Güneyli kadınlar: Tecride karşı ateş topu olma zamanı
09:01
Roza Amed/JINHA
KANDİL - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecride tepki gösteren Güneyli kadınlar, "Önderliğimizin varlığı bizim için bir nefes alıp verme meselesidir. O oradayken biz rahat kalkıp oturmamalıyız, hepimiz birer ateş topu olmalıyız; nasıl ki o biz kadınlar için kendisini ateş topunun içine attıysa şimdi de sıra bizde" dedi.
Nisan ayından bu yana ailesi, avukatları ve İmralı heyeti ile görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecride karşı kadınların tepkisi büyüyor. Güney Kürdistanlı kadınlar da, tecride karşı ortak mücadele çağrısında bulundu. Kandil Belediyesi Eşbaşkanı Emine Mihemed Ebdullah, Abdullah Öcalan'ın Kürt kadınları için yeni bir yaşamın penceresini açtığını söyleyerek, Abdullah Öcalan'ın kadınlar için ayrı bir anlam taşıdığını kaydetti.
'Önder Apo biz kadınlar için yeni bir yaşam yarattı'
Kadınlar olarak artık kadercilik anlayışından vazgeçtiklerini ifade eden Emine şunları belirtti: "Yaşama eskisi gibi kederle her şeyin bitirmiş olduğu bir ruh hali ile artık yaşama bakmıyorlar. Önder Apo biz kadınlar için yeni bir yaşam yeni bir bilinç güven yarattı. Biz önder Apo üzerinde uygulanan tecridi kabul etmiyoruz. O tecrit tüm kadınlara da uygulanmakta. Bu uluslararası bir konsepte dayanmaktadır. Nasıl ki önderlik üzerine uluslararası komployu geliştirip tüm ezilenlerin kadınların inançların ortak önderi olmasını engellemeye çalıştıysalar şimdi de aynı şekilde yöneliyorlar. Onu bizden toplumdan ayrı tutarak kendi sistemlerine yeni bir yol bulmaya çalışıyorlar. Tüm toplumların birlikte refah içerisinde yaşayabilmesi için önder Apo'nun ideolojisinin dayandığı demokratik konfederal örgütlenme olacaktır. Yani önderliğin fikrinin yaşam bulması aynı zamanda özgürlüğüne bir adım daha yakınlaşmış oluruz."
'Önder Apo kapitalist moderniteye karşı alternatif yaşamı yarattı'
Kadınlardan Mizgin Sepiz, Abdullah Öcalan'ın kadınların bir tabu olarak yaşamın her alanında eksik yada ikinci sırada gelen tüm yaklaşımları, düşünceleri yer bir ederek, kadınların yaşam kaynadığı olduğunu söyledi ve "Toplumsal tüm döngülerin kadın etrafından şekillendiğini tüm dünyaya gösterdi" ifadesinde bulundu. Abdullah Öcalan'ın diğer var olan tüm önderlerden farklı olduğunu belirten Mizgin, "Tüm çalışmalarında kadınları ve onların özgürlüğünü merkezine aldı. Bu gün Kürt kadınlarının mevzilerde savaşması kendi örgütlüklerini savunmalarını eğitimlerini kendilerinin karşılaşması bu yaklaşımın ürünüdür. Önder Apo tüm farklıkların birlikteliğini esas alırken, devletler sistemi her şeyi bir kesime aktarmaktadır, bir kesimin çıkarlarını esas almaktadır. Her türlü uygulamalarla topluma ve kadına yönelirken Önder Apo tüm toplumları ve kadınları esas almaktadır. Önder Apo felsefesi ve yaşama bakış açısıyla yüzyılın yaşamış olduğu kapitalist modernite bunalımına bir alternatif olarak gün be gün tüm toplumlara kadınlara ulaşmaktadır" diye belirtti.
