Gundike Melî'de yaşamı kadınlar örüyor

09:07

JINHA

ŞIRNEX - "Komün yaşamı biz inşa ettik biz devam ettireceğiz" diyen Balverenli kadınlar, Bıttım ağacından kahve, sabun ve çörek yapıyor. Yaktıkları ateş etrafında bıttımdan kahve pişiren kadınlar, bir yandan kahvelerini yudumlarken bir yandan da aralarındaki komünal yaşamı anlatıyor. Bu köyde erkeklerin her alanda işlevliğini yitirdiğini söyleyen kadınlar, "Gundike Meli biz kadınlardan sorulur" diyor.

Modern yaşamdan uzak durarak doğayla bütünleşmeyi seçen Şırnak'a bağlı Balveren (Gundike Meli) köyünde yaşayan kadınlar, "Komün yaşamı biz inşa ettik ve biz devam ettireceğiz" diyor. Doğanın her mevsimini ayrı ayrı değerlendiren kadınlar, dağın eteklerinde topladıkları otlarla ve bağlarında ektikleri meyve ve sebzelerle üretimdeki yerlerini alıyorlar. 70 yaşındaki Medine Yıldız evinin bahçesine diktiği Bıttım ağacından kahve ve çörek yapıyor. Kahve yapımının tam mevsimi olduğunu söyleyen Medine, "Bıttımlarla yaptığımız kahve yöremizin geleneksel kahvesidir. Kışın yaygın olan gribal enfeksiyonlara birebir ilaç etkisi gösteriyor" dedi.

Gundike Meli kadınlardan sorulur

Bıttım'dan elde edilen kahveye kimisi menengiç, kimisi Kürt kahvesi ve kimisi de Bıttım kahvesi diye adlandırır. Genelde Botan'da yetiştirilen bıttımlar burada kadınların el emeğiyle yapılarak pazarlara sunuluyor. Birçok hastalıklara yarar sağlayan bıttım, kalp damar tıkanıkları ve direnç artırıcı özelliğe sahip. Evlerinin avlusunda ateş yakan Medine, kendi elleriyle ateş üzerinde kahve haline getirdiği bıttımı, kadınlarla birlikte yudumluyor. Köy kadınlarının bıttım dışında yaz mevsiminde bütün kadınlar bir arada dağlara giderek pancar toplayıp bu pancarları el birliğiyle kurutuyor. Kışın her hane istedikleri kadar kullanabiliyor. Bu köyde erkeklerin her alanda işlevliğini yitirdiğini söyleyen kadınlar, "Gundike Meli köyü biz kadınlardan sorulur" diye vurguluyor.

'Biz yaşamı olması gerektiği gibi yaşıyoruz'

Köy yaşamının güzelliğinden söz eden Medine, "Şehir yaşamı benim için zindan gibi geliyor. Beton yığıntıları içinde bir yaşam düşünemiyorum. Köy yaşamı doğal yaşamın anahtarıdır. Bağlarımız bahçelerimiz var. Canımız sıkıldığı zaman dağ eteklerine gidip ot topluyoruz. Bu topladığım otlarla kendime ilaç yapıyorum sağlıklı yaşıyorum. İnsanlar şehir yaşantısında tükettikleri zararlı mallarla hastalanıyor, biz ise ekip biçtiğimiz yiyeceklerle neredeyse hiç hastalanmıyoruz. Çünkü biz yaşamı olması gerektiği gibi yaşıyoruz" dedi.

'Bıttımlardan sabun üretiyoruz'

Bıttımın yapılışını anlatan Medine, "Evimin bahçesine de bıttım ağacı diktim. Kar düşmeden önce oluşan bıttımları topluyorum. Bu bıttımlar belirli bir süre dinleniyor. Sonradan ateşin üzerinde kavurarak, taşta bunu ezmeye başlıyorum. Daha sonra kavanozlara boşaltarak, kahve yapıyoruz. Bıttım kahvesi su ve sütle de yapılır. Direnci artırıcı bir özelliği var. Eskiden yaylalara giderken bıttımdan çörek yapıp yanımızda götürürdük bir lokma yediğimizde bile bizi tok tutardı. Sadece kahve yapmıyoruz, bıttımlardan sabunda ürettiğimiz oluyor. Ben saçlarımı hep bıttım sabunuyla yıkıyorum onun için sağlıklı ve dökülmüyor" diye belirtti.

'Sorunlarımızı kendimiz çözüyoruz'

Köyde doğal bir komünün oluştuğunu belirten Nesibe Yıldız da, "Biz köy kadınları hep birlikte çalışıyoruz, beraber hayvanlarımızı otlatıp, pancarlar topluyoruz. Köyde herhangi bir kişinin sorununu da yine beraber çözüme kavuşturuyoruz. En önemlisi emek vererek bir şeyleri üretmenin mutluluğunu da yaşıyoruz. Bu yüzden köyde yaşamaktan doğayla iç içe olmaktan bir şeyleri yapmaktan mutluyuz" dedi.

(aı/mg/fk)