JINHA

WAN - İnsan Hakları Haftası kapsamında İsmail Beşikçi ve Mehmet Altan'ın katılımıyla insan hakları paneli gerçekleştirildi.

10- 17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında, Van İnsan Hakları Şubesi öncülüğünde 'İnsan ve Hakları' konuşu panel düzenlendi. Van Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda Serdar Alkan moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele sosyolog İsmail Beşikçi ile yazar Mehmet Altan panelist olarak katılırken HDP Van Milletvekilleri Tuğba Hezer, Bedia Özgökçe Ertan, Lezgin Botan, Adem Geveri, HDP ve DBP İl ve ilçe yöneticileri ile belediye eş başkanları ve çok sayıda STÖ temsilcisinin yanı sıra çok sayıda yurttaş da katıldı. Panele insan hakları mücadelesi veren demokrasi şehitleri anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başlanırken Van İnsan Hakları Şubesi Başkanı Murat Melet kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Türkiye'de demokrasi savunucusu olmanın zorluğuna değinen Murat, katledilen demokrasi savunucusu Tahir Elçi'yi andı. Tahir Elçi ve Musa Anterlerin demokrasiyi savundukları için katledildiklerinin altını çizen Murat, faillerin belli olmasına rağmen yargılanma süreçlerinin bile başlamadığını belirtti. Murat, "Yaşanan katliamlar bizleri mücadelemizden vazgeçirmedi ve vazgeçirmeyecektir. Bu süreçte kadın bedeninin sokak ortasında teşhir edilmesine ve birçok katliama tanıklık ettik. Artık bu savaşın durmasını ve barışın inşa edilmesini temenni ediyoruz" diye belirtti.

'Özgür bir ulus anca insan haklarından faydalanır'

Panelist olarak ilk sözü alan Sosyolog İsmail Beşikçi, 'Dünya tarihinde sömürülen Kürtler ve ihlal edilen Kürt Hakları" konularında yaptığı araştırmaları hakkında bilgi verdi. Birleşmiş Milletlerin (BM) tarih boyunca halkların haklarını göz ardı ederek devletlerin haklarını savunduğunu belirten İsmail, BM'in halka karşı devleti savunduğunu vurguladı. İngiltere ve Fransa'nın Kürdistan'ı sömürgeleştirdiğinin altını çizen İsmail, "Kürtler tarih boyunca çok bedel ödemiştir. Kürtlerin yıllardır verdiği bedelleri birçok dünya ülkesinin nüfus sayısını geçmektedir. Bir ulus kendi geleceğini tayin edebilme hakkına sahip değilse özgür değildir. Özgür olan bir ulus anca İnsan haklarından yararlanabilmektedir. Bir ulus kendi geleceğini tayin etme hakkına sahip değilse o ulusun özgür olduğunu söyleyemeyiz" şeklinde konuştu.

'Kürdistan alt sömürüdür'

Kürdistan'ın sömürge olduğu sözünü yineleyen İsmail, "Kürdistan bitişik bir sömürgedir. Sömürgeler genel olarak baskı ve zulüm altında yönetilirler. Birleşmiş milletler birleşik sömürgeleri hiç düşünmüyor. Kürtlerin sesi duyulmuyor ve Kürtlerin sesini duymuyor Birleşmiş Milletler. Kürdistan sömürge bile değildir aslında. Çünkü sömürge bir statüdür. Kürdistan 1920 de bölünmüş parçalanmıştır. Bölünen Kürdistan'a ayrı bir tabir gerektiriyor. Yani Kürdistan'a alt sömürü diyebiliriz" diye kaydetti.

'Roboski çözülmeden barış olmaz'

Ardından söz alan yazar Mehmet Altan konuşmasının başında Tahir Elçi'yi anarak, günümüz yüzyılında yaşanan hukuksal sorunlara değindi. Türkiye'de insan hakları ihlallerini sonuna kadar yaşandığını kaydeden Mehmet, "Roboski çözülmeden bu barış olmaz. O 34 insanı bir devlet göz göre göre öldürüyor ve haberinin dahi yapılmasına izin vermiyorsa laf olsun diye hukuktan, demokrasiden ve insan haklarından söz edilemez. Bu güne kadar yaşatılan acıları demokratik yollarla gündeme getirebilirsek daha çabuk çözülebileceğine inanıyorum" dedi.

'İnsan hakları beyannamesi sözde imzalandı'

1948 yılında İnsan Hakları Beyannamesini Türkiye'nin sadece sözde imzaladığını söyleyen Mehmet, "Bütün insanlar özgür ve eşit doğar diyorlar hani nerde eşitlik. Bu beyannamede imzalananların hepsi palavra. Uygulamada hiçbir maddeye bakılmıyor. Bu beyannameyi imzaladın madem hani bu öldürdüklerinin failleri nerede. Bizi zaten öldürüyorlar dersek onları meşrulaştırırız. Hayır bizi öldüremezler" diye belirtti. 21. yüz yılın Kürtlerin yılı olacağını ifade eden Mehmet, son olarak çözümün olabilmesi için birlik içinde Roboski'nin faillerini bulmaları gerektiğinin altını çizdi.

Panel soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

(ekip/dk)