Gevez şifalı elleriyle birçok hastalığa derman oluyor

09:05

Hikmet Tunç - Nişmiye Güler/JINHA

WAN - Çiçekli Mahallesi'nde yaşayan 75 yaşındaki Gevez Alaca, 30 yıldır doğadan topladığı bitkilerle yanık yaralarından meme kanserine kadar birçok hastalığa şifalı elleriyle derman oluyor.

Van'ın Edremit ilçesine bağlı Çiçekli Mahallesi'nde yaşayan Gevez Alaca (75), yaklaşık 30 yıldır binbir emekle, doğadan topladığı bitkilerle, başta yanık olmak üzere birçok hastalığa bereketli elleriyle şifa dağıtıyor. Uzun yılların sırtında bıraktığı kamburu ile ağır adımlarla sabahın erken saatlerinde şifalı otları toplamak üzere doğaya yolculuk eden Gevez, büyük bir itinayla topladığı bitkileri avuçlarına dolduruyor. Bitkilerin faydalarını anlatmaya başlayan Gevez, tolik adlı bitkiden yanıkları tedavi etmek amacıyla şurup hazırladığını ve olmazsa olmazlarından olduğunu söylüyor. Yılan dili (zile kemere) bitkisinin ise Kürdistan'ın her kentinde kolayca elde edilebileceğinden söz eden Gevez, daha sonra toplarken baya zahmetli olan ısırgan otunun (Gezing) ise romatizma başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullandığını belirtiyor.

Topladığı bitkiler avuçlarını doldurunca eteğine dolduran Gevez, yükü ağırlaşınca evinin yolunu tutuyor. Evin bahçesinde bulunan bir sandalyede soluklanmaya başlayan Gevez, bitkileri masaya dizip faydalarını anlatmaya devam ediyor. Bitkileri ayıklamaya başlayan Gevez, bitkilerin bir kısmını kuruttuğunu, bir kısmını da ise kaynatıp şurup haline getirdiğini söylüyor.

'Çaresizliğim beni kendi alternatifimi yaratmaya itti'

Yaklaşık 30 yıla aşkın deneyiminin başta annesi ile nenesinden öğrendiğini belirten Gevez, ayrıca hekimliğinde edindiği deneyimlerinde merakının özel bir etkisinin olduğunun altını çiziyor. Gevez, Serhat'ın uzun kış aylarında hastanelerinin olmamasından kaynaklı kendisini alternatif bir tedavi yaratma yoluna iten nedenleri ise şöyle sıralıyor: "Kış mevsiminde karların yağmasıyla birlikte yollar kapanıyordu. Maddi olarak da doktora gidip ilaç alma imkanı yoktu. Kış aylarında kurulan sobalar çocuklar için büyük bir tehlike arz ediyordu. Kışı atlatana kadar hemen hemen her çocuk defalarca yanıyordu. Çocuklarım kendilerini yaktıkları zaman bende kendi kendime bir alternatif arayışına çıktım. Zaten çocukluğumdan bu yana doğa ile iç içe bir yaşamımız var. Anne ve nenemden öğrendiklerimi kendi yöntemimle, topladığım bitkileri deneme yanılma yoluyla hangi, otun hangi hastalığa iyi gelebileceğini keşfettim."

'Önce çocuklarımı tedavi ettim'

Topladığı bitkilerden elde ettiği ilaçların yapım aşamasını anlatan Gevez, "Topladığım bitkilerin bir kısmını kurutup toz haline gelmesini sağlıyorum. Bazılarını yağda kızarttıktan sonra su ile karıştırıp beklemeye alıyorum. Dinlendikten sonra elde ettiğim suyunu şurup halini aldıktan sonra kavanozlara dolduruyorum. İlk önce kendi çocuklarımın yanık yaralarını tedavi etmeye başladım. Daha sonra komşularda bunu duyunca kendi çocuklarını getirmeye başladı. Onları tedavi ettim ve bu yöntem iyi geldi" ifadelerini kullandı.

