Ayakkabı boyacılığı yapan Ayten: Pes etmedim, direndim

09:04

Esra Aydın/JINHA

DERSİM - Dersim caddelerinde ayakkabı boyacılığı yapan kadınlar, bu mesleğin salt erkek mesleği olmadığını kanıtlarcasına işlerine dört elle sarılıyorlar. Kadınlar sokakta ayakkabı boyacılığını yaparken, şaşkın bakışlara aldırmadan kazançlarını sağlamaya devam ediyor. Yıllarca gördüğü şiddete 'dur' diyerek ayakkabı boyacılığına başlayan Ayten Konak ta "Kadınlar zoru başararak mücadele etmeli" diyor.

Dersim'de kadınlar toplumda 'erkek işi' olarak bilinen ayakkabı boyacılığı yaparak, yaşamın birçok alanında yer edinmeye çalışıyor. Bunlardan biri olan Ayten Konak ta eline aldığı boya sandığıyla Dersim caddelerinde tüm toplumsal algıları alt-üst ediyor. Dersim'in en işlek caddesinde ayakkabı boyacılığı yapan Ayten, "Üç çocuk annesiyim. Eşimden şiddet görüyordum ve bu nedenlerden dolayı eşimden ayrıldım. Ben kendim inşaatta da çalışmış bir insanım, ama onurumla, kimseye ağlamadan, boyun eğmeden, bir şey istemeden çalıştım. Bu güzel ve gurur verici bir şey. Bazı sağlık sorunlarından dolayı artık ağır işlerde çalışamıyorum. Son çareyi ayakkabı boyacılığında buldum. Herhangi bir yerden desteğim olmadığı için boyacılığa karar verdim" ifadelerinde bulundu.

'Pes etmedim'

Ayakkabı boyacılığına başladığı zamanlarda zorluklar yaşadığını fakat direnmek zorunda olduğunu düşünerek pes etmediğini ifade eden Ayten, "Bu işi ilk yapmaya başladığımda herkes 'eşin nerede' diye soruyordu ama kimse neyle geçiniyorsun diye sormuyordu. Bu çocuklar ne yiyor bunu sorsunlar bana. Şimdi her şey torpille yapılıyor. Torpilin varsa her işe girebiliyorsun. Arkan kuvvetli değilse her zaman açsın ve yoksulluğa mahkûmsun. Bir kadın olarak direniyorum ama zor olan günler de oldu. Her şeyden önce bir anne olarak daha zor. Çünkü çocuklarınız olmadığında çalışmak daha kolay gelir. Anne olarak sorumluluk daha fazladır. Hem kendimi hem de çocuklarımı düşünmek zorundayım" şeklinde konuştu.

'Boyun eğmemek için savaştım'

Bir kadın olarak zoru sevdiğini ve zor olanla savaşarak mücadele ettiğini dile getiren Ayten sözlerine şöyle devam etti: "Her ne kadar buraya gelip çalışsam da içimde tereddütler oluyor. Her ne kadar kendi şehrin bile olsa çekingen oluyorsun, üzülüyorsun, zoruna gidiyor. Bu işi anlatmak, tarif edilemeyecek kadar zor. İlk başta bana bu şekilde zor geliyordu. İlk başladığım günlerde üç gün ağladım. Nasıl yapabilirim, başarabilir miyim, ayakta kalabilir miyim diye sordum. Düşünün küçücük kızım bile benimle birlikte emekçi olmuş. Bir şekilde kimseye boyun eğmemek için savaşmak zorundayım. Ekmek kazanmak zor ama ben zoru severim, her şeyle savaşmasını seven bir insanım. Kolayı hiç sevmem, kendi ayaklarım üzerinde durmayı çok seviyorum."

'Kadınlar zoru başararak mücadele etmeli'

Kadınların direnmesi ve zoru başararak mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Ayten, "Kadınlar her şeyin kolayına kaçmasınlar, 'ben yapamam, edemem' diye bir şey yoktur. Eğer elin kolun sağlamsa yapabilirsin. Simit de satabilirsin, sakız da satabilirsin. Ben dükkandan peçete satın alıp gelir burada satarım. Ne için mi? Onurumla, şerefimle ve gururumla ayakta kalabilmek için. Ben gidip dayak yiyeceğim, şiddet göreceğim sonra gidip intihar mı edeceğim? Hayır. Biraz yürek ister, her şeyin kolayına kaçmasınlar. Kadınız diye ezik miyiz biz, hayır! Erkeklerin yaptığı işi biz de yapıyoruz" ifadelerinde bulundu.

'İşimi severek yapıyorum'

Erkek şiddetine maruz kaldığını ve şimdi de erkeklerin ayakkabılarını boyadığını ve zorlanarak yaptığını söyleyen Ayten, "Toplumda iyi insan da kötü insan da var. Kötüye karşı mücadele gerek, savaş gerek ve yürek gerek. Bir kadın olarak şiddet gördüm. Bir erkekten şiddet gördüm, hem de şiddetin en ağırına maruz kaldım. Ben bu işi severek ve gurur duyarak yapıyorum" diyerek sözlerini noktaladı.

(mm/mg)