Yıkık bir yapıdan yeni bir hayat…
09:02
Duygu Erol/JINHA
RİZE- “Şehirde çok sevdiğim bir yaşam yoktu” diyen Özlem Erol, bundan şikayet ederek yaşamaktansa kendini huzurlu hissettiği, ait olduğu topraklara dönerek kendine yıkık, ahşap bir binadan yeni bir hayat inşa etti.
Kürdistan’da zoraki göçlerle, savaş politikalarıyla, sürgünlerle süren asimilasyon Karadeniz’de HES’lerle karşımıza çıkıyor. 36 yaşındaki Özlem Erol, 5 yıl önce yıllardır yaşadığı Bursa’dan atalarının toprağına dönerek kendine Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde küçük bir hayat kurmuş. Hemşince dağ çileği anlamına gelen 'Mayy' adında küçük bir butik otel işleten Özlem, işletmeye Karadeniz’in tüm güzelliklerini ve kültürünü işlemiş. Aynı zamanda Fırtınalar İnisiyatifi'nden de olan ve HES'lere karşı mücadele eden Özlem, Çamlıhemşin’in çok bakir bir doğası olduğunu ifade ederek, kim ne der, ne konuşur, nasıl düşünürü umursamadan tek başına huzurlu bir yaşam inşa ettiğini belirtiyor.
‘Şikayet etmek çok daha zor geldi’
Mayy’de küçük bir sobanın önünde sohbet ettiğimiz Özlem, 31 yaşına kadar anne-babasının toprağı olan Çamlıhemşin’e sadece kısa süreli tatillerde geldiğini ve her zaman bu topraklara aşık olduğunu belirterek, “Şehirde çok sevdiğim bir yaşam yoktu, hiç mutlu olmadım. Orada bulunup şikayet etmek çok daha zor geldi ve buraya yerleştim” diyor.
Yıkılmaya karar verilen bir yapıdan yeni bir hayat inşa…
Çamlıhemşin’de tek başına yaşayan Özlem, Bursa’da doğmuş büyümüş ve yıllarca orada yaşamış. Sadece kısa tatillerde Çamlıhemşin’e geldiğini aktararak 2009’da geldiğini ve bir daha geri gitmediğini belirtiyor. “Bu bina Çamlıhemşin’de kalan son tahta yapı, mimari” diyen Özlem, bina sahiplerinin binayı yıkmaya karar verdiklerini ve onları ikna ederek binayı kiraladığını, epey bir emek vererek son haline getirdiğini belirtiyor. Özlem, yıkılmaya yüz tutmuş köhne binadan küçük, şirin bir butik inşa ederek, Çamlıhemşin’deki hayatını da inşa etmiş.
‘Bakışları, konuşmaları düşünmeden, yaşıyorum’
Kent yaşamından sıkılan ve bir andan ayrılan Özlem, bakışları, konuşmaları düşünmeden, onlara odaklanmadan 5 senedir Çamlıhemşin’de yaşadığını dile getiriyor. “Şehirde çok sevdiğim bir yaşam yoktu, hiç mutlu olmadım. Buraya da zaten hakimdim. Orada bulunup şikayet etmek çok daha zor geldi ve buraya yerleşmeye karar verdim” diyen Özlem, hayatından çok memnun olduğunu ve kendini burada daha huzurlu hissettiğini vurguluyor.
‘Çamlihemşin’in bakir bir doğası var’
Özlem, Çamlıhemşin’in çok bakir bir doğası olduğunu ve kendisinin çok mutlu olduğunu söyleyerek, Karadeniz’in bütün güzelliklerini taşıyan, kültürünü yansıtan işletmesi için “Mayy Rize’deki bir dağ çileğinin adı. Hemşince bir kelime” diyor. Yerel halkın kendisini biraz zorladığını söyleyen Özlem tüm kadınlara toprağına, doğasına sahip çıkması vurgusunda bulunuyor.
(sy)