Rojavalı kadınların hayali özgürleşen topraklarına dönmek
09:02
Filiz Zeyrek/JINHA
ADANA - DAİŞ'in Kobenê'ye yönelik saldırıları sırasında zorunlu göç ile Adana'ya gelen aileler, eğitim, sağlık, iş, barınma, gıda gibi pek çok temel haktan yoksun naylon çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Çocuklarının soğuktan hastalanıp ve yaşamlarını kaybettiğini belirten Rojavalı kadınların tek hayali özgürleşen topraklarına geri dönmek.
DAİŞ'in Kobanê'ye yönelik saldırılarının ardından Adana'ya göç etmek zorunda kalan aileler, naylon çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Adana otogarında 1 yaşındaki Garam bebeğin açlıktan dolayı annesinin kucağında can verdiği, çadırlarda kalan Kobanêli 2 çocuk annesi Kevser Selmano'nun ise yaşadığı zorluklara dayanamayarak yaşamına son verdiği bugünlerde pek çok çocuk da bakımsızlık ve soğuk havalara karşı hayatta kalmaya çalışıyor. Savaşın tamamen son bulmasını isteyen kadınlar ise artık kendi topraklarında insanca bir yaşam sürmek istediklerini dile getiriyor.
'Nereye kadar bu savaşlar sürecek?'
Zorunlu göçten dolayı Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Doğankent Mahallesi'nin Pekmezci Mevkii'ne gelen ve şüpheli bir şekilde yaşamına son verdiği iddia edilen Kevser Selmano'nun annesi Hatice Selmano, "Hepimizin psikolojisi bozuldu. Kızım sıkıntılara dayanamayıp intihar etti. Savaşlar hep biz kadınları vuruyor, en çok acıyı biz kadınlar çekiyoruz. Nereye kadar bu savaşlar sürecek ve bu insanlar göç yollarında can verecek?" diye sordu. Çadırlarda kalan insanların bakımsızlık ve çaresizlikten dolayı can verdiğini söyleyen Hatice, "Ya soba gazından ölüyoruz yada soğuktan ve açlıktan. Buna 'dur' demek gerekiyor. Bizde insanız yaşamak bizim de hakkımız. Artık topraklarımıza dönmek istiyoruz" diye belirtti.
'Sağlık güvencemiz yok'
Kızı Kevser'in 15 yaşındaki oğlunun çalışmak zorunda kaldığını ifade eden Hatice, "Havalar çok soğuk çalışmasak hem aç kalacağız hem de üşüyeceğiz. Üç yıla yakındır buradayız. Yazları beni kampa bırakıp domates toplamaya gidiyorlar. Çok hasta olduğum için ben gidemiyorum. Kışın da portakala gidiyorlar ama yevmiyeler çok düşük" dedi. Hatice son olarak çadırlarda kalan çocukların sağlık sorunları yaşadığını ve kimsenin sağlık güvencesinin olmadığını dile getirdi.
'Yemeklerini bile bizimle yemiyorlar'
Adana'da göç etmenin zorluklarının yanı sıra bir de ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirten Nefide Hame ise, "Çalıştığımız ortamda dahi yemeklerini bizimle yemeyip ayrı oturuyorlar. Kardeşlerimizin bize böyle davranması gerçekten çok üzücü. Biz kendi isteğimizle buraya gelmedik" dedi. Kadınlar için yaşamın daha da zor olduğunu belirten Nefide, hem tarlada çalıştıklarını hem de evde çalıştıklarını ifade etti. Nafide, dil bilmedikleri için kendileri ifade edemediklerini söyleyerek, "Kendi topraklarımıza dönmek istiyoruz" diye belirtti.
'Kobenê'ye geri döneceğiz'
"Memleketimizin elimizden alınmasına karşı koyduğumuz için bize saldırdılar" diyen Medrike Nebu da şu ifadelerde bulundu: "Gençlerimiz hala orada direniyor biz de çocuklarımızı koruyabilmek için buraya kadar göç ettik. Şuna savaş hala devam ediyor. Yüzlerce gencimiz şehit düştü ve her şeye rağmen onurlarıyla mücadele etmeye devam ediyorlar. Cizre, Sur, Silopi ve Nusaybin'de halk Kobanê'de direndiği gibi direniyor. Hem Kuzey Kürdistan ve Rojava'da yaşayan Kürtler aynı kanı taşıyoruz, ağacımız, dilimiz, kültürümüz bir. Şuan kaderimiz de bir. Umarım en yakın zamanda Kürtler özgürlüğüne kavuşur ve kendi topraklarında insanca yaşarlar. Kobané'ye geri dönmeyi planlıyoruz, evimizi yeniden inşa edip kendi topraklarımızda yaşamaya devam edeceğiz. Ölsek de kendi topraklarımızda öleceğiz."
(ck/mg)