Eril sisteme başkaldırı hikayesi Leyla…

09:06

JINHA

WAN - Toplumun tüm feodal ve baskıcı zorlamalarına rağmen çalışma hayatına atılan Leyla Keserci, şimdi unutulmaya yüz tutmuş bez bebekleri üretiyor. Kadınlar istedikten sonra birçok şeyi başarabileceğini söyleyen Leyla, "Biz kadınlar sanatsal olarak çok başarılıyız. Kendi çabamızla çok şey yaparız" dedi.

Kendine güveni ve mesleğindeki kararlı yapısı ile başarılı bir kadın girişimci olan Leyla Keserci, yaşadığı zor günlere rağmen enerji ve isteğini kaybetmeden işini yapmaya devam ediyor. Van'ın Erciş ilçesine bağlı Adilcevaz köyünden göç eden sekiz kişilik ailenin bir ferdi olan Leyla, kültür, örf ve adet adı altında yaşadığı zorlukları anlattı. Leyla, "Geleneklerimizde 'kız çocuğu okumaz' algısı olduğu için okula gönderilmedik. Ama içimde hep çalışma ve okuma aşkı vardı. Okuyan insanlara gıptayla bakıyordum. Toplumda kadın evde babasının ve abisinin işlerini yapar, erkek de dışarıda çalışır mantığı var. Çok mücadele etmeme rağmen okula gönderilmedim ve hayatım boyunca da bunun eksikliğini yaşadım" ifadelerinde bulundu.

'15 yaşında zorla evlendirildim'

Hayatın zorluklarıyla çok küçük yaşta tanıştığını kaydeden Leyla, çocukluğunu yaşamadan zorla evlendirildiğini ifade ederek, "15 yaşıma geldiğimde artık ailem beni evlendirmek istedi. O dönemde çok erken evlendiriliyordu. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum. 20 kişilik bir ailenin içine gelin olarak gittim. Gittiğim ailede de kadınlar dışarı çıkmaz, pikniğe gitmez, çarşıya çıkmaz çıkarsa da 'kötü kadındır' düşüncesi vardı. 'Gözü açılırsa eşini aldatır' mantığıyla karşı karşıya kaldım. Bide onun mücadelesini verdim. Ama yine yılmadım ve ben bu durumu değiştireceğim dedim" şeklinde konuştu.

'Küçük yaşta anne oldum'

Çok küçük yaşta anne olduğunu belirten Leyla, o süreçte de feodal bir yapıyla mücadelesinin devam ettiğini kaydetti. Leyla, çalışma isteğini eşine söylemesine rağmen, eşinden ret cevabı aldığını ifade ederek, "Eşim 'bizde kadınlar çalışmaz, evinde oturur' derdi. Üç yıl boyunca evimde oturdum. Dört aylık bebeğimi, eşimin ailesinin sorumsuzluğu yüzünden kaybettim. Hasta çocuğumu hastaneye götürmeme izin vermedikleri için öldü. Bunu o dönem belki bütün kadınlar yaşadı. Çünkü kadınların dışarı çıkmasına izin verilmiyordu. Hepimiz aynı acılardan geçtik" dedi.

'Azimle kurslara gittim'

Çocuğunu kaybettikten sonra eşi ile birlikte ayrı bir eve taşındıklarını ifade eden Leyla, düzenlerini kurduktan sonra halk eğitim merkezlerinde açılan kurslara gittiğini söyledi. Kurslara gittiği için eşinin ailesinden tepki aldığını dile getiren Leyla, tüm söylentilere rağmen azimle kurslara gidip kendini geliştirdiğini ifade ederek, "Zamanla eşim bana destek vermeye başladı. Dışarıdan okul okuyup diplomamı aldım. Aldığım eğitimden sonra kendimi daha da güçlü hissettim. Kurslardan aldığım belgeler ile iş hayatına girdim" diye belirtti.

'Unutulmaya yüz tutmuş bebekleri yaptım'

Depremden sonra bir süre Malatya'da yaşadığını ve burada çeşitli işlerde çalışıp kazanç elde ettiğini belirten Leyla, memlekete döndükten sonra halk eğitim merkezinde işe başladığını kaydetti. Yaşadığı deneyimi kazanıma dönüştürdüğünü ifade eden Leyla, unutulmaya yüz tutmuş bez bebekleri üretmeye başladığını söyledi. Leyla, iş yaşantısında eril zihniyet yüzünden yer bulamadığının altını çizerek, "Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin'in yanına bir bez bebeğimi de alarak gittim. Diba arkadaş 'sonuna kadar arkandayım' dedi. Yani bir kadına yine bir kadın destek verdi. Atölye açarak 20 kadın arkadaş ile beraber bez bebek üretimine geçtik. Kadınlar istedikten sonra her şeyi yapar. Biz kadınlar sanatsal olarak çok başarılıyız. Kendi çabamızla çok şey yaparız" ifadeleri ile sözlerini sonlandırdı.

(ga/ng/amg)