Şengal dağlarında sağır dilsiz iki kardeşin mutlu anları…

09:04

Jinda Asmen/JINHA

ŞENGAL - DAİŞ saldırılarına karşı Şengal dağlarına sığınan doğuştan sağır ve dilsiz iki kardeş, yaşamın tüm zorluklarına rağmen birbirlerine sarılmış iki arkadaş gibiler.

Şengal dağında temiz havayı soluyup koşturan, şakalaşan çocukları izlemek hatta bazen onların oyunlarına katılmak biz büyükler için ayrı bir neşe kaynağı. Güzel, güneşli bir gün, Şengal dağında dolaşıp etrafı izliyorum. Birden iki çocuk gözüme ilişiyor. Sesleri geliyor ama konuşuyorlar mı anlayamıyorum. Merak ediyorum ve yavaş yavaş yakınlaşıyorum onlara. Biri kız biri erkek iki güzel çocuk. Kızın adı Saadet 8 yaşında. Erkek çocuğun adı ise Sait 7 yaşında. Ve öğreniyorum ki, her iki çocuk da doğuştan sağır ve dilsiz. Üstelik kardeşler.

Duyamamak, konuşamamak. Her iki kardeşinde sağır ve dilsiz oluşu derinden üzüyor insanı. İşte bu yüzden tuhaf bir his sarıyor içimi. Her iki kardeş nasıl anlaşıyorlar merak ediyorum. Kendileriyle beden dilini zorlayıp iletişim kurmaya çalışıyorum. Çocuklar o kadar sakinler ki. Birbirleriyle öyle güzel incitmeden şakalaşıyorlar. Sesleri o kadar içten yankılanıyor ki… Onları anladığımı düşünüyor gibiler. Saadet bir şeyler söylemeye çalışıyor dilsizliğiyle. Öyle ısrarlı ki, şaşırıp kalıyorum. Ne demek istiyor bilmiyorum. Ama ben anlıyormuşum gibi bir şeyler söylemeye çalışıyor ya, ifadesiz kalıyorum. O an, bir kez daha ağızdan çıkan seslerin, konuşmanın gücünü, önemini anlıyorum.

İki kardeş nede güzel anlaşıyorlar. Öyle olmuş ki, her anları birlikte. Birlikte yiyip birlikte içiyorlar. Birlikte oynuyorlar. Birlikte şakalaşıyorlar. Birlikte birbirlerini anlıyorlar. Bu yüzden birbirleri için hem kardeş hem arkadaş olmuşlar. Doğuştan dilsiz ve sağır olmalarına rağmen her iki çocukta da, dostluğun, arkadaşlığın ve kardeşliğin birleştiği yürekleri Şengal dağlarında büyük bir mutlulukla atıyor. Ve her zaman bu mutluluk Şengal dağında kuşaktan kuşağa atmaya devam edecek. Buna sonsuz inanıyorum.

(mg)