Besê Erzincan: Özyönetim direnişi ile tecrit sona erecek
09:05
Roza Amed/JINHA
BEHDİNAN - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecride dikkat çeken KJK Yürütme Konseyi Üyesi Besê Erzincan, tecridin özyönetim direnişleriyle boşa çıkarılacağını belirterek, "Önderlik özgürleşinceye kadar, düşüncelerini kamuoyu ile paylaşıncaya kadar, toplumumuz özgürleşinceye kadar kesinlikle bu mücadele yükseltilerek sürecektir" dedi.
KJK Yürütme Konseyi Üyesi Besê Erzincan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecride ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk savaş güçlerinin 2015 yılı itibariyle hem halka yönelik hem de PKK'ye yönelik topyekûn imha ve inkar konseptini devreye koyduğunu belirten Besê, "Önderliğe uygulanan tecrit ise neredeyse bir yılını dolduracak. Bu kadar uzun süre bir halkın önderinin tecrit altında tutulması bizim için anlaşılırdır. Biz her zaman dile getirdik Önderliğe uygulanan tecrit halkımıza uygulanan tecrittir" dedi.
'Önderlik Kürt halkını temsil eden bir tarihsel kişiliktir'
Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün kısıtlanmasının aslında Kürt halkının özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geldiğini kaydeden Besê, "Çünkü bizim açımızda Önderlik sadece bir kişi değil Kürt halkını temsil eden bir tarihsel kişiliktir. Dolayısıyla da Önderliğe yapılan her uygulama her yaklaşım mücadelemiz açısından önemlidir, hayatidir. Çünkü bu mücadele Önder Apo'nun mücadelesi ile başladı. Onun duruşuyla yaklaşımıyla her boyuttaki direnişiyle hep bir gelişim gösterdi. Biz özgürlük hareketinin gelişim tarihine de baktığımızda kesinlikle her gelişimde, attığı her adımda Önderliğimizin yaklaşımının duruşunun etkisini görmekteyiz" şeklinde konuştu.
'Önderlik şahsında Kürt halkının sesi kesilmek isteniyor'
Türk devletinin Abdullah Öcalan'a karşı yaklaşımlarının, uygulamalarının son derece bilinçli olduğunu söyleyen Besê sözlerine şöyle devam etti: "Önderlik şahsında Kürt halkının sesinin kesilmesi ve mücadelesinin kesintiye uğratılması isteniyor. Önderlik etrafında 40 yılı aşan mücadele ile birlikte Kürt halkında kadınlarında çok önemli bir bilinç gelişimi, örgütlülük açığa çıktı. Türkiye içerisindeki parçalı olan demokratik sol güçlerin giderek özgürlük paradigması tarafında birleşmesi söz konusu oldu. Kürtlerin ulusal birliği özgürlük bilinci giderek gelişti. Kürt kadınları açısından kadın özgürlük bilinci temelinde giderek daha fazla yaşama katılma, daha fazla kendini tanıma, kendi özgün sistemini oluşturma hem halk açısından kadınlar açısından bir derinleşme yarattı."
'Tecrit kesinlikle sonuç almayacaktır'
Kürt halkının bugün faşist güçlere karşı direnmesinin temel dayanağının Abdullah Öcalan'ın geliştirmiş olduğu perspektifler ve ideoloji olduğuna dikkat çeken Besê, "Bunu en sonda Kuzey Kürdistan'da geliştirilen özyönetimler direnişinde Amed'in Sur ilçesinde, Cizre'de, Nusaybin'de net bit şekilde görebiliyoruz. Rojava'da gerçekleşen devrimde de bunu görebiliyoruz. Artık Önder Apo'nun fikrinin felsefesinin yaşamsallaştığı bir dönemden geçiyoruz. Önderliğimizin geliştirdiği paradigma halka mal olmuştur. Önderliğimize karşı geliştirilen tecrit uygulamalar bu bakımdan boşa çıkmıştır. Fakat önderliğimize karşı geliştirilen bu tecrit kesinlikle bir sonuç almayacaktır. Çünkü Kürt halkı hem Önderliğin özgürleşmesini hem de halkın özgürlüğü mücadelesini iç içe alarak güçlü bir şekilde sürdürecektir" ifadelerinde bulundu.
'Mücadeleyi yükselterek sürdüreceğiz'
Kürt kadınlarının Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için sonuna kadar bir mücadele içerisinde olması gerektiğinin altını çizen Besê son olarak şunları dile getirdi: "Bizim yaklaşımımız bellidir. Önderlik özgürleşinceye kadar halkla bir araya gelene kadar bizim mücadelemiz yükselecektir. Önderliğin etrafında geliştirilen sahte bazı algılar dolaşıyor, önderlikle görüşmelerin olduğu algıları dolaşıyor bunlar yalan ve savaş politikalarına dayanmaktadır. Direnişin önünü almak amaçlanmakta bu politikalarla. Önderliğimiz büyük bir tecrit altındadır. Hiçbir şekilde görüşme olanağı yok. 2011 yılından bu yana ailesi ile görüştürülmüyor yine ailesi ile görüşemiyor. Mevcut durumu sürmektedir. Sadece bu bile bizim temel mücadele gerekçemizdir. Temel bir mücadele gerekçesi olarak sürekli gündemimizde. Önderlik özgürleşinceye kadar, düşüncelerini kamuoyu ile paylaşıncaya kadar, toplumumuz özgürleşinceye kadar kesinlikle bu mücadele yükseltilerek sürecektir."
(mg)