Boşanan kadınların hikâyesi: Ölmeye Yatmak

09:26

ANKARA - Boşanmış ve eşi vefat etmiş olan kadınlarla görüşerek, “Ölmeye Yatmak” tezini hazırlayan Yrd. Doç. Esra Gedik, bu çalışmaya başlamasının sebebi olarak kadınların boşanmaya teşebbüs ettiği için öldürülmesi ve haberlerde boşandıkları erkekler tarafından öldürülen kadınların haberlerine çok fazla rastlaması olduğunu söylüyor. Esra, tezini ölmeye yatan ve hayatta kalmayı başaran kadınlar ile görüşerek yaptığını belirtiyor.

Türkiye’de boşanan veya eşi vefat eden kadınlar ekonomik ve sosyal sorunlarla birlikte toplumun ataerkil yargıları ile karşılaşıyor. Kadının yalnız yaşamasından kaynaklı her iki grup da toplum tarafından ataerkil sıkıntılara maruz bırakılırken, boşanan kadınlar ise boşandıkları veya boşanmak istedikleri erkekler tarafından katlediliyor ya da erkek şiddetine maruz bırakılıyor. Boşanan kadınlar, toplumsal, ekonomik ve sosyal sorunlarıyla boğuşmanın yanı sıra katledilme endişesi ile beraber yaşamaya başlıyor.

'Eşitsizliğin ne olduğunu anladım'

2010-2015 yılları arasında ilkokul ve ortaokul seviyesinde 30 boşanmış, 30 eşi vefat etmiş kadınlar görüşerek tez hazırlayan Bozok Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Esra Gedik ile, “Ölmeye Yatmak” adını verdiği tezi üzerine konuştuk. Bu çalışma ile “Türkiye’de kadın olmayı” ve “Türkiye’de kadın üzerinden kurulan eşitsizliğin ne olduğunu” anladığına dikkat çeken Esra, boşanmış olan kadınların diğer sıkıntıların yanında devletin kendilerine destek olmamasından da kaynaklı büyük sorunlar yaşadıklarını ve bu sorunların kolaylaştırılması için destek istediklerini belirtti.

‘Devlet tarafından bir kıyaslama yapılıyor’

Çalışmaya “Ne olurda bu kadınlar öldürülüyor?” sorusu ile başladığını belirten Esra, “Bu çalışmayı yapmamın sebebi çok fazla boşanmaya teşebbüs ettiği için öldürülen ya da boşandıktan sonra eski eşi tarafından öldürülen kadınların haberine çok fazla rastlamış olmamdı” dedi. Eşi vefat eden kadınlara devletin maaş bağladığın ifade eden Esra, "Ne oluyor da bir tarafa para bağlanırken bir taraf öldürülüyor? Bu kadınları kıyaslıyorum anlamında değil, ama devlet tarafından niye böyle bir kıyaslama yapılıyor? Bunun temellerini anlamak için sordum. Bu yüzden karşılaştırmalı bir çalışma oldu” diye konuştu.

‘Türkiye’de dul kadın olmayı merak ettim’

Sadece boşanmış kadınlarla değil, eşi boşanmış kadınlar ile de çalıştığını belirten Esra, kadınların boşanmadan sonra ekonomik ve sosyal durumu, çocukları, aileleri ve arkadaşları ile ilişkilerinin değişimini incelediğini dile getirdi. Esra, “Kültürel ön yargılar, ‘Türkiye’de dul kadın olmak’, dul kadın derken hem boşanmış hem de eşi ölmüş kadınları kastediyorum. Bunları nasıl etkiliyor ve kendi istekleri ile evliliklerini sonlandıran kadınların hayatlarını bundan sonra kendi istekleri ile sürdürüp sürdürmeyeceğine bakmak istemiştim” dedi.

‘Boşanan ve eşi vefat eden kadın arkadaşları ile görüşemiyor!’

“Türkiye’de eşi vefat etmiş kadın olmak, Türkiye’de boşanmış kadın olmaktan görece daha iyi bir konum. Ama tabi ki, her ikisi de Türkiye’de tek başına yaşayan kadın ön yargılarını paylaşıyor. İşte namus ile ilgili sorunları, kendi kişisel hayatlarını kısıtlamayı yaşıyorlar. Arkadaşları görüşmüyor, özellikle boşanan kadınlar ‘Sanki bende bulaşıcı bir hastalık var da, görüşürsek onlara bulaştıracakmışım gibi bana davranıyorlar’ diye ifade etmiştiler” sözlerini ifade ederek sözlerine devam eden Esra, boşanmış kadınların dışında eşi vefat etmiş kadınların bir korunma yöntemi olarak arkadaşları ile görüşmediğini belirtti.

‘Kadınlar boşanmaktan pişman değil’

Çocukları ile tek başına yaşayan kadınların aile, piyasa ve devlet kıskacında, bu üçgen içerisinde tekrardan aileye mahkûm edildiğini belirten Esra, kadınların evlendikleri ya da çocuk olduğu için işi bıraktıkları, daha önce hiç çalışmadıkları, dul kadın olmanın getirdiği önyargılardan piyasada iş bulamadıklarını vurguladı. Her iki kadın grubu içinde en büyük sorunun ekonomik sıkıntılar ve toplumsal önyargılar olduğuna değinen Esra, “Biraz mağduriyetlerinden bahsetmiş gibi oldu ama ben kadınların mağduriyetlerini göstermek istemedim. Boşanmış kadınlara şu soruyu sormuştum; ‘Boşanmaktan pişman mısınız? Bir fırsatınız olsa boşanmaktan vazgeçer miydiniz?’ Hiç biri boşanma kararını almaktan pişman değil. Bunun aksine boşanmış kadınların büyük kısmı kendi ayakları üstünde durmaktan çok memnunlar” ifadelerinde bulundu.

‘Türkiye’de kadın olmayı anladım’

Bu çalışma ile “Türkiye’de kadın olmayı” ve “Türkiye’de kadın üzerinden kurulan eşitsizliğin ne olduğunu” anladığına dikkat çeken Esra, boşanmış olan kadınların ekonomik, ön yargı ve devletin kendilerine destek olmamalarından kaynaklı büyük sorunlar yaşadıklarını ve bu sorunların kolaylaştırılması için destek istediklerini belirtti. Esra, kadınların boşanmaktan öte bir sıkıntıları olmadıklarını ancak boşanmış olmanın getirmiş olduğu sorunlar ve yalnız olmanın getirdiği sorunlar yaşadıklarını aktardı.