70'lik Kine anılarını bıraktığı Sur'un hayaliyle yaşıyor
09:03
Medine Mamedoğlu\JINHA
AMED - Sur'da yasak ilan edilmeden önce ve yasak ilan edildikten sonraki hayatlarını karşılaştıran Kine Bilici, Sur'un dününü ve bugünü bize anlattı. Sur'daki mahallesine duyduğu özlemle yaşayan Kine, "Eski günleri çok özlüyorum. O günlerimiz geride kaldı ama unutmayacağız. Gördüğümüz, yaşadığımız tek bir şeyi unutmayacağız" dedi.
Sur'da ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından evlerini terk etmek zorunda kalan aileler, anılarını biriktirdikleri Sur'u unutmuyorlar. Yasak ilan edilmeden önceki hayatlarını ve talan edilen evlerini geri istediklerini söyleyen Sur'lular yasağın kalkmasını ve Sur'a girmeyi dört gözle bekliyor. Bunlardan biri de 70'ine merdiven dayamış Kine Bilici. Yasak öncesi torunlarıyla yaşadığı iki katlı evinden ve aylar öncesinde yaşadığı mahalleden bahsederken adeta o günlere geri dönen Kine, "Sur'da yasak ilan edilmeden önce iki katlı avlulu evimde kapım gece gündüz açık yaşıyordum. Şimdi aradan aylar geçti; yeni bir ev yeni bir düzen ve yeni komşular edindik ama hala eski günleri arıyoruz" şeklinde anlattı.
'Onlar bizim çocuğumuzdu'
Sur'da yaşadığı Fatihpaşa Mahallesi'nden bahseden Kine, "Mahallemizin hepsi Kürt'tü. Hepsi Kürtçe konuşuyordu, komşularımız çok insaflı insanlardı. Hepsi de yardımseverdi, kimin evinde yemek pişse ilk komşusuna yollardı. Daha sonra yasaklar başladı… Oradan çıkan bazı insanlar şöyle diyor: 'Bir gece uyuduk kalktık kapımızın önünde hendek kazılmış.' Ben Sur'da öyle bir şey görmedim. Hendeklerin yapımı uzun zaman sürdü. Onlar geldi yaptı diye bir şey de yok, orada ki herkes bizim çocuğumuzdu. O çocuklar oradayken mahalle daha da hareketlenmişti. Herkes eskiden olduğundan bir kat daha mutlu ve umutluydu" dedi.
'Kurşun seslerinin arasında yaşamaya alışmıştık'
Kine, sokağa çıkma yasaklarından önce çok mutlu olduklarını ama yasak ilan edildikten sonra içeride yaşam savaşı verdiklerini ve her gün kurşun yağmurlarının arasında kaldıklarını söyledi. Buna rağmen mahallesinden çıkmamakta ısrarcı olduğunu ifade eden Kine, "Sonra bir gün sokağa çıkma yasakları ilan edilmeye başlandı. Kurşun sesleri daha sonra kendini tank ve top sesine bıraktı. Her geçen gün insanların yüzündeki korku arttı. Mahallede her gün birinin bir yakını yaralanıyor ya da evleri zarar görüyordu. En başta ara ara duyduğumuz silah sesleri daha sonra saniyeye dönüştü. Her an duyabiliyorduk. O seslerin arasında yaşamaya alışmıştık. Sonra bir gün baktım mahallede kimse kalmamış ve o eski sokaklar yerini koca bir sessizliğe bırakmış. Ben yine de mahalleden çıkmak istemedim" diye konuştu.
'Sur'da direnen halktı'
Sokağa çıkma yasağı varken televizyonları izlediğinde çok sinirlendiğini belirten Kine, içeride ne olduğunu sadece kendilerinin gördüklerini söyleyerek, "Fatihpaşa Mahallesi'nde Helin Şen'in öldürüldüğü sırada ben de ekmek kuyruğundaydım. Onu taradıkları sırada benim de belime bir parça denk geldi. Başta iğne batar gibi olmuştu. Sonradan yaramı fark ettim. Yasak zamanı özyönetim ilan edildiğinde içeride direnen bizdik. Türk medyası 'teröristler' sivilleri katlediyor, onları hedef alıyor gibi haberler yapıyordu ama bunların hiçbirini biz görmüyorduk. İçeride Sur'da direnen bizdik halk direniyordu" ifadelerinde bulundu.
'O günleri asla unutmayacağız'
İnat etmesine rağmen torunları için evinden, toprağından ayrılmak zorunda kaldığını ve evinden aylardır uzak olduğunu söyleyen Kine, son olarak şunları konuştu: "Yaralandığım için en son bende mahalleden çıktım, evimden toprağımdan ben de uzak kaldım. Çıktıktan sonra defalarca Sur'un kapısına gidip içeri girmeye çalıştım. Ama izin vermediler. Kış ayıydı çıktığımda evimi, anılarımı, her şeyimi geride bırakmıştım. Oğlum, gelinim ve torunlarımla birlikte tek halısı olan bir eve taşındık. İçeride onlarca insan sadece yüz yüze bakıyorduk. Tek kelime konuşmadık. Onlar bizden sadece Sur'u değil vicdanımızı da aldı. Şimdi aradan aylar geçti; yeni bir ev yeni bir düzen ve yeni komşular edindik ama hala eski günleri arıyoruz. Geçen gün oğlum Sur'daki eve gittiğinde beni götürmedi. 'Niye' diye sorduğumda 'kalbin dayanmaz' dedi. Dediğine göre iki katlı eski evimden eser kalmamış her şey yakılmış. Eski günleri çok özlüyorum, şimdi kaldığım ev avlulu değil kapı önünde merdivenlerde oturuyorum ama yine de bir faydası olmuyor. Bizimde herkes gibi o günlerimiz geride kaldı ama unutmayacağız. Gördüğümüz, yaşadığımız tek bir şeyi unutmayacağız."
(ck/mg)