Aycan İrmez: Silopi'de katliam tehdidine karşı halk direniyor

12:05

JINHA

ŞIRNEX - Silopi'de 8 gündür devam eden sıkıyönetim uygulamalarına dikkat çeken HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, özel harekat timlerinin saldırıların yoğun olduğu mahallelere yönelik 'evlerinizi boşaltın yoksa olacaklardan biz sorumlu değiliz' şeklinde anons geçtiğine dikkat çekerek, halkın ise tüm saldırılara karşı direnişlerinden vazgeçmediğinin altını çizdi.

Şırnak'ın Silopi ilçesinde 8 gündür sıkıyönetim uygulamaları çerçevesinde abluka altına alınan halka yönelik saldırılar artarak devam ederken, özel harekat timleri saldırıların yoğun olduğu Nuh ve Başak mahallelerine yönelik 'evlerinizi boşaltın yoksa olacaklardan biz sorumlu değiliz' şeklinde anonslar geçiyor. Bir yandan 'sokağa çıkma yasağı' ilan eden bir yandan da evlerin boşaltılması istenen duruma ilişkin konuşan HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, "Halkımız saldırılara karşı büyük bir direniş içerisindedir. Bu direnişe karşı bu tür anonslar yaparak halkın direnişini kırmak istiyorlar ve bunun yanı sıra psikolojik bir savaş ta veriyorlar" dedi.

'Silopi halkı saldırılara karşı 8 gündür direniyor'

Halka yönelik hunharca ve pervasızca bir saldırının yaşandığını kaydeden Aycan, "Özel harekat timleri halktan bir kişi bile dışarı çıktığı zaman katlediyor. Özellikle su depolarını kurşunluyorlar. Halkın susuz kalması için yapıyorlar bunu. Halkı susuz bırakarak öldürmeye çalışan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Daha büyük katliamlar amaçlanıyor, halkın iradesini kırmaya çalışıyorlar. Halk ise tüm bu saldırılara karşı direnişlerinden vazgeçmeyeceklerini belirtiyorlar. Her gün günlük olarak mahalleleri arıyoruz ve durumlarına ilişkin bilgileri alıyoruz. Hasta olan insanlar var, günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan birkaç aile var. Halkımız çok yoğun saldırılar altında 8 gündür direniyor" şeklinde konuştu.

'Başbakan'ın söylemlerinin ardından saldırılar yoğunlaştı'

Askeri araçlardan mahallelere yönelik gelişi güzel top atışlarının yapıldığını kaydeden Aycan, "Mahallelerde çocuklar yaşıyor, kadınlar, yaşlılar, insanlar yaşıyor. Ancak özellikle evler hedef alınarak top atışları yapılıyor. 'Ne olursa olsun Kürttür' mantığı ile hunharca saldırıyorlar. Arayanların çoğu kurşun ve topların evlerine isabet ettiğini belirtiyor. Ahmet Davutoğlu'nun 'ev ev temizleyeceğiz' sözünün ardından saldırılar daha da yoğunlaştı diyebilirim. Devlet yetkilileri söylemlerini sertleştirdikçe ilçelerde bulunan özel harekatçılarda bu söylemler üzerinden daha çok saldırıya geçiyor. Halkı rehin almalarından tutunda eşyalarının çalışmasına kadar DAİŞ'vari saldırılar gerçekleştiriyorlar" şeklinde konuştu.
'Cenazeleri alamıyoruz yaralıları hastanelere götüremiyoruz'

HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü ile birlikte Silopi'de olduklarını dile getiren Aycan, Silopi'de tamamen bir savaş halinin olduğunu ve cenazelerin dahi sokaklardan alınamadığına dikkat çekti. Yaralıların da hastanelere götürülemediğini ifade eden Aycan, "Türkiye Cumhuriyeti 'kendi halkına karşı' bir savaş başlatmıştır ve giderek bu savaşı daha da derinleştirmektedir. Savaşın bir hukuku varsa bu hukuk Kürdistan'da ihlal edilmiştir. Buralarda hukukun hiçbir geçerliliği kalmamıştır ve tamamen askıya alınmış durumda.

'Sözün bittiği yerdeyiz'

Sıkıyönetim uygulamalarının sürdüğü Silopi'de 8 gündür Şırnak Valisi'ne hiçbir şekilde ulaşamadıklarına işaret eden Aycan, "Her aradığımızda toplantıda olduğu söyleniyor ve bize geri dönüş dahi yapmıyor. Silopi Kaymakamı'na sadece bir kez ulaşabildik ilk günler o da bize 'ben hiçbir şekilde size garanti veremem' dedi. Daha sonra kendisine de ulaşamadık. Okullar kapalı, çocuklar okula gidemiyor ve burada yaşam hakkı ihlali yaşanıyor. İnsanlar ölümle burun buruna. Bizler sözün bittiği yerdeyiz" diye belirtti.

'90'larda dahi kılıfına uydurulmuş bir hukuk vardı'

2011 yılında Başbakan olduğu dönemde Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad için "Suriye'de haklarını isteyen, insanca bir yaşam talep edenlere karşı tankların, topların silahların ateşlenmesini asla insani görmüyoruz. Tanklarla, toplarla iktidar bir yere kadar. Gün gelecek, sen de gideceksin; çünkü o koltuk baki değildir, geçicidir. Er ya da geç mazlumlar kazanacak" sözünü hatırlatan Aycan, "Şimdi ise kendisini aynı şeyi yapıyor. BM'nin de bu duruma el atması gerekiyor aslında. 90'ları aşan bir durum ile karşı karşıyayız. 90'larda dahi yapılanlar hukuku bir kılıfa uydurulmuştu şimdi o da yok" dedi.

'Sağlık Bakanlığı ambulansları kendi askeri için yollamış'

Aycan son olarak şunları belirtti: "Yaralılara ilişkin Sağlık Bakanlığı ile de görüştük. Ancak bize 'Orada yeterince ambulans var' dedi. Ancak mesele yeterince ambulansın olması değil mesele bizim yaralıları hastanelere götüremeyişimiz. Demek oluyor ki bakanlık halk için bu ambulansları buraya getirmemiş kendi askeri, özel harekatçısı için getirmiş. Devlet hiçbir zaman Kürt halkına karşı samimi olmamıştır bu saldırılarla birlikte bu çok açık ortaya çıkmıştır."

(mg)