'Devlet Kürdistan halkının yaşam hakkını ihlal ediyor'
10:18
JINHA
ŞIRNEX - Kürdistan'da ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının, yaşam hakkını ihlal, temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı anlamına geldiğini söyleyen İHD üyesi Avukat Büşra Demir, "90'larda devlet kendine potansiyel bir düşman belirlemişti, şimdi ise Kürdistan'ı kendine düşman görmüş ve var gücüyle saldırılarını sürdürüyor" diye belirtti.
Kürdistan'da uygulanan sokağa çıkma yasakları ve katliamlarla insanların yaşam hakkının elinden alındığını vurgulayan İHD Şırnak Şubesi üyelerinden Avukat Büşra Demir, uygulanan baskı ve şiddet sonucu halkın demokratik siyasete olan inancında şüphe oluştuğunu dile getirdi. Büşra, AKP ve devletin halkın can ve mal güvenliğini korumak yerine tam tersine buna yönelik bir tehdit oluşturduğunu belirterek, "Öz yönetim ilanları kapsamında açılan hendekleri bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Öldürmek değil kendini korumak için açılan hendeklere topla tankla yaklaşarak, sokağa çıkma yasağı adı altında kimi zaman bütün ilçe abluka altına alınıyor. Bu yasakların uzun süre uygulanması sonucu insanlar evlerinden çıkamaz ve günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale geliyor" dedi.
'Şırnak'ta 56 yurttaş katledildi'
Şırnak'ta 24 Temmuz'dan bu yana 56 yurttaşın katledildiğini ifade eden Büşra, 11 bölgenin de 'geçici askeri güvenlik bölgesi' ilan edildiğini dile getirdi. Büşra, "Özel güvenlik bölgeleri uygulamaları, sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte gözaltı ve tutuklamalar birkaç ay içinde insan hakları ihlallerini deyim yerindeyse sabır taşının çatladığı noktaya getirmiştir" diye belirtti.
'Devlet Kürt halkını düşman belirlemiş'
Yasakların artmasıyla beraber sivil ve yargısız infazların oranının yükseldiğini söyleyen Büşra, "Yasaklarla artan gözaltı ve tutuklama eylem ve gösteri haklarına yapılan orantısız güç kullanımı, düşünce ve ifade özgürlüğüne, basın yayın özgürlüğüne ve gazetecilere yapılan yersiz müdahaleler, insan hakları savunucularına yapılan işkence ve katliamlar son olarak barış elçisi Tahir Elçinin katledilmesine varacak düzeyde canileşmiştir. Devlet bu uygulamayla Kürdistan'ı cezalandırma politikası uyguluyor. 90'larda devlet kendine potansiyel bir düşman belirlemişti, şimdi ise Kürdistan'ı kendine düşman görmüş ve var gücüyle saldırılarını sürdürüyor" diye konuştu.
'AKP ne anayasa ne de uluslararası hukuk sistemini ciddiye alıyor'
Kürtlerin uzun zamandan bu yana gösterdiği direniş ve 7 Haziran'dan sonra ortaya koydukları öz yönetim iradesiyle esasında 'makbul vatandaş' olmadıklarını ilan ettiklerini belirten HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez de AKP'nin bu iradeye karşı sömürgeci hukukunu işlettiğini ve Kürtleri tanımadığını belirttiğini ifade etti. 12 Eylül'de bile böylesi bir sürenin görülmediğini ifade eden Aycan, "Sadece bu durum bile AKP iktidarının ne anayasa ne de uluslararası hukuk kurallarını ciddiye almadığını göstermektedir. Hastalar hastaneye götürülmüyorken camiler kışla haline getirilmiş durumdadır. Kadınlar erken doğum tehlikesi yaşıyor. Evlerde elektrik yok. Su ve ısınma problemleri var ve bu insanlık dışı manzaralar istisna olarak değil hergün Kürtlere yaşatılan bir durum olarak hayata geçmektedir. Emin olun ki İsrail zulmü yaşayan bir Filistinli bu zulmü görse haline şükreder. Kürdistan'da katledilen sivil sayıları Filistin de son dört ayda katledilen sivil sayısını aşmış durumdadır. Ankara, Diyarbakır ve Suruç gibi toplu katliamlar dahil olmak üzere 302 kişi insan ve insanlık, AKP ve Gladio tarafından katledildi" dedi
(aı/gc)