Gülten Kaya: Biz yasımızı da tutarız mücadelemizi de sürdürürüz
09:06
Bêrîtan Elyakut-Tekoşin Tekin/JINHA
AMED - Yol arkadaşının yaşamını yitirmesinin ardından ve onun gibi birçok kadının verdiği mücadeleyi değerlendiren Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, sürgünlerle, katliamlarla, haksızlıklarla kendilerinden koparılan yoldaşlarının yarım bıraktığı mücadeleyi bir bütünen üstlenip yola devam etmenin zorunlu bir görev olduğunu söyleyerek, "Biz yasımızı da tutarız mücadelemizi de sürdürürüz" dedi.
Kürdistan topraklarında 1990'lı yıllarda da uygulanan katletme, sürgün etme politikası 2015 yılı içerisinde de tüm hızıyla devlet eliyle gerçekleştiriliyor. Siyasi, sanatçı kimliği ile tanınan birçok insan katliam ve sürgün politikasıyla karşı karşıya kalırken, dünden bugüne devam eden politikaların ve kadınların verdiği mücadeleyi Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya değerlendirdi.
'Kürdistan ve Ortadoğu sorunları doğru analiz edilemiyor'
Siyasetin sorunlara çözüm üretme ve yönetme sanatı olduğuna dikkat çeken Gülten, gelinen aşamada ayakları yere basan sağlıklı bir şekilde siyaseti analiz eden politikaların olmadığını kaydetti. Ülkenin birinci sorunu olan dönüşümlü olarak birbirini etkileyen Kürt meselesi ve demokratikleşme meselesi konusunda bir gelişme olduğundan söz edemeyeceğini dile getiren Gülten, Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasında yaşanan sorunların doğru analiz edilemediğini söyledi. Gülten, Ortadoğu'da yaşanan sorunlara zaman zaman çözüm arandığını ancak analizlerin doğru yapılmamasından kaynaklı siyasetten uzun vadeli bir soluk alınamadığını vurguladı. Gülten, "Kürt halkı adına konuşan, Kürt halkının kaderi hakkında konuşan insanlara bakıyorum çok açık söylüyorum zavallı geliyorlar. Çünkü onlar konuştukça anlıyorum ki hiçbir şeyden tarihsel olarak haberleri yok. Uzaktan bile gözle yapılan yorumlar artık anlam taşımıyor. Eğer bir soruna gerçekten çözüm gücü olunmak isteniyorsa sorunun olduğu yerde yaşanmalı ve çözüm bulunmalıdır" diye konuştu.
'Halkına düşman tek devlet Türk devletidir'
Kendini 'kanaat önderi' olarak nitelendiren siyasetçilerin Kürdistan'a ne vereceğini ve ne tür değişim dönüşüm sağlayacağını soran Gülten, Kürt meselesinin konuşulduğu alanlarda Kürt halkından birinin olmadığını, kendisini Türk olarak tanımlayanların sorunlara hakim olduğunu sandıklarını söyledi. Kürt sorununu ancak içlerinde Kürt halkının da bulunduğu bir heyetle çözülebileceğinin altını çizen Gülten, şuan oluşturulan heyetler arasında Kürt olmamasından kaynaklı sorunun çözülemediğini ve ilerleme kaydedilemediğini ifade etti. Gülten, Ahmet Kaya'nın sürgünüyle başlayan serüvenin bugün de aynı şekilde devam ettiğini hatta artırılarak devam ettiğine dikkat çekerek, "Dün sürgünler, faili meçhuller vardı ancak gizli kapaklı yapılıyordu. Bugün katliamlar açık bir şekilde hayata geçiriliyor. Geçmişte gizli saklı yapılanlar artık açık ve kimseden gizlenemiyor. Bu kadar açık halkına düşman olan tek devlet Türk devletidir" diye belirtti
'Hendekler kapansa dahi sorun çözülmez'
Herkesin oturup Kürdistan'da yaşanan çatışmaların sebeplerine odaklanması gerektiğinin altını çizen Gülten, "Bu insanlar ne diyor, ne istiyor ve niye böyle olmuş. Cumhuriyetin kuruluşundan, Lozan'dan konuyu tutacaksınız ki bugün ki sonuçları anlayasınız yoksa anlayamazsınız. Türkiye ülke dışına çıksa da sorun çözülmez. Hendekler kapansa da sorun çözülmez. Çünkü sorunun kaynağı yerinde duruyor. Bu toplumun alışıla geldiği kadına biçtiği misyon yüklediği rol üzerinden bu alışılır bir durum değil bu yadırganıyor. Bizler öyle insanlar değiliz" ifadelerini kullandı.
'Biz yasımızı da tutarız mücadelemizi de sürdürürüz'
Gülten, yol arkadaşının yaşamını yitirmesinin ardından ve onun gibi birçok kadının verdiği mücadeleyi değerlendirerek, "Bizlerin beraberlikleri yol arkadaşlığı, yoldaşlık üzerinden beraberliklerdir. Tabi ki altını sevgi ve aşkın beslediği yol arkadaşlığıdır bunlar. Dolayısıyla partneriniz kadın erkek kim olursa olsun o yolun bir yerinden itibaren sizin yanınızda olamayacaksa siz onun yükünü de omuzlayıp yola devam etmek zorundasınız. Benim içinden geldiğim değerler silsilesi devrimci gelenek benim böyle bakmamı sağladı ben böyle şekillendim" dedi. Yol arkadaşının bu süreçte olamamasının kendisi için mücadele sürecinin bittiği anlamına gelmediğini vurgulayan Gülten, sürgünlerle, katliamlarla, haksızlıklarla kendilerinden koparılan yoldaşlarının yarım bıraktığı mücadeleyi bir bütünen üstlenip yola devam etmenin zorunlu bir görev olduğunu söyledi.
Gülten, "Eğer ortada bir haksızlık varsa haksızlık benim temel meselemdir. Söz konusu benimde hayatımdır çocuklarımın da hayatıdır. Maalesef ki algılar bambaşka bu ülkede özellikle 'kadınlar evinde oturur yasını tutar' biz böyle değiliz. Biz yasımızı da tutarız mücadelemizi de sürdürürüz" diye vurguladı.
(mg)