'Başta kadın ve çocukların hastalıklarını tedavi edebiliyorum'

Hastaların çoğunlukta kadın ve çocuklardan oluştuğunu sözlerine ekleyen Gevez, "Yeni doğan çocuklarda en sık görülen hastalıklardan sık sık ateşlerinin çıkması ve kabızlık sorunudur. Ya da korktukları için ateşleri çıkıyor ve oldukça huzursuzdurlar. Bunun içinde ayrıca hem bitki, hem de yaptığım bitki ilaçlarının yanı sıra annemden, nenemden öğrendiğim bazı duaları okuyarak tedavi ediyorum. Yine kadınlarda özellikle son dönemde sık sık rastlanan meme kanserini tedavi edebiliyorum. Memede ilk başta beliren kistleri fark ettiklerinde hiç zaman kaybetmeden gelirlerse kist daha büyümeden hemen müdahale edip bitkilerden hazırladığım karışımlarla tedavi edebiliyorum. Böylece kist yayılmadan yok edebiliyorum" dedi.

'Hastaneye gidip çaresiz kalan hastaları tedavi ettim'

Tedavi ettiği ve unutamadığı birkaç hastasından söz eden Gevez, "Burada tandıra düşen bir çocuk vardı. Sırtının tamamı yanmıştı. Doktora götürüldükten sonra doktorlar bile çok ağır bir ameliyat sonucu ancak iyileşebilir diye teşhis koymuşlardı. Ailesi alıp bana getirdi. İlk gördüğümde bende çok korktum ama aile bana güveniyordu. Bende onu tedavi ettim. Zorlu bir tedavi sonucu tam 20 günde yanıkların izleri dahi kalmadı. Yine benzer bir örnekle bir komşumuzun kızı üzerine çorba dökülmesi sonucu yüzünün tamamı yanmıştı. Söz konusu genç bir kadındı. Hiç tereddütsüz yüzünü tedavi ettim. Yalnızca bir haftamı aldı ve sonuç olarak eski güzelliğine yine kavuşmuştu" şeklinde konuştu.

'Bildiklerimi genç kadınlara aktarmak en büyük mükafat'

Yıllardır birçok hasta tedavi ettiğini dile getiren Gevez, tedavi ettiği hastalarının memnuniyetini şu sözler ile anlattı: " Şu ana kadar tedavi edipte olumsuz bir sonuç almadım. Hep en iyi bir şekilde sonuç aldım. Van başta olmak üzere Kars, Muş ve çevre illerden birçok insan yanıma gelip tedavi oluyor. Hiçbir şekilde maddi bir çıkar amacıyla bu yeteneğimi kullanmadım. Ben bu yeteneğimi doğanın cömertliğine borçluyum. Çaresiz insanları iyileştirmek bana en büyük mükafattır. Aynı zamanda kendi bildiklerimi genç kadınlara da öğretiyorum ki ben öldükten sonra doğadan aldığım bu yeteneğin çağlar boyunca sürsün."

Kadınlar birçok hastalığı tedavi edebilirler

Gevez'in deneyimlerini öğrenmeye çalıştığını belirten gelini Gülbahar Alaca ise, "Kaynanam bu güne kadar birçok hasta tedavi etti ama hiçbir şekilde maddi bir çıkar amacıyla bu işi yapmadı. Bende onun yanında büyüdüm. Deneyimlerini benimle paylaşıyor. Bir hastası geldiğinde kaynanam burada olmayınca bana öğrettikleri doğrultusunda bende ilaçlarını hazırlayıp hastaların yaralarını pansuman ederim. Hangi bitkinin hangi yaraya ya da hastalığa iyi geldiğini sorup öğrenmeye çalışıyorum. Kaynanamdan sonra bu geleneği devam ettirmek isterim. Buradan da kadınlara çağrımdır. Bu zor bir şey değil kadınlar yapmak isterlerse kolayca kendi evlerinde de bitkilerden karışımlar yaparak bu karışımlarla tedavi edebilirler" önerisinde bulundu.

(dc/fk)