HDK: Uluslararası sözleşmeler hiçe sayılıyor

16:05

JINHA

HABER MERKEZİ - Kürdistan kentlerine yönelik devlet saldırıları Van, Ankara, Ergani, Çınar ve Kızıltepe'de yapılan yürüyüş ve açıklamalarla kınandı. HDK ise "Ölü çocukların sessizliğini değil, okul bahçesinin cıvıltısını istiyoruz" başlığıyla açıklama yaparak, devletin dahil olduğu uluslararası sözleşmeleri bile hiçe saydığı noktalara dikkat çekildi.

VAN

Van Genel İş Sendikası Kürdistan illerinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla gerçekleşen sivil katliamlar ve kaldırılması planlanan kıdem tazminatlarını kınamak için basın açıklaması gerçekleştirdi. Feqiye Teyran Parkı'nda gerçekleşen açıklamaya, sendika üyeleri adına açıklamayı DİSK Şube Başkanı Ömer Tekin yaptı. Ömer, AKP hükümetinin açıklamış olduğu eylem planıyla ucuz, esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırmayı amaçladığını belirterekk, 2013 yılında program kapsamına dahil edilen istihdam planının uygulamaya devam ettirdiğini söyledi. Ulusal İstihdam Stratejisinin emeğin kazanılmış haklarına yönelik büyük bir saldırı olduğunu ifade eden Ömer, "Başbakan'ın açıklamalarıyla amaçlanan kayıt dışı sektörlerdeki kuralsızlık, sömürü ve güvencesizliğin yasal çevreye kavuşturularak çalışma yaşamının bütününe yayılmasıdır. Bütün kötülüklerin sorumlusu haline getirilen kıdem tazminatı hakkının gaspı eylem planının başlıklarından yalnızca biridir. Esneklik de bu bütünlüklü saldırının üst başlığıdır" şeklinde konuştu.

Sendika taleplerine dönük yapılan basın açıklaması ardından Kürdistan'ın bir çok kentinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla gerçekleşen sivil katliamlara ilişkin konuşan Ömer, 7 Haziran seçimleri ardından giderek şiddetlenen bir sürecin içerisine girildiğini dile getirerek, gelinen aşamanın demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin ortadan kaldırıldığını ifade etti. Ömer, saldırıların yayıldığına dikkat çekerek, "Düşünce, örgütlenme, basın özgürlüğü ve yaşama hakkı tehdit altındadır. Hükümet terörle mücadele söylemine sığınarak illeri, ilçeleri kuşatma altına almış; sokağa çıkma yasağı ilan ederek halkı pes ettirmeye çalıştılar" diye belirtti.

'Hayatı öldürmek ya da hayatta kalmak sarkacı arasındayız'

Yaşanan çatışmaların ürkütücü olduğunu söyleyen Ömer, can havliyle yerlerinden kaçan yurttaşların yerlerinden ayrılmak zorunda kalmasını daha ürkütücü olarak değerlendirdi. Eğitim ve sağlık çalışanlarının çekilerek savaşa hazırlık yapılmasının da kendilerini ayrıca endişelendirdiğini dile getirdi. Sürecin demokratik devlet ve hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşarak toplumsal birliği ve barışı tehdit ettiğini belirten Ömer, yasak bölgelerinde eğitim, sağlık ve temel hizmetlerin durduğuna dikkat çekti. Ömer, "Savaşın hayatı öldürmek veya hayatta kalmak sarkacı arasındaki anlık bir mesafede tanımlayan insanlık dışı ifadesi artık kapımızdadır. Üyelerimizin ve tüm halkımızın güven içerisinde demokratik bir hukuk devletinin çatısı ve güvencesi altında tüm evrensel haklarını kullanarak çalışması ve yaşaması talebimizi devlet yetkililerine acilen iletiyoruz" dedi.

ANKARA

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Kürdistan'da yaşanan katliamlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. "Ölü çocukların sessizliğini değil, okul bahçesinin cıvıltısını istiyoruz" başlığıyla yapılan açıklamada, devletin dahil olduğu uluslararası sözleşmeleri bile hiçe saydığı noktalara dikkat çekildi. UNICEF'te yer alan, "Taraf Devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul ederler" ve "Taraf devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul ederler ve bu hakkın fırsat eşitliği temeli üzerinde tedricen gerçekleştirilmesini sağlarlar" maddeleri hatırlatılan açıklamada, 12-13 Aralık tarihlerinde MEB tarafından gönderilen SMS mesajı ile Cizre ve Silopi'deki öğretmenlerin "hizmet-içi eğitim" gerekçesiyle memleketlerine gönderilmesindeki hukuki boyut gözler önüne serildi. Açıklamada, uygulamaların pedagojik açıdan kabul edilemez olduğu kaydedildi. HDK sözcülerinin açıklaması şöyle: "Bizler temelde çocukların eğitim hakkını savunma mücadelesi verirken artık çocukların yaşam hakkının tehdit edildiği bir döneme tanıklık etmenin acısını taşıyoruz. Çocukları öldürmek türlü türlüdür. Bombalarsınız, canlarını alırsınız, ölürler... En sevdiklerinin, ana babalarının, kardeşlerinin canlarını onların yanında alırsınız, içlerindeki çiçeği öldürürsünüz... Okulları bombalar, öğretmenleri şehirden uzaklaştırırsınız, eğitim haklarını ellerinden alarak içlerindeki fidanı, büyümeden öldürürsünüz. Çocuklara kıymayın. Bizler ölü çocukların sessizliğini değil, teneffüslerin iflah olmaz cıvıltısını geri istiyoruz. Çocukların ve onların ailelerinin yaşam haklarını geri istiyoruz. Okulları ve öğretmenleri geri istiyoruz! Çocukların eğitim hakkını, mutluluk ve güven içerisinde büyüme hakkını geri istiyoruz! Barışı geri istiyoruz."

