Devlet zulmünün canlı tanığı Zerê ana 'direnişe devam' diyor
09:01
Nişmiye Güler-Medya Cebe/JINHA
WAN - Dünden bugüne Kürt halkına yönelik uygulanan baskı politikalarının canlı tanığı 85 yaşındaki Zerê Kabak, geçmişten buyana devlet zihniyetinde bir değişmenin yaşanmadığına dikkat çekerek, dün olduğu gibi bugünde direnişe devam edeceklerinin altını çizdi.
Baskı ve asimilasyon politikalarına karşı ortaya çıkan Kürt Özgürlük Mücadelesi'nin doğuş yıllarına tanıklık eden 85 yaşındaki Zerê Kabak, o yıllarda yaşanan acıların ve devlet saldırılarının bugünden farksız olmadığını söyledi. 1990'lı yıllarda Hakkari'nin Kunalga (Mirtanis) köyünde yaşadığını ancak devletin baskılarından kaynaklı Van'a göç etmek zorunda kaldıklarını belirten Zerê, "Hayvan ve topraklarımız vardı, yaşamımız huzur içinde geçiyordu. Ardından askerler köyümüze gelerek bize baskı uygulamaya başladı. Kürtçe dışında başka bir dil bilmiyorduk ancak askerler bizi Türkçe konuşmaya zorluyordu. Kürt kültürünü yansıtan tüm kaset, dergi ve eşyalarımıza el konuldu. Birçok köylü sırf bu yüzden katledildi. Dışarıya çıkmaya korkuyorduk, günlük yaşamımız aksıyordu. Tüm kaset ve kitaplarımızı toprağın altına gömüyorduk; hepsi orada çürüdü. Topraklarımız ve evlerimiz yakıldı, hayvanlarımız telef edildi" sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
'Göç ettikten sonra da baskı ve işkenceler devam etti'
Baskılar, işkenceler ve katliamlar yüzünden herkesin köyü terk ettiğini ve batı illerine göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Zerê, köyünden ve toprağından uzaklaşmamak için Van'ı tercih ettiğini kaydetti. Kendi köyünde yaşadığı baskıların Kürdistan'ın birçok yerinde de yaşandığını ifade eden Zerê, "Kürdistan'ın her tarafı yangın yeriydi. Van'a geldiğimizde de aynı baskı ve işkenceler devam etti. Van'a taşındıktan sonra ekonomik sorunlar yaşamaya başladık. Kiracı olduk ve yokluk çekmeye başladık. Ama ekonomik zorluklar beni partiye ve vatanıma olan sevgimden uzaklaştırmadı. Van'a yerleştikten sonra parti çalışmalarında aktif yer aldım. Bizim bizden başka kimsemiz yoktu kendi haklarımızı kendimiz savunmalıydık ve almalıydık. Bu yüzden kendimi geri tutmadım ve bir çok çalışmanın içerisinde yer aldım. Biz çalışmalarımızı yürütürken o kara gün yaşandı. Önderimiz yakalandı ve bizler daha çok hırslandık. Çalışmalarımızı hızlandırdık ve daha büyük bir ruh ile çalıştık. Bu direnişi Abdullah Öcalan bizim için başlattı ve bizde onun için direniyoruz. Haklarımızı ve hayatımızı geri almak için mücadele veriyoruz" şeklinde konuştu.
'Van'da polis saldırısında şiddete maruz kaldım'
Kürt halkının yıllardır yürüttüğü mücadeleye karşı devletin kadın, çocuk, yaşlı demeden dün olduğu gibi bugünde saldırdığını söyleyen Zerê sözlerine şöyle devam etti: "2008 Newrozu'nda kadınları aralarına alan polisler coplar ile kadınlara şiddet uygulamıştı. Bunu gündemi takip eden herkes iyi bilir. O sene o şiddet gören kadınların arasında bende vardım. Yoğun biber gazı atışı vardı ve benim göğsüme de plastik mermi isabet etti. O gün ciddi bir şiddete maruz kaldıktan sonra polis bizleri emniyete götürdü ve ifadelerimiz alındı. Orada da direniş sergiledik. Beni de darp etmeye çalıştılar ama izin vermedim. Siz benim çocuğum yaşında adamlarsınız. Benim yaşım dayak yaşı değil diye tepki gösterdim."
'Yolumuzdan dönmeyiz direnmeye devam edeceğiz'
Yaşının ilerlediğini ancak gücünün yerinde olduğunu kaydeden Zerê, dün olduğu gibi bugünde alanlardan ayrılmayacağını söyledi. Son nefesine kadar da alanlarda olacağını ifade eden Zerê, "Eskiden aramızda MİT ve ajanlar vardı. Ama bu yaşanan katliam ve saldırıların ardından herkes bilinçlendi ve özüne döndü. İnsanım diyen hiç kimse Kürt halkının yaşadığı bu acılar karşısında sessiz kalmaz ve evinde oturmaz. Yapılan siyasetler ve oynanan oyunlar hepimizin gözleri önünde yapılıyor ve bizleri nasıl kandırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Erdoğan bizleri kandırabileceğini zannetmesin. Kürt halkı eskisi gibi değil ve daha güçlü bu yüzden bizleri yok etmeye çalışıyor. Bizim gücümüzün farkına vardı ve bizden çekiniyor. Biz Kürt halkı olarak bu aşamaya gelmişken yolumuzdan dönemeyiz ve direnmeye devam etmeliyiz" ifadelerinde bulundu.
(mg/fk)