerler operasyonlar nedeniyle tedirgin
09:03
Şilan Özhan/JINHA
SÊRT - Kürdistan'da yaygın olan koçerlik geleneği, uzun yıllar süren çeşitli engellemelere rağmen yeniden devam ediyor. Yaklaşık 8 yıldır yeniden sürdürülmeye başlanan bu gelenek, çözüm süreci boyunca daha rahat geçmiş olsa da son günlerde yeniden içine girilen savaş ortamı yaylalarda bulunan koçerleri de endişelendiriyor.
Koçerlik yıllardır Kürdistan'da devam eden bir yaşam biçimi. Kışları şehirlerde, ya da kendi köylerinde geçiren koçerler, her sene yaz mevsiminin başlamasıyla birlikte hayvanlarını alarak yaylalara geliyorlar. Uzun yıllar süren bu yaşam biçimi, sürekli bir savaş durumu olduğu için uzun yıllar yapılamasa da, çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte yeniden yaylalarda hayat buldu. Ancak son günlerde yeniden topyekun başlatılan savaş konsepti nedeniyle koçerler yaylalardan uzak duracakları endişesi içerisinde. Yaylalarda olmanın şehir hayatından daha güzel olduğunu vurgulayan koçerler, bir an önce barışın gelmesini ve topraklarında özgürce yaşayabilmek istediklerini söylüyor. Herekol Dağı'nın Çemêkare yaylasında koçerlik yapan kadınlar, yaylalarda günlerinin nasıl geçtiğini anlattı. Yaşanan savaşlardan en çok etkilenen kadınlar, barışı en çok isteyenler aynı zamanda.
Bu günlerde tedirginlik hakim
Ailesi ile beraber hayvanlarını alarak Cizre'den Çemêkare yaylasına gelen koçer kadınlardan biri olan Zeliha Başaran, üç aydır yaylada olduklarını ve yayla hayatının şehir hayatına oranla çok daha güzel olduğunu söylüyor. Hayvanları için yaylalara geldiklerini belirten Zeliha, "Her sene gelip 4-5 ay buralarda kalıyoruz. Buralarda da normal hayatımızda olduğu gibi biz kadınlar ev işleriyle uğraşıyoruz, çocuklarımıza bakıyoruz. Bunların dışında bir de beriye yani koyun sağmaya gidiyoruz. Zamanımız burada böyle geçiyor" dedi. Yaylaların şehir hayatından çok daha güzel olduğunu ifade eden Zeliha, normalde yayla hayatının çok sakin geçtiğini ancak bu sene çok fazla hava hareketliliğiyle karşılaştıklarını söyledi. Bulundukları yaylaya asker gelmediğini söyleyen Zeliha, hava hareketliliğinden ise bazı geceler hiç uyuyamadıklarını kaydetti.
'Çocuklarımız yaylada özgür'
Bir diğer berivanlık yapan koçer Gulê Keskin, yaylaların serin olduğunu ve bu nedenle yazları yaylalarda geçirmekten mutlu olduğunu söyledi. Yaylada da kadın yaşantısının değişmediğini vurgulayan Gulê, "Hayvanlarımızı sağıyoruz. Yoğurt, peynir yapıyoruz, ot topluyoruz. Buradaki yaşamın çok fazla sıkıntısı var ama güzel yanları nedeniyle bu sıkıntıları fark etmiyoruz bile" dedi. Şimdiki yayla hayatının eskiye oranla çok daha rahat olduğunu söyleyen Gulê, "Eskiden ulaşım sıkıntısı vardı mesela. Şimdi arabalarla yaylalara gelebiliyoruz" ifadelerini kullandı. Evlerine dönmelerine yaklaşık bir ay kaldığını belirten Gulê, "Yayla hayatı aynı zamanda çocuklarımız için de çok güzel geçiyor. Sabahtan akşama kadar yaylada istedikleri gibi koşuyor, oynuyorlar, suya girip çıkıyorlar. Çocuklarımız yaylada özgür. Ancak operayon olacak diye korkuyoruz. Henüz burada bir şey olmadı ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Bizim tek dileğimiz savaşın ve katliamların artık son bulması" dedi.
