Hedle'nin çocukları özgürlük tutkusunun izlerini taşıyor...

09:00

JINHA

DİLOK - Devletin baskısıyla 35 sene önce karşı karşıya gelen ve bu baskılar sonucunda bir çocuğunu özgürlük mücadelesinde yitiren Hedle Işık, diğer oğlundan 22 senedir haber alamıyor. Hedle'nin diğer bir oğlu ise bundan 16 sene önce özgürlük tutkusuyla bedenini ateşe verenlerden…

Bundan 35 sene önce köylerine karakol yapılmasıyla Antep'e göç etmek zorunda kalan Hedle Işık'ın yaşam hikayesi, Kürdistan topraklarının yakmalara, yıkmalara, asimilasyoncu devlet politikalarına karşı duran Kürtlerin gerçekliklerinden sadece birisi. Gerçekliklerin acılarla buluştuğu topraklarda akan kanların, sönmeyen ateşlerin tek bir sebebi vardı, özgürlük tutkusu... İşte Hedle'nin çocuklarının da istemleri yaşamlarına bu yönde şekil verdi. 56 yaşındaki Hedle Işık, 30 yıldır Antep'te yaşıyor. 10 çocuk annesi olan Hedle, çocuklarından bahsediyor: "2 oğlum gerilla mücadelesine katıldı. Bir oğlum şahadete ulaştı. Birinden haberim yok. Başka bir oğlum ise bundan 16 sene önce bedenini ateşe verdi."

Hedle, evlendiği zamanları anlatarak başlıyor konuşmasına: "Bizim zamanımızda birbirini görme sevme yoktu. Görücü vardı, görücü gelir aile verirdi bende öyle 14 yaşımda evlendim. Daha çocuktum çocuğum oldu. Köydeyken daha çocukken iki çocuk sahibi olmuştum."

'Karakol kurdular, her şeyimizi bırakıp çıktık köyden'

Urfa'nın Suruç ilçesinde sınıra yakın bir köyde oturduğunu ve köylerine karakol yapıldığı için göç etmek zorunda bırakıldıklarını anlatan Hedle, "Köydeydik maddi durumumuz iyiydi hayvanlarımız vardı. Kendimize yeni bir ev yapmıştık. Daha tuğlaları yeni örülmüştü evin sonra köye karakol yaptılar köyü boşaltın dediler, köyümüz sınır köy olduğu için köyden göç etmek zorunda kaldık. Her şeyimizi orda bıraktık. Evimiz arsalarımız her şeyi bıraktık aldığımız tuğlaları bile" dedi.

İki oğlu gerillaya katıldı

Antep'e geldikten sonra hayatının değiştiğini söyleyen Hedle, "Antep'e taşındık. Geldikten bir yıl sonra her şey başladı. En büyük olan oğlum İbrahim biz Antep'e geldiğimiz sene halı tezgahında çalışıyordu. Bir yıla yakın halı dokuma fabrikasında halı dokumacılığı yaptı. Oğlum bir sabah çıktı bir daha dönmedi. Kaç gün aradık bulamadık belki bir yerde uyuya kalmıştır dedik. Sonradan anladık ki gitmiş. Gideli 22 sene oldu ama ölü mü yaşıyor mu bir bilgimiz yok. İkinci oğlum Salih, bir bakkalımız vardı. O bakkalda çalışıyordu. Bir akşamüzeri çıktı oda bir daha gelmedi anladık ki oda katılım yapmış. Uzun bir zaman sonra oğlumun şahadet haberin aldım. Salih'in" diye anlattı.

'Önderliğimizin teslim edildiği tarihte oğlum bedenini ateşe verdi'

Hedle, bedenini özgürlük tutkusuyla ateşe veren diğer oğlundan bahsederek, "Önderliğimiz Abdullah Öcalan'ın Kenya'da tutuklanıp Türkiye'ye teslim edildiği tarihte bedenini ateşe verdi diğer oğlum. Oğlum yandı, bütün vücudu yanıklar içinde evden çıkamıyor. Sürekli tedavi olmak zorunda" dedi. 30 - 35 yıla yakındır memleketinden uzak olduğunu ve Türkçe bilmediğini sadece komşuları ile ilişki kurabildiğini kaydeden Hedle, "Bende Türkçe bilmiyorum. 30-35 seneye yakındır memleketimizden köyümüzden uzaktayız ancak komşularla ilişki kurabiliyorum onlar Kürtçe biliyor. Bende Türkçe bilmiyorum, yıllardır memleketimden uzağım toprağımdan uzağım çok zorluk çektim çok şey gördüm. Ama bir tek şey istiyorum oğlumun yaşayıp yaşamadığı öğrenmek" dedi.

(pz/dk)