Sur için biraraya gelen din insanları ve ekolojistlerden oturma eylemi
15:37
JINHA
AMED - Sur'da yaşanan saldırılar nedeniyle Urfa Kapı'da bir araya gelen DİYAY-DER ve Amed Ekoloji Meclisi, "Sur'un yakarışını bütün bedenimizde hissediyoruz" diyerek, tüm halka Sur'a sahip çıkma çağrısında bulundu. Açıklamaların ardından 10 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Sıkıyönetim uygulamalarının yaşandığı Sur'da yaşanan saldırılar nedeniyle DİYAY-DER ve Amed Ekoloji Meclisi Urfa Kapı'da basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada "Diroka me; Çand, nasname u jiyana me ye" yazılı pankart ile "Yıktığınız tarihin altında kalacaksınız", "Tarihsiz bir kültür kurumuş bir ağaca benzer" yazılı dövizler taşındı.
'Mazlum halkın yanında yerimizi alacağız'
DİYAY-DER adına açıklamayı yapan Hacı Vedat, "Halkımızın eğitimden tutun en temel ihtiyaçlarına kadar karşılanması engelleniyor. Tüm inanç kurumlarımıza saldırılar gerçekleşiyor. Yıllardır Kürt halkının üzerinde zulüm var ve bunu hepimiz biliyoruz. İnsanların diline, inancına, kültürüne ve tarihine saldırıyorlar. Kuran-ı Kerim'de der ki 'dini, dili ne olursa olursun her insanın yaşam hakkı vardır.' Bu halk yıllardır halklarının davasını yürütüyor. Kürt halkı kendi diliyle bile konuşamıyor. Halkın sokağa çıkması engelleniyor, cami yakılıyor, insanlar katlediliyor. Bu halk Allah'ın verdiği bir hakkı yani yaşam hakkını istiyor. Biz tüm mazlum haklarımızın yanındayız. Biz de mazlum halkın yanında yerimizi alacağız" diyerek tüm halkı Sur'a sahip çıkmaya çağırdı.
'Sur'un yakarışını bütün bedenimizde hissediyoruz'
Amed Ekoloji Meclisi Eş Sözcüsü Keziban Arukan ise Mezopotamya coğrafyasının insanlık tarihinin bilinen en eski yerleşim yeri olarak dünya tarihine ışık tuttuğunu ifade ederek, "Bugünlerde Sur'un 'Hawar' yakarışını bütün bedenimiz ile hissediyoruz. Sur adeta can vererek haykırıyor. AKP iktidarının müzakere masasını devirmesinden sonra başlayan çalışmalı süreç, Kürdistan'da yüzlerce insanın ölmesine, binlerce hektarlık ormanlık alanın ve meyve bahçelerinin yakılmasına sebep olarak Kürdistan coğrafyası kapitalist modernitenin bombaları ile adeta bir viraneye çevrilmek istenmiştir. Yaşadığımız bu günlerde ise kadim kentimizin kimliği ve ruhu olan Sur ilçesinde öz yönetim ilan edilmesi bahane edilerek günlerce devam eden sokağa çıkma yasağı ile halkımız mağdur edilmiştir. Orada yaşayan tüm insanlar; kadın, çocuk, hasta, yaşlı ayrımı yapılmadan günlerce en temel ihtiyaçları olan barınma, beslenme, eğitim ve sağlık hakları devlet tarafından gasp edilerek adeta açlığa mahkum edilmiştir" diye belirtildi.
'Tarihimize ve mirasımıza sahip çıkalım'
Keziban, başlatılan operasyonların sivil halkın yaşamını yitirmesine sebep olduğunu söyleyerek, "Yaşanan şiddetten kaynaklı olarak; insanların bir bölümü evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Tarihi 4 Ayaklı Minare'nin ayaklarının tahrip edilmesi, küçelerin viran edilmesi, Paşa Hamamı'nın yanması ve son olarak da Kurşunlu Camii'nin yakılması kabul edilir bir durum değildir. Sur hem geçmişimiz hem de geleceğimizdir. Devleti bir an önce amasız ve fakatsız bir şekilde Sur ilçesindeki kuşatmayı kaldırmaya, sokağa çıkma yasaklarına son vermeye çağırıyoruz. Tüm halkımızı Sur ilçesindeki tarihi, kültürel mirasımıza ve insanlığa sahip çıkmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
Açıklamanın ardından 10 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.
(bc-mt/mg)