Erciş'teki atölyelerde 'komünal yaşam'
09:02
JINHA
WAN - Erciş'te belediye bünyesinde kadın çalışmaları açılan atölyeler ile devam ediyor. Erciş Belediyesi Kadın Politikaları Müdürlüğü'nden Ayşe Çiftçi, "Kadının ilk etapta öz güvenini kazanmasını istiyoruz. Kırılmış kadın iradesinin yine kendi gücüyle dışarı çıkması gerekiyor. Emekten önce kadın kendini irade ve birey olarak görmelidir" dedi.
Erciş Belediyesi Kadın Politikaları Müdürlüğü, kadınların iş alanlarını genişletmeye devam ediyor. Kadın emeğini görünür kılmak adına birçok mahallede atölyeler açıldığı Erciş'te unutulmaya yüz tutmuş eserler için yeni atölyelerde açılmaya devam ediliyor. Erciş Belediyesi Kadın Politikaları Müdürlüğü'nde yer alan Ayşe Çiftçi, unutulan eserlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak için atölye çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi. Unutulmaya yüz tutmuş eserlerden biri olan bez bebek üretiminin yapıldığı bir atölye açtıklarını ifade eden Ayşe, şu anda atölyede 20 kadının çalıştığını belirterek, bez bebek üretiminin ciddi bir potansiyel oluşturduğunu kaydetti. Ayşe, "Atölyelerdeki üretim için Pazar oluşturmak için çalışmalar yapıyoruz. Bir diğer atölyemiz ise Yukarı TOKİ'de bulunuyor. El sanatları, nakış işlemeleri ve takı tasarımı adı altında açıldı. Bu atölyede de 25 kadın çalışıyor" diye konuştu.
'Kadın kendini birey olarak görmeli'
Atölyelerin komünal yaşamı ve kadınların gücünün ortaya çıkardığını kaydeden Ayşe, açılan bu atölyeleri kooperatife dönüştürmeyi amaçladıklarını ifade etti. Ayşe, atölyelerin bir diğer amacının kadınların sosyal hayata katılması olduğunu söyleyerek, "Biz artık kadınları çarşıda, sokakta bütün çalışma alanlarda görmek istiyoruz. Kadının ilk etapta öz güvenini kazanmasını istiyoruz. Kırılmış kadın iradesinin yine kendi gücüyle dışarı çıkması için çalışıyoruz. Emekten önce kadın kendini irade ve birey olarak görmelidir. Bu iki atölyede de bunu fark ettik. Atölyelerde komünal yaşam oluşmuş durumda, yemekler ortak pişiyor. Birinin bir ihtiyacı varsa ortak yapılıyor. Aslında bu kadının doğasında vardı, fakat bastırılmıştı. Yani bunun için kimse özel bir çaba sarf etmedi. Kadınlar bir araya gelince bu ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
'Burada dertlerimizi paylaşıyoruz'
Atölyelerde eğitim alan ve üretime geçen kadınlardan Nurhan Köken, atölyelerin sadece ekonomik açıdan bir kazanç olmadığını aynı zamanda günlük yaşamdaki sorunlardan uzaklaşmak için faydalı olduğunu kaydetti. Nurhan, "Buraya gelmeden önce sıkıntılarım vardı. Psikolojik olarak durumum iyi değildi. Ama buraya gelmem benim için çok iyi oldu. Daha önce nakış ve işleme işlerini evde yapmaya çalıştım ama çok zorlandığım için yapamadım. Burada kadınlarla bir arda çalışıyoruz bazen de dertlerimizi paylaşıyoruz bir birimize yardımcı oluyoruz. Yaptıklarımızı satabiliyoruz sipariş alıyoruz" diye belirtti.
'Kadın isterse her şeyi yapar'
Atölyede bulunan diğer kadınlardan Bediya Hezer, kadınların kendilerini eve kapatmaması gerektiğini dile getirerek, bunu aşmaları ve kendilerine zaman ayırmaları için çaba sarfetmelerini istedi. Bediya, "Kadınlar dışarı çıkarsa birbirlerine destek olurlar. Kadınların mücadele etmesini istiyorum. Bir kadın isterse her şeyi yapar. Yeter ki bir adım atsınlar sonra o adımında mücadelenin de devamı gelir" diye konuştu.
'Hep bir emek sömürüsü söz konusu'
Atölyede çalışan kadınlardan bir diğeri olan Yasemin Keserci ise, emek sömürüsüne ve emeğin yok sayılmasına dikkat çekerek, şimdiye kadar birçok yerde çalıştığını ancak kapitalizmin kurbanı olduğunu söyledi. Yasemin, çalıştığı atölyede takı tasarımı yaptığını belirterek, "Takı tasarımı yapmak benim hobimdi. Ama şimdi tasarlıyorum ve sipariş alıyorum. Bundan para kazanıyorum. Hala kapı arkasında kalan arkadaşlar var. Artık onlarında kendilerine güvenip çıkmaları gerektiğini düşünüyorum" sözlerini kullandı.
(ga/dc/mg)