'Nisêbîn a rengîn'de çocuk olmak

10:53

JINHA

MÊRDÎN - Bombardımanın bir an dahi susmadığı toprağı direniş kokan, Apê Musa'nın kadim memleketi Nisêbîn a rengîn. Elektrik ve suyun olmadığı, depolanan erzakların da tükenmeye başladığı ilçede halk, komünler oluştururken, çocukların bilyeleri boş kovanlar oluyor. Her şeye rağmen çocukların kahkahalarının bir an dahi kesilmediği ilçede direniş devam ediyor.

Kürt direniş tarihinde yıllardan bu yana önemli bir yer edinen Mardin'in Nusaybin (Nisêbîn) ilçesinde öz yönetim direnişi devam ediyor. Tankıyla topuyla ilçeyi kuşatma altına alan devlet güçlerinin uyguladığı soykırım politikalarına karşı hak direnişi sürüyor. Qamişlo-Nusaybin sınır hattında Rojavalılar tarafından başlatılan nöbet eyleminden gelen slogan seslerine bombaların bir an dahi susmadığı Nusaybin sokaklarından çocukların slogan sesleri karışıyor. 58 gündür Nusaybin'de uygulanan katliam politikalarına en çok maruz kalan çocuklar aylardır okula gidemezken, yaşam hakları ise ihlal edilmeye devam ediyor.

Komünler oluşturuldu

Ne elektrik ne de suyun olmadığı ilçede, giderek azalan gıda ihtiyacı ise mahalleli tarafından oluşturulan komünlerle giderilmeye çalışılıyor. Bombalara rağmen hiç bir şeyi duymamış gibi yaşamayı öğrenen Nusaybinliler, bir yandan yakılan tandırlarda leğenlerce ekmek vururken, bir yandan da dev kazanlarda yemekler pişirerek direnişin asıl anlamı olan ekmeğini bölüyor komşularıyla. Herkesin ağzından ise yaklaşık bir yıldır her direniş alanında duymaya alışık olduğumuz sözler, "Asla teslim olmayacağız."

Yine aynı kararlılıkla direniş sahnesinde

Nusaybin, onlarca sanatçıya ilham veren, üzerine şarkılar yazılan, vakti zamanında Suriye'ye sürgün edilenlerin Qamişlo sınırında kaçak sigara tüttürüp üstüne hasret türküleri yaktıkları kadim kent. "Benim dilim senin devletini sarsıyorsa, demek ki devletini benim temellerime dikmişsin" diyen Kürt basının piri Apê Musa'nın Kürdi toprakları. 1992 yılında Cizre Newrozu'nda yapılan haksızlığa karşı baş kaldıran ve bunun bedelini üzerinden geçen zırhlı araçlarla parçalanan bedenleriyle (1992 Pıra Şehîda Katliamı) ödeyen Nusaybin, yılların ardından aynı kararlılıkla yine direniş sahnesinde. Bu yüzdendir ki yine en ağır bedele rağmen 58 gündür hala dimdik ayakta.

Çocuklar hayatta kalabilmenin felsefesini öğrendi

Nice direnişe ev sahipliği yapan, nice yiğitleri bağrına basan ilçede, direnişi en çok da çocuklar sahipleniyor. Yasakla birlikte maruz kaldıkları en ağır katliam politikaları yüzünden hayatta kalma çabalarıyla yaşam felsefesini de kendileri öğrendi. Bir sokaktan bir diğer sokağa geçmek için kaç saniyede geçmeleri gerektiğini, devlet güçlerinin göremediği kör noktaları, bir evden diğer eve geçiş yolları açmak için kaç duvarın kırılması gerektiği, boş kovanlardan yeni oyunlar icat etmeyi ve bunlarla eğlenebilmeyi öğrendi Nusaybinli çocuklar.

Hızlı koşmak en büyük marifet

Sokaklardan kaç saniyede geçtiğimiz bilinmez ama tüm çocuklar bir birine bunu soruyor: "Bu patlayan bombanın türünü sen biliyor musun? Ben biliyorum. Sen en fazla kaç saniyede karşı sokağa geçersin? Ben daha hızlı geçerim." Mahallede en hızlı geçen ise Ahmet. Kurşunlara hedef olmamak için çok hızlı koştuğu için mahallede nam salmış. Yüzünde kendince üstün yeteneğinin getirdiği mutlu bir ifade. "İsterseniz size de öğretirim" diyor.

Bir de ilerleyen zamanlarda zikzak çizerek koşmayı da öğrenmiş Ahmet. Bu yöntem ise namına nam katmış. Akrabalarının cenazelerinin günlerdir sokak ortasında kaldığı, yüzerce evin yakılıp yıkıldığı, geçtiğimiz aylarda katledilen 12 yaşındaki Muğdat Ay gibi avucunda bilyeleriyle sokak ortasında katledilen çocukların olduğu bir kentte Ahmet'in fark edilen yeteneği var olan koşullara baktığınızda hiç de hafife alınmayacak bir yetenek. Zira bunu yapamadığınızda, vurulursunuz yaşınız sorulmadan.

'Hediye alamadık mektup yazdık'

Saldırılar değil de çocukları en çok Anneler Günü etkilemiş. Annelerine hediye alamadıkları için hemen yanı başındaki annesine mektup yazdığını söylüyor 13 yaşındaki Esma. "Hediye almayı çok isterdik ama dükkan yok. Biz de çocuklarla toplanıp mektup yazdık annelerimize. Bu günleri yazdığımız mektuplarımızı ilerde yine okuyacağız. İlerde meslek sahibi olduğumuzda bu günleri unutmamak için yazdık" diyor.

İlk günden bu yana aynı kararlılıkla mücadeleye devam eden 'Nisêbîn a rengin'in çocukları da kendisi gibi cıvıl cıvıl hala. Çocuklar boş kovanları ellerinde bilyeye dönüştürürken, her şeye rağmen kahkahalarının bir an dahi kesilmediği ilçede direniş devam ediyor.

(ekip/pu/gc)