Suriye'den Batman'a bir yaşam mücadelesi….
09:07
Zeynep Akın/JINHA
ÊLIH - Öğretmenlik yaptığı Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle Batman'a göç etmek zorunda kalan Yusra Ali Xelef, şimdi açtığı gözleme dükkanıyla yaşam mücadelesi veriyor.
Suriye'nin Şam kentinden yaşanan savaş nedeniyle Kuzey Kürdistan'ın Batman kentine iki yıl önce göç etmek zorunda kalan Yusra Ali Xelef, göç ile birlikte yaşadığı zorlukları ajansımıza anlattı. Batman'a ilk yerleştiklerinde çok zorlandıklarını söyleyen Yusra, "İlkin geçimimizi sağlayamıyorduk. Şam'daki evimi topraklarımı özlüyordum. Durumumuz çok iyiydi her şeyimiz vardı. Oradan çıkmak zorunda kaldık. Batman'a ilk yerleştiğimde bir süre hiç evden çıkmadım. Kimseyi tanımıyordum. Bir gün bir komşumuz bana bir çuval un getirdi. Bende şaşırdım, hiç ekmek yapmamıştım önceden. Komşumuz bana 'sana ekmek yapacağım' dedi. O yaparken o gün ekmek yapmayı öğrendim. Ekmek pahalıydı alamıyorduk, tandırda yapmaya başladım" diye konuştu.
'Suriye'de öğretmenlik yapıyordum'
Bir süre sonra Batman'da gözleme dükkanı açtığını kaydeden Yusra, "Beş dil biliyorum ve Suriye'de öğretmenlik yapıyordum ancak buraya geldikten sonra kendi işimi yapamadım. Bir gün ev sahibimiz 'sen okumuş kadınsın, çalışkansın neden çalışmıyorsun' diye sordu. Suriye'de öğretmenlik dışında hiçbir iş yapmamıştım. İlk olarak gözleme dükkanında işçi olarak günlüğü 10 TL'ye çalışıyordum. 14 aylık bir çalışma süresinden sonra ev sahibi taşınınca dükkanı da ben devraldım. Şimdi çalışıyorum, kazandığımız para bize yetiyor. Evde oturup sıkılmaktansa çalışmak en güzeli. Dükkanın kirasını, evin kirasını ve çocukların okul masraflarını çıkarabiliyorum" dedi.
'Çocuklarımı üç kez ölümden kurtardım'
Suriye'de yaşanan savaş nedeniyle çok zor günler geçirdiğini anlatan Yusra, "Çocuklarımı 3 defa ölümden kurtardım. Sonra geldik buraya sığındık. Adet ve kültürümüz bir olmayabilir ama dışlanmak çok kötü. Suriye'de evimiz, topraklarımız vardı. Buraya dilenmeye gelmedik, yaşamak için geldik. Burada da çalışıyoruz. Kimseden bir yardım beklemiyoruz, çalışıp geçimimizi sağlıyoruz. Çocuklarımız durumdan çok etkileniyor. Okulda 'Suriyelisiniz mağdursunuz' diyerek dışlıyorlardı, küçük oğlum dışarı çıkmak istemiyordu, çıkınca da kendini diğer çocuklardan uzak tutuyordu. Şimdi biraz daha alıştılar" ifadelerinde bulundu.
'Adaletsizliğe son verilmeli'
Çalışmaya mecbur olduklarını ifade eden Yusra sözlerine şöyle devam etti: "Eşim burada aşçılık yapıyor, diğer aşçılardan daha az maaş alıyor. Buradakiler ise 'Suriyeliler bize iş bırakmamış' diyor. Mecburuz çalışmaya, çalışmazsak ne yapacağız. Zaten diğer işçilerin yarısından az ücret alıyoruz, kötü şartlarda çalışıyoruz. Akşama kadar çalışıp sadece ev kirasını çıkarabiliyoruz. Çalışmazsak evden çıkarılacağız. Bu ayrım ne diye yapılıyor onu anlamıyorum. Suriyeli, Batmanlı; Kürt, Türk ayırımı ne diye yapılıyor. Aşçılık yapan birinin maaşı 2 bin TL ise, Suriyeli olduğunuzda bu fiyat 700 TL olabiliyor. Bu eşitsizliğe ve adaletsizliğe son verilmeli."
'Diktatörlere karşı birlik olup mücadele etmeliyiz'
Suriye'de yaşananların şuanda Kürdistan kentlerinde yaşandığını dile getiren Yusra, "Şimdi Nusaybin, Cizre de bizimle aynı durumda. Bomba atıyorlardı 20 katlı bina yerle bir oluyordu. Şam'da yaşamını yitirenleri defnetmeye gittiğimizde tarıyorlardı, insanları katlediyorlardı. Kimse korkudan 'ölen benim çocuğumdur' diyemiyordu. Birkaç yıl önce Suriye'de de Türkiye'de de Kürtçe konuşmak yasaktı. Okulda Kürtçe konuşan çocuklara baskı uyguluyorlardı, Kürtçe olan isimlerimizi zorla Arapçaya çevirdiler. Bu diktatörlere karşı birlik olup mücadele etmemiz gerekiyor. Biz Kürtler birlik olamıyoruz, birlikteliği sağlarsak amacımıza ulaşırız" şeklinde konuştu.
'Tarih bizi altın harflerle yazacak'
Savaşın en büyüğünü yaşadıklarını kaydeden Yusra son olarak şu ifadelerde bulundu: "Suriye'de savaşın en büyüğünü yaşadık. Yüzyıldır bunları yaşıyoruz yeter artık. Nusaybin Qamışlo'nun bir parçasıydı yan yanaydı. Aramızda o lanet olası sınır telleri vardı. O tepelere çıkar Nusaybin'de kalan akrabalarımızla konuşurduk. Şimdi ise Nusaybin'e atılan topları Qamışlo'daki akrabalarımız görüyor. Nusaybin'de atılan toplar Qamışlo'ya düşüyormuş. Binlerce şehidimiz var, tarih bizi altın harflerle yazacak. Bu şehitleri bilerek mücadele etmemiz gerekiyor."
(mg)