Direnmek yaşamaktır daye… - İZLENİM
11:36
Asya Tekin/JINHA
ŞIRNEX - Direniş kenti olarak bilinen Cizre'ye doğru yol alıp 5 günü geride bırakırken hala top ve kurşun sesleri evlerin arasından geçip kulağımıza ulaşıyor. Top atışlarından yere yatarak korunmaya çalıştığımız Cizre'de her evde bir hikaye, her kadının dilinde bir direniş türküsü var.
Mardin'den Cizre'ye doğru yola çıkıp ulaştıktan sonra Cizre'de bir kahve içme'ye gittik. Ancak birden orada oturan herkesin kalkarak çıktığını görünce "ne oluyor" diye sorduk. "Sokağa çıkma yasağı gelecek öğretmenlere mesaj gelmiş buradakilerin hepsi öğretmen memleketlerine gidecekler" dedi kafede oturan biri. Biz de bir mahalleye yerleşmek için hemen oradan ayrılarak eşyalarımızı aldık ve hendeklerin arkasında ne yaşanıyor görmek için yola çıktık. Ellerinde bavullarla koşuşturanlar yanımızdan geçiyor. Bir an kendimizi ellerinde bavullarla kaçmaya çalışan öğretmenlere benzettik biz de sırtımızda çantalar aynı koşuşturmanın içindeydik ama gittiğimiz yönler farklıyı. Sonunda Cudi Mahallesi'ne ulaştık neredeyse herkesin koşuşturduğu bir yeni dünyanın içerisine girdik. Herkes bize "siz öğretmen misiniz gidiyor musunuz" diye soruyor. Orada kalacağımızı ve haber yapacağımızı söylediğimizde "Demek bizi yalnız bırakmayacaklar da varmış" yanıtı alıyoruz.
Cizre sesini duyurmak istiyor
Mevziler, toplantılar, ikili üçlü görüşmeler hareketli herkesin bir işi var bu mahallede. Yasağın, ölümün geleceğini bilmelerine rağmen gülerek hayata bakan bir dünyanın içindeydik artık. Direniş değil miydi buranın adı. Cizre'nin adı direniş olmuştu artık. Direnişin getirdiği bir kültür vardı, "topraklarımıza gelecekleri varsa görecekleri de vardır" diyordu Cizreli kadınlar. Yasak başlıyor artık gülücüklerini esirgemeyen kentte. Biz haberin peşine düşüyoruz bütün mahalleli hemen bizi tanımaya başlıyor evlerini açıyor. Biz haber ararken haber bize geliyor. Çünkü insanlar seslerini duyurmak istiyor.
'Biz Cizre'den gitmeyeceğiz'
Sokakları bilen bir yurttaş bize yardım ediyor. Kaçan öğretmenleri soruyoruz Cizrelilere. Herkes gülerek bilgece cevaplarına biraz da mizah katarak anlatıyor. "Öğretmenler Türklüğü bavullarında götürdüler yüzyıllık elbiselerini alıp gittiler biz de kurtulduk diyorlar." Sonra herkesin beklediği yasak başlıyor. Tüm Cizre yasağın başlayacağı saat olan 23.00'ı bekliyor. Yasak başladığı anda tüm Cizre'de marşlar ve kadınların zılgıtları silah seslerini bastırıyor. Cizre sokaklarına düşüyoruz. Yaşlı bir kadın yanıma geliyor "Burada tek bir insan kalana kadar biz Cizre'den gitmeyeceğiz" diyor.
Kurşunların arasında çekim yapıyoruz
Direniş günleri yazılıyor Cizre sokaklarında. Gece boyunca halk sokaklarda toplu yürüyüşler yapıyor. Cizre'nin uzak tepelerinde bulunan tankları fotoğraflamak ve görüntülerini çekmek için bir nokta bulunuyoruz. Görüntü aldığımız yer anında tespit edildi ve ateş edilmeye başlandı. Artık kurşunların arasında çalışıyoruz. Cizreliler evlerinin önlerindeki duvar diplerinden geçerek kentteki iletişimi sağlıyor biz de onlardan öğreniyoruz mahallede nasıl hareket edileceğini sokak sokak geziyoruz.
'Keşke daha önce gelseydi öz yönetim'
Cizre'de hendeklerle gelen yeni bir yaşamla karşılaşıyoruz. Evinde kaldığımız bir aile ile konuşuyoruz. İki kadın aynı kişiyle evli. Halk Meclisi'nin karar alarak kumalık, başlık parası ve berdeli kaldırdığını anlatıyorlar. "Keşke öz yönetimler daha önce olsaydı biz de bu durumu yaşamasaydık" diyor kadınlar.
'Direnmek yaşamaktır daye'
Ertesi güne giriyoruz. Sokakları gezerken ateşin etrafına toplanmış gençlerle karşılaşıyoruz. "Deli Sıtkı" diyorlar tüm sokaklarda şarkı söylermiş. "Cizre'nin moral kaynağı" diyorlar onun için. O stran söylüyor gençler gülüyor. Cizre'de ateşin başına toplanan kadınlar gençler her akşam sohbetlerinde savaşın gerçekliğine rağmen kahkahalarını yükseltiyorlar, sokaklarda tenekeler çalınıyor "Direne direne kazanacağız" sloganları yükseliyor. Kameraları görenler başlıyor zılgıt çekmeye. Gördüğümüz her kadın "Berxwedan jiyane" diyor. Hendeklerin bulunduğu bölgeye doğru ilerliyoruz, hendeklerde genç kadınlar var, saçları uzun örgülü kadınlar. Yaşlı bir kadın, genç kadının örgülü saçlarından bir tutam alıp öpüyor ve "kurban olurum saçlarınızın her teline" diyor. Burada yaşayan tüm kadınlar her gün bu gençleri düşünerek günlerini geçiriyorlar. Duygusal bir hava oluşuyor. Genç kadın, "direnmek yaşamaktır daye" diyor.
Yere yatarak top atışlarından kurtulmaya çalışıyoruz
Saldırıların şiddeti giderek artıyor artık 3 gündür Cizre'deyiz. Top atışları yapılıyor Cudi Mahallesi'ne kaldığımız evde yere yatıyoruz. Evinde kaldığımız ailenin çocuğu ağlıyor. Yoğun silah sesleri arasında yaşamak herkesi etkiliyor. Evine top isabet eden bir kişi hasta babasını sırtına yükleyip kurşunların arasından daha güvenli bir eve geçmeye çalışıyor. Cizre'de tüm evlerin kapısı açık. Top atışlarının bıraktığı alevler etrafımızda tesadüfen yaşıyoruz.
Günler ilerliyor 5. gününde Cizre'de günler birbirini tekrarlıyor. Akşam kaldığımız evdeki kadın bize türküler söylüyor ve ekliyor "nasıl bırakıp gideriz buraları burada direnenleri bırakmayacağız." Korku kaygının arasında yükseliyor kadınların kahkahaları her şeye rağmen gülebiliyor Cizreli kadınlar.
(gc)