ERGANİ

Diyarbakır'ın Ergani' ilçesinde Kürdistan'daki katliamları protesto etmek amacıyla düdüklü eylem yapıldı. Yürüyüşe DBP, HDP Ergani ilçe örgütü yöneticileri, ESP Ergani ilçe örgütü, Ergani Belediye eşbaşkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ergani DBP ilçe binası önünde bir araya gelen kitle "Kürdistan'da ölümlere Son" pankartı eşliğinde istasyon üç yoluna kadar yürümek istedi. Yürüyüşte "inadına barış inadına kardeşlik", "Barış hemen şimdi", "Sivil ölümlere son verin" dövizleri taşıyan kitle sık sık "Şehit namırın", "biji berxwedana sur e", "biji berxwedana cizir e" sloganlarını attı. Ergani dört yoluna kadar yürüyen kitle Polislerin izin vermemesi üzerine Mahsun Karaoğlan Parkına yürüyerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada DBP İlçe Eşbaşkanı Şehmus Doku, Halkımız yapılan katliamlara sessiz kalmamalı ve yapılan direnişlere ses vermelidir. Bu katliamları yapanlara soruyoruz eğer katliam yapmıyor diyorsanız binlerce askerle tankla, topla şehirleri kuşatarak neden bombalıyorsunuz. Biz tekrar söylüyoruz bu katliamlara sessiz kalmayacağız. Katliamlar son buluncaya kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz, Ben insanım diyen herkes yapılan bu vahşete sessiz kalmamalıdır" dedi.

ÇINAR

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde; Sur, Cizre, Nusaybin, Dargeçit ve Silopi'de uygulanan sokağa çıkma yasakları düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Çınar Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Cengiz, Belediye Meclis üyeleri, DBP İlçe Eşbaşkanları Naşid Bat, Hayat Akyol, HDP İlçe Eşbaşkanı Şükran Baran'ın da aralarında bulunduğu kitle DBP ilçe binası önünde bir araya gelerek buradan, Mardin-Diyarbakır Karayolu'na yürüdü. Yolu işgal ederek yürüyen kitle, yürüyüş boyunca, "Kürdistan faşizme mezar olacak", "Bijî berxwedana Sur ê", "Gençlik Apo'nun fedaisidir", "Her yer direniş her yer Sur" sloganlarını attı. "Sur berxwedana berxwedan her der ê" pankartının açıldığı yürüyüş Üçyol Meydanı'nda son buldu.

Basın açıklamasını okuyan DBP İlçe Eşbaşkanı Naşid Bat, "Devrimci, demokrat ve kendine insanım diyen herkes bu gün DAİŞ zihniyetli AKP faşizmine karşı sesini yükseltmelidir. Kürtlerin direnişine sahip çıkmalıdırlar. Bu gün Kürt şehirlerinde, ölüm, katliam, taciz ve tecavüz vardır. Bu gün sesini yükseltmeyecekseniz ne zaman sesinizi yükselteceksiniz" diye sordu.

KIZILTEPE

Bölgede devam eden sokağa çıkma yasakları ve devlet katliamları, Tüm Bel Sen Kızıltepe Temsilciliği öncülüğünde Kızıltepe Belediye binası önünde yapılan basın açıklaması ile protesto edildi. Açıklamaya, Kızıltepe Belediye Eş Başkanı, DBP ve HDP ilçe örgütü yöneticileri, KESK bileşenleri, MADEY-DER, KÜRDİ-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi ve Belediye çalışanları ve yurttaşlar da katılarak destek verdi. "Katliam ve ablukalara hayır" pankartının açıldığı açıklamada, sık sık "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganı atıldı. Basın açıklamasını yapan Kızıltepe Tüm Bel Sen Eş temsilcisi M. Şerif Ediş, Kürdistan ilçelerinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarının anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil ettiğine dikkat çekti. Şerif Ediş, "Kürdistan'da uygulanan sokağa çıkma yasağı ile hayat durmuş sadece silahlar konuşuyor. Sokağa çıkma yasağı adı altında Kürdistan'da yürütülen savaş politikasından dolayı halklarının can güvenliliğini sağlayabilecek hiçbir çalışma yapılamıyor. Halkımızın can ve mal güvenliliği koruyacak ve bu savaşı durduracak bir çözüm arıyoruz. Tüm dünyanın bunu duyması ve artık görmesi lazım. Silahla, çatışmayla çözümün olmayacağı çok açık. bu duruma derhal son verilmesi lazım. Kamu güvenliği sağlamak için savaş çıkartılmaz. Çözüm, barış ve yaşam hakkının korunmasını istiyoruz" diye konuştu.

(ekip/fk)