Selma Irmak: Halka hendek ve barikat dışında bir seçenek bırakılmamıştır

19:24

JINHA

İSTANBUL- Dünyaya Başkaldırıyoruz Uluslararası Kadın Konferansı'nda konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, halkın kendini korumaya çalıştığını belirterek, "Tıpkı bundan 30 yıl önce başka ifade şansı olmadan dağa çıkması gibi bugün de hendek ve barikatla kendini korumak dışında seçenek bırakmamıştır" dedi.

Emekçi Kadınlar tarafından düzenlenen 'Dünyaya Başkaldırıyoruz Uluslararası Kadın Konferansı'nda "21.y.y'da kadının durumu mücadele yol ve yöntemleri" başlıklı oturumda konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, sözlerine Kürtçe başlayarak "Dili yasak edilen bir coğrafyanın kızı olarak sizlere sesleniyorum" dedi. Ardından konuşmasına başlayan Selma, "Kobaneli kadınlar burada. Onlar dişi ile tırnağı ile mücadele ede ede başardılar. Biz de diyoruz ki Kobane başardı biz de başarabiliriz. Biz de başarmak zorundayız. Çünkü Suruç'ta 33, Ankara'da 104, Kürdistan'da, Kandil'de, Kobane'de binlercesini kaybettik. Onların adına başarmak zorundayız" diye belirtti.

'Temizleyeceğiz dedikleri etnik temizlik'

Yaşanılan savaş sürecinin tüm dünyanın gözlerinin önünde gerçekleştiğini belirten Selma, "Temizleyeceğiz dedikleri şeyin bir etnik temizlik olduğunu herkes biliyor. Ev ev, mahalle mahalle temizleyeceklerini söylüyorlar. Temizledikleri 80 yaşında yaşlılar, 35 günlük bebek ve çocuklar, sokak ortasında infaz edilen gençler. Bunların hepsi terörist onların görüşlerine göre. Teröristler çünkü onların sisteminin dışına çıkanlar 'hayır' diyenlerdi onlar. Biz de 'hayır' diyeceğiz. 'Hayır merkezi bir yönetimle yönetilmek istemiyoruz', 'hayır bize dayatılan dili konuşmak istemiyoruz', 'hayır onursuz bir yaşamı reddediyoruz' diyeceğiz. Biz kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Biz yeni inşa ettiğimiz yaşamda daha ekolojik, daha kadın özgürlükçü, daha özgür yaşamak istiyoruz. Bütün istediğimiz budur" dedi.

'Dert çözülmediği sürece yara kanamaya devam edecek'

35 yıldır Kürt'lerin bir derdi olduğunu, kimsenin durup dururken ölmek istemeyeceğini söyleyen Selma, "Başka bir yol olsa herhalde kimse böyle bir yönteme başvurmak istemez. Sözün değeri olsa kimse başka bir araç kullanmaz. Kürtler diyorlar ki 'bizim bir derdimiz var ve bu dert çözülmediği sürece bu yara kanamaya devam edecektir.' Bugün 19 Aralık. Bir hafta sonra 28 Aralık Roboski yıl dönümü. O kadar çok günümüz var ki acı ile geçen. Şimdi bir kez daha Sur'da, Dargeçit'te, Gever'de, Cizre ve Silopi'de aynı katliam, kıyım, kılıçtan geçirilme yöntemi devam ediyor. Dün gece Silopi 10 bin asker, 6 üst düzey rütbeli asker ve sayısız derecede ağır silahlarla abluka altına alınmış durumda. Dün genç bir arkadaşımız beni aradı 'Üç gündür mahalleye giremiyorlardı. Hendekleri aşıp girdiler ve bizi katledebilirler. Bir şeyler yapın. Şimdi bir şey yapmazsanız daha sonra taziyemize gelmeyin' dedi. Dün geceden bu sabaha kadar 3 insan katledildi. Silopi'de 20 yaralı var, Cizre'de 10. Bunlar hastaneye gidemiyor çünkü hastaneler karakol haline getirilmiş. Şimdi bunun karşısında direnen halka kim haksızsın diyebilir" diye sordu.

'Hendekler korunmak içindir'

"3 yıllık müzakere sürecinde Sayın Öcalan bunu diyalogla çözmek istedi. O bu halkın kıyımdan geçmeden çözülmesini, savaşsız çözülmesini talep ediyordu" diyen Selma, "Ancak hükümetin yaklaşımı bunun karşısında oldu. Cumhurbaşkanı masayı devirdi ve hiç bir şeyi tanımıyorum noktasına geldi. Dolmabahçe mutabakatıyla ortak yaşam tablosu ortaya çıktı ancak bu da çok uzun sürmedi. İradenin tanınmadığı bir noktaya geldik. Şimdi bir kedi bile köşeye sıkıştırıldığında kendini savunur. Birisi size yöneldiğinde ilk yapacağınız şey savunmadır. İşte Kürt halkının şuan yaptığı budur. Kürt halkının kazdığı hendekler, kuruduğu barikatlar kendini korumak içindir. Katledilmeye karşı kendini savunma pozisyonudur. Bugüne kadar hiç bir zorba devlet güzel sözle yola gelmemiştir. Direnmek zorundayız. Direnerek kazanabiliriz özgürlüklerimizi. Kürt halkı da bu aşamadadır. Tıpkı bundan 30 yıl önce başka ifade şansı olmadan dağa çıkması gibi bugün de hendek ve barikatla kendini korumak dışında seçenek bırakmamıştır" diye belirtti.

'Kadınların zılgıtlarına söz geçiremeyecekler'

Barikat ve hendeklerin direnç duvarları olduğunu söyleyen Selma barikatların arkasında kadınlar, çocuklar ve yaşlıların olduğunu ve baskı politikalarının kadınların zılgıtlarına söz geçiremeyeceğini ifade etti. DAİŞ'e karşı bütün dünyadan gençlerin Rojava'da mücadele ettiğini hatırlatan Selma, "Bugün de aynı şekilde kadınlar ve erkekler onurlu bir gelecek için mücadele ediyor. Demokratik toplum renkleri, dilleri ne olursa olsun tıpkı bir nar tanesi gibi herkesin yan yana durduğu toplum demektir. Ben böyle bir kongrenin eşbaşkanıyım. Çünkü biz kuracağımız sistemle iktidarın tek elde toplanmasını istemiyoruz. Biz bu toplumun yarısı kadınlarsa kadınlar adına bir kadının söz sahibi olması gerektiğini düşünüyoruz. DTK yüzde elli kadın temsiliyetli sitemden oluşur. Bunu sağlayan da Kürdistan kadınlarının başarısıdır" dedi.

'Özgür bir toplum inşa ediyoruz'

Hendeklerin arkasında komün bir yaşam olduğunu söyleyen Selma, bu yeni yaşamın başını ise kadınların çektiğini ve sistemin kadınlar tarafından kurulduğunu dile getirdi. Özgürleşmenin yeterli olmadığını söyleyen Selma, "Biz bu ülkeyi alacağız hem Türk hem de Kürt kadınları olarak bu toplumu yeniden inşa edeceğiz. O yüzden diyoruz ki özgür bir toplum inşa ediyoruz. Bize unutturulanları yeniden hatırlayacağız ve bir sistem oluşturacağız. Bu sistemle hem kadını hem erkeği hem toplumu özgürleştireceğiz. Hendeklerin arkasında bu yeni yaşamı kurmaya çalışan kadınları tekrar selamlıyoruz" diye ifade etti.

(ck-öç/gc)