'Operasyonlar biz koçerleri de etkiliyor'
Sultan Ruvanas da, son zamanlarda yaşanan savaşın kendilerini etkilediğini söyledi. Hayvanlarını alarak Herekol yaylasına gittiklerini ifade eden Sultan, "Orada fazla kalamadık. Erdoğan'ın başlattığı savaş, uyguladığı baskı nedeniyle buraya geri dönmek zorunda kaldık. Bu savaş kentlerdeki insanlar kadar olmasa da biz koçerleri de etkiliyor. Oradaki operasyonlar nedeniyle geldik. Resmen hayvanlarımızı alıp kaçmak zorunda kaldık oradan. Burada şimdi hiçbir operasyon yok. Ama neredeyse her gece üstümüzden savaş uçakları geçiyor. Erdoğan bizi rahat bırakmıyor. Artık bundan vazgeçsin. Biz kendi topraklarımızda rahatça, özgürce, korkmadan yaşamak, istediğimiz yere acaba başımıza bir şey gelir mi diye düşünmeden gitmek istiyoruz" dedi.
'Şehirler bize göre değil'
Hezni Erzukay da, 20 yıl boyunca savaş nedeniyle yaylalara gelemediklerimi söyledi. 5-6 yıldır yeniden yaylalara geldiklerini ifade eden Hezni, "Biz koçeriz, hayvanlarımız var, şehirlerde yapamıyoruz o yüzden yaylalara geliyoruz. Ama şimdi yeniden bir savaş ortamı yaratıldı. Türkler bizim kardeşlerimiz. Biz artık ne Türk annelerinin ne de bizim annelerimizin ağlamasını istemiyoruz. Biz şu an burada rahat değiliz. Gerillalar ve askerler bu savaşın içindeyken rahat olamıyoruz. Artık barışın sağlanmasını ve çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz" şeklinde konuştu.
'Topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz'
8 senedir yeniden yaylalara geldiklerini belirten berivan Besna Bardak, "Biz önceden de geliyorduk ama devlet öyle zulüm etti ki bize artık gelemedik. Buralara giriş açıldığından beri yeniden gelmeye başladık. Burada 4-5 kalıyoruz. Geri dönerken de yol üstündeki yaylalarda konaklıyoruz. Sonbaharın bitimine doğru eve varmış oluyoruz" dedi. Eskiden bulundukları yerin sakin olduğunu kaydeden Besna, "Operasyonlar yeniden başladı. Belki henüz buraya gelmedi operasyonlar ama etrafımızda oluyor. Halkımızın üzerinde bir baskı var ve biz de bunu üzerimizde hissediyoruz. Bunun artık son bulmasını istiyoruz. Biz kendi insani haklarımızı istiyoruz sadece. Biz de her halk gibi kendi topraklarımızda yaşamak istiyoruz. Bir başka devletin zulmü altında ezilmek istemiyoruz, bir başka devletin tutsağı olmak istemiyoruz. Biz her iki taraf için de barış istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'Kürtler oyunu sadece kendine vermeli'
Besna, heron, savaş uçağı, helikopter gibi savaş amaçlı kullanılan hava araçlarının seslerini çok fazla duyduğu için, sesi duyduğu gibi hangi hava aracı olduğunu söyleyebiliyor artık. Geçtiğimiz günlerde bulundukları yerin üstünden Herekol Dağı'na doğru savaş helikopterleri geçtiğini kaydeden Besna, "Gece yarısıydı. Çocuklarımız seslerden çok korktu. Korkudan tüm gece uyuyamadılar. Dağlar bombalanırken hiçbirimiz uyuyamadık, sabaha kadar ayaktaydık. Buna dayanamıyoruz artık. Bu dağlarda çocuklarımız ölüyor ve biz hiçbir şey yapamıyoruz. Kürtler artık şerefine sahip çıkmalı. Kendini iyi tanımalı ve oyunu kendi dışında kimseye vermemeli. Hiçbir şey yapamıyorlarsa bari bunu yapsınlar" diye konuştu.
(fk)