'Döneceğim Nusaybin'e toprağım yerinde duruyordur'

10:52

JINHA

MÊRDÎN - 90'larda köyünden şimdi ise Nusaybin'den göçertilen Asya Demir'in hikayesi Kürt halkına karşı devlet zihniyetinin değişmediğini gösteren örneklerden. Bir yıl arayla babası ve eşini 'faili meçhul cinayet' sonucu kaybeden Asya, "Nusaybin benim yerimdir. Gideceğim, evim değilse bile toprağım yerinde duruyordur. Toprağımda çadır kurar otururum" diyor.

Mardin'in Nusaybin ilçesine yönelik soykırım saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan kadınlar mahallelerine geri dönmek istiyor. Ancak "operasyonlar bitti" açıklamalarına rağmen hala ilçedeki 'sokağa çıkma yasağı' kaldırılmadı. Mardin'e göç etmek zorunda kalan Nusaybinli Asya Demir, yaşadığı onca acıya rağmen güçlü duruşundan taviz vermeyen bir kadın. Asya'nın hayatı, devletin zulmü ve yıkımları etrafında şekillenmiş. Küçük yaşta 'faili meçhul cinayet' sonucu babasını kaybeden Asya'nın katledilen eşinin faili de meçhul. Eşi öldürüldüğünde bir aylık hamile olan Asya'nın uzun bir zaman ve emek sonucu kurduğu yaşamı yasaklarla birlikte dağılıyor. Tüm bunlara rağmen yasağın kalkmasını bekleyen Asya "Nusaybin benim yerimdir. Gideceğim, evim yıkılmışsa bile toprağım duruyordur. Toprağımda çadır kurar, otururum" diyor.

'Babam, evden çıktı ve bir daha geri gelmedi'

1990'larda köylerinin yakılmasının ardından Midyat'a göç etmek zorunda kalan Asya ve ailesi, burada yeni bir yaşam kursa da baskı ve zulümden kurtulmuyor. Midyat'ta babası Osman Demir'i kaybeden Asya, o günü de "Babam, evden çıktı ve bir daha geri gelmedi. 15 gün sonra cenazesini caddenin üzerinde buldular" sözleriyle anlatıyor.

Eşi de babası gibi öldürüldü

Ramazan Avcı ile evlendirilen Asya Nusaybin'e geliyor. Ramazan da babası gibi 'faili meçhul cinayetle' katlediliyor. Ramazan öldürüldüğünde 2 çocuğu olan Asya 3. çocuğunu bekliyor. Ramazan, 23 yıl önce bir akrabasına gitmek için evden çıktıktan sonra öldüğü haberini alıyor Asya.

Aynı şeyleri yaşamak zorunda kalan iki kadın...

Annesinin de kendisi gibi mücadele verdiğini söyleyen Asya, "Babam öldürüldüğünde, annem 35 yaşlarındaydı. Eşim 22 yaşında öldürüldüğünde ise ben 17-18 yaşlarındaydım. Annem gençti, çocukları küçüktü. Çalışıp hayatlarını kazanmaya çalıştılar. Fındık toplamak gibi mevsimlik işlerin yanında başka işlerde yapıyorlardı. Ben de çocuklarımı bu şekilde büyüttüm. Ben de çalıştım, tarla da ve başka işlerde" diye anlatıyor.

'Burası, büyüdüğümüz, yaşadığımız yer değil'

Şimdi evinden uzakta sürgünde olduğunu belirten Asya, "Genç bir anne için çocuklarını babasız büyütmesi zordur. Bir oğlum cezaevinde. Ama ben birçok şeyi atlatmıştım artık. Çocuklarımı büyütmüştüm. Güzel bir hayatım vardı. Ama sürgün edildik buraya. Bu bize çok zor geliyor. Mardin'de bizim memleketimiz ama yabancı hissediyoruz. Büyüdüğümüz, yaşadığımız yer değil. Evimiz vardı orada ve biz hayatımızı dilediğimiz gibi yaşıyorduk" diyor.

'Bir yerde sürekli savaş varsa nasıl güzel olabilir ki?'

"Her şeyimi bırakıp geldim" diyen Asya, evinden haberinin olmadığını ancak haberlerden takip ettiğini şu sözlerle dile getiriyor: "Zeynelabidin Mahallesi'nde oturuyordum. Televizyonda 'oradan geriye hiçbir şey kalmamış' diyorlar. Benim evim de oradaydı. Sürekli silah sesleri geliyordu. Çocuklar korkuyordu. Bir yerde sürekli savaş varsa nasıl güzel olabilir ki? Ölüm olmasın istiyoruz. Sadece biri için değil tüm insanlar için. Yaşamını yitirenler çocuk, yaşlı, genç ve kadınlardı."

'Ölüm ve savaş olmasın'

"Sokağa çıkma yasakları" adı altında insanlara yaşatılanların hissettirdiklerini "İlk önce anneleri düşündüm" diyerek anlatan Asya, yaşadıklarına rağmen "barış" demeyi dilinden düşürmüyor. Asya, "Ben anneydim ve annemin acısını da gördüm. Bu yüzden ilk anneleri düşündüm. Bu yaşananlarla kötülüğü hissettim. Anneler ağlıyordu ve benim içim acıyordu. Benim annem ağladı kimsenin annesi ağlasın istemedim. Ben ağladım kimse ağlasın istemedim. Bu yüzden sürekli bunu dile getirdim. Asker anneleri de polis anneleri de ağlamasın. Ben acı gördüm kimse görsün istemedim. Bu acı büyük ve çok zordur. Anne olan bu acıyı anlar. Herkes barış talep etsin. Ölüm ve savaş olmasın" diyor.

'Toprağımda çadır kurarım'

Yasak kalkınca Nusaybin'e dönmek istediğini belirten Asya "Nusaybin benim yerimdir. Gideceğim, evim değilse bile toprağım yerinde duruyordur. Toprağımda çadır kurar otururum. Orası, bana her yerden güzel geliyor. Çocuklarımı büyüttüğüm yer, yaşadığım yerdir. İstiyorum ki ömrümün sonuna kadar orada olayım. Savaş olmasın ki biz de gidip toprağımızda yaşayalım " diyor.

(ekip/za/gc)