JINHA

QAMİŞLO - Rojava'da halkların kendi kendini yönetebileceği bir sistemin etkin kılınacağını belirten Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı Îlham Ehmed, önümüzdeki günlerde halk merkezli yönetim modelinin daha iyi anlaşılması ve tanımlanması için uygun anlaşmanın deklare edileceğini kaydetti.

Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Eşbaşkanı Îlham Ehmed, Suriye'nin demokratikleştirilmesi için öngörülen ve halk merkezli yönetim sistemini değerlendirdi. Demokratik Suriye Kongresi'nde alınan önemli kararlardan birinin halk merkezli yönetim sistemi olduğunu söyleyen Îlham, bu kararın toplumsallığı ön plana çıkaran ve toplumun kendi kendini yönetmesini hedefleyen bir sistem olduğunu vurguladı. Îlham, "Yıllardır Baas rejimi ile yönetilen Suriyeli halklar tek dil, tek bayrak tek kültür sisteminin kıskacında yaşadılar. Sonuçta Suriyeli halkların zengin kültürel yapısını adeta bir soykırımla yüz yüze kalarak yok edildi. Arap kültürü ve tek partili sistemin eşiğinde gidip gelen Suriyeli halkların kültürel dokusu zarar gördü ve temel insani haklarından mahkum yaşamak zorunda kaldılar" ifadelerinde bulundu.

'Halkın kendi kendini yönetebileceği bir sistem etkin kılınacak'

Baas rejiminin esas aldığı merkezi yönetim modeli sonucundan Suriye'nin toplumsal bir krizle karşı karşıya kaldığını dile getiren Îlham, Suriye'deki ekonomik zenginliklerin de tüm halklara eşit olarak yararlanma hakkı tanınmadığını kaydetti. DSM olarak Suriyeli halkların demokratik bir yaşam sürmesi için öngördükleri sistemin kesinlikle merkeziyetçi algıdan uzak olduğunu belirten Îlham, sistemin Suriyeli halkların bölge zenginliğinden eşit olarak yararlanmasını içerdiğini ve kültürel farklılıkların zenginlik olarak benimsenerek hareket edileceğini dile getirdi. Îlham, Rojava'daki demokratik çoğulcu ve her kültürün haklarının korunduğu ve öz güce dayalı kendi kendini yönetebilen bir sistemin tüm Suriye'de etkin kılınacağını sözlerine ekledi.

'Tüm halkları kapsayacak toplumsal bir sözleşme hayata geçirilecek'

Rojava Kürdistan'ının merkezi olmayan bir eğitim sistemi ile bilinçlenip, burada gelişen toplumsallığı koruyacağı söyleyen Îlham, Suriye'de Alevi, Dürzi, ve Êzdi halklarının yaşadığı bölgelerde kendi inanç ve kültürel özelliği ile merkezi olmayan özyönetim sistemiyle yönetimin esas alınacağını, yalnızca bu bölgeler arasında yasal çerçevede ilişkilenmenin olacağı toplumsal bir sözleşmenin geliştirileceğine vurgu yaptı. Merkezi olmayan bir sistemin Suriye'yi parçalayacağı yönünde kaygı güdenlerin olduğunu da ifade eden Îlham, Ortadoğu'da Irak dışında tüm ülkelerin merkezi bir sistemle idare edildiğini, toplumların hep baskı altında tutulduğunu, demokratik çoğulcu bir sistemin geliştirilmesinden merkeziyetçi iktidarlar tarafından korkulduğunu, engellenmek istendiğini dile getirdi.

'Topraklar arasında ilişkiler güçlenecek ve geliştirilecek'

Îlham, merkezi olmayan sistemin henüz tanınmadığını, geliştirilip yaygınlaştırıldığı takdirde devleti temelinden sarsacağını kaydetti. Îlham sözlerine şöyle devam etti: "Demokrasi ülke topraklarında etkin hale getirildiği temelde merkezi sistem de anlamsızlaşacaktır. Toplumlar arasındaki ilişkiler daha da güçlenecek ve gelişecektir. Gücünü demokrasiden, eşitlik ve ülke topraklarını tehlikelere karşı savunarak alacaktır. Merkezi sistemin Suriye'de yaşanan krize çözüm getiremeyeceği kongremizde de değinildi. Merkezi olmayan bir sistemle halklar kendi sorunlarını çözecektir."

'Halk merkezli yönetim modeli için anlaşma deklere edilecek'

Îlham, önümüzdeki günlerde halk merkezli yönetim modelinin daha iyi anlaşılması ve tanımlanması için uygun antlaşmanın deklare edileceğini ve anlaşmada modelin yürütülmesi için işbölümü, eğitim ve basın çalışmalarına değinileceğini belirtti. Halk merkezli yönetim modelinin istemeyen kişi ve grupların kesinlikle toplumsallık karşıtı bir tutum içerisinde olduğunu belirten Îlham, bu kişi ve grupların merkezi yönetimden ve sözde muhalefet olduklarını söyledi.

(mg)