'Yaşam kaynağımızın ışınlarını hiçbir zindan engelleyemez'
"Tüm halkların özgürlüğü tecrit altında olabilir mi, kadınların çocukların özgürlüğü tecrit altında olabilir mi?" diye soran Mizgin, tüm kadınlar tecrit karşısında birlik olmaya çağırdı. Mizgin son olarak şu ifadelerde bulundu: "Nasıl olabiliyor ki insanlığın savunucusu Önder Apo tecrit altında tutuluyor. İnsanlıktan adaletten yana tüm kesimlerin bunun için ayağa kalkması gerekir. Önderliğimizi sonuna kadar takip edeceğiz çünkü o bizim yaşam kaynağımızdır. Yaşam kaynağımızın ışınlarını hiçbir zindan engelleyemez."
'Halkların özgürlük kaynağı tecride alınamaz'
Abdullah Öcalan'ın bu kadar çok halklar tarafından benimsenmesinin devletler için büyük bir sorun olduğunu kaydeden kadınlardan Ronahi Serhildan ise "Çünkü Önder Apo şimdiye kadar çıkış yapan hiçbir öndere benzemez. O tüm insanlığın özgürlüğü adaleti için mücadelesini ortaya koymakta. Evrende var olan tüm değişim dönüşümü esas alarak hiçbir canlıyı güçlü ya da güçsüz görmeyerek her bir anlam değeri olduğuna inanarak özgürlük perspektifini tüm insanlık için sunmakta. Yine en önemli farkı ve en çok da ona yönelim yapılmasının nedeni kadınlara vermiş olduğu değer ve anlamdır" diyerek, kadınların özgürlüğünün Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü olduğunu söyledi.
'Ateş topu olma zamanı'
"Bu gün eğer Arîn Mirxanlar, Beritanlar ve zindan direnişlerinden bahsediliyorsa bu önderliğimizin çaba ve emekleri sonucu elde edilen kazanımlardır" diye kaydeden Ronahi, son olarak şu ifadelerde bulundu: "Önderliğimiz bu gün bile ilkin toplumlar için perspektif sunup ve onların kendi sorunları olarak görüyorken, başkaları da kendi koltukları için halkı baskı ve zulümle kendi egemenliklerine almaya çalışmaktadır. Yine Kürtlük üzerine ticaretler yapmaktadır. Uygulanan tecridi kabul etmiyoruz. Tüm bu farklılıklara rağmen önderliğimizin İmralı'da normal yaşam olanaklarının olmadığı yerde tutulması kesinlikle kabul edilemez. Önderliğimizin varlığı bizim için bir nefes alıp verme meselesidir. O oradayken biz rahat kalkıp oturmamalıyız hepimiz birer ateş topu olmalıyız nasıl ki o biz kadınlar için kendisini ateş topunun içine attıysa şimdi de sıra bizde."
'Omuz omuza vererek tecride son verebiliriz'
Abdullah Öcalan'ın ağır tecrit altında olmasına karşılık halen de kadınların halkların adaletini özgürlüğünü haklarını düşündüğünü dile getiren Aşitî Elî de tecride ilişkin şunları söyledi: "Önder Apo'nun geliştirmiş olduğu hareket ve düşünce tüm insanlık için faydası var. Yıllardır İmralı'da olmasına karşılık halen halkların çıkarlarını düşünüyor ve devlet sistemlerinin oyunlarını politikalarını gün yüzüne çıkarıyor. Kendisi gibi fikri büyük olan bu insanın İmralı'da olması ve de tecrit altında olması halklarla bağlantısının kesilmesi diğer güçler için bir tehlike olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yine bu gün Kürt kadının özellikle de Kobanê'de YPJ ile tüm dünyaya sesini duyurması o büyük insan sayesinde gelişmiştir. Dört parçadaki Kürt halkına sesleniyorum birlik olarak Önder Apo'yu o zindandan çıkarabiliriz. Tek bir parça değil ya da tek bir parti değil biz birlik olarak omuz omuza vererek düşmanımızı yener ve önderliğimizin tecridine son vermiş oluruz. Bunu da başarabilecek olan da biz kadınlarız. Nasıl ki o tüm yaşamını kadınların özgürlüğüne adadıysa bizde kendimizi önderliğin özgürlük mücadelesini yürütmeye adamalıyız."
(mg)