Ümran Yiğit: Özgürlük uzak değil her ev ayağa kalkmalı

09:22

JINHA

ŞIRNEX - Devletin Kürdistan'da Sri Lanka modelini denediğini ancak başarılı olamayacağını belirten Şırnak Halk Meclisi Eşbaşkanı Ümran Yiğit, "Kürtleri ezmek için yanlış yeri seçtiler. Ayağa kalkma zamanı. Her ev, her sokak, mahalle ve şehir ayağa kalkmalı. Bu direnişle özgürlüğü kazanırız. Özgürlük o kadar uzak değil" dedi.

AKP'nin Kürtlere yönelik başlattığı topyekûn savaş konseptine karşı ilan edilen özyönetimlerin inşa sürecini, özyönetimlere karşı yönelik Cizre, Silopi, Nusaybin ve Dargeçit'teki sıkıyönetim saldırıları ve halk direnişini değerlendiren Şırnak Halk Meclisi Eşbaşkanı Ümran Yiğit, Botan halkının artık devletin her istediğine "evet" demeyeceğini söyledi.

Stratejik bir hamle

Devletin yıllardır Kürt halkına inkar ve imhayı reva gördüğünü ve Kürtlerin her türlü hak talebini baskıladığını belirten Ümran, bu yöntemle sonuç alınmak istediğini söyledi. Özyönetim sürecinin 2012 yılında başladığını ancak devletin PKK Lideri Abdullah Öcalan'la başlattığı diyalog sürecinde sorunların demokratik zeminde çözülebileceği umudunun doğduğunu ifade eden Ümran, "Ateşkesler yapıldı. Geri çekilmeler oldu. Ancak kendini inkar ve imha ile özdeşleştiren devlet, yine sözünü tutmadı ve operasyonlara başladı. Buna karşı da 2015 yılında bir hamle başlatıldı. Ama bu hamle bundan önceki hamleler gibi taktiksel bir hamle değildi. Bu AKP devletine de iletildi. Bu bizim dönem stratejimizdir, olmazsa olmazımızdır" vurgusunda bulundu.

Devlet kendisini dayatıyor

"Halkımız da artık kendi toprağı üzerinde kölece yaşamak istemiyor" diyen Ümran, şunları kaydetti: "Halkımızı köleliği istemeyecek düzeye gelmiştir. Bizim modelimiz olan demokratik konfederalizm ise bir çözüm kapısıdır. Sadece Türkiye için değil, bütün Ortadoğu için bir çözüm kapısıdır. Ama devlet buna tahammül edemedi. Çünkü devlet esasında kendi isteğinin olmasını ister. Devlet, halkların ve bir gücün kendi politikasını kabul etmeyenleri kabul etmiyor. Bunu hazmedemiyor. Kürdistan da binlerce yıldır sömürge halindedir. Sömürgeciliğe karşı direnişler de olmuştur. Serhıldanlar olmuştur. Botan'ın da bir özelliği var: o da teslimiyeti kabul etmeyişidir."

'O sözler Botan için anlamlı değil'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özyönetim alanlarına yönelik başlatılan saldırı "Bin defa başkaldırsalar o başı bin defa da ezeriz" söylemiyle formüle ettiğini söyleyen Ümran, daha önceki önceki başbakan ve cumhurbaşkanları tarafından da bunların söylendiğini ifade etti. Ümran, "Bizler çok Erdoğanlar gördük. Tansu Çillerleri, Kenan Evrenleri ve Süleyman Demirelleri gördük. Hepsi de Erdoğan'ın bu sözünü söyledi. Bu sözler Botan için geçerli değil. Çünkü Botan'ın kadim bir direniş ve fedakarlık kültürü var. Kürdistan için de geçerli değil. Ama bugün saldırılar ağırlık olarak Botan'a yöneldiğinden dolayı Erdoğan'ın bu sözlerini mahkum ederiz. Bizim için bu sözlerin bir kıymeti harbiyesi yok. Botan her şeyi biliyor. Yaşayarak öğrendi. Bu sözlerin bizim için bir anlamı yok" diye konuştu.

'Tüm kararlar Botan şahsında yenilgiye uğradı'

"Düşmanın bugüne kadar Kürdistan'a ilişkin aldığı tüm kararlar Botan şahsında yenilgiye uğradı" diyen Ümran, Botan'ın bugün "özgürlük destanı"nı yazdığını ifade ederek, "Düşman her zaman Botan'ı hedef aldı. Bugün de Cizîr'de, Silopiya'da direniş ruhu serhildana kalkmış. Destan yazıyor. Özgürlük destanı yazıyor. Düşman da bundan çok rahatsız. Bugün de AKP ve çeteleri burada Sri Lanka modelini esas alıyor. Ama Kürt halkının direnişçi ruhu buna izin vermeyecektir. Görüyorsunuz tanklarla toplarla Cizîr ve Silopiya'nın üzerine gidiyorlar. Ama halkın morali ve direnişi karşısında ilerleyemiyorlar" dedi.

'Ezmek için yanlış yeri seçtiler'

Devletin Kürtleri ezip geçmek için yanlış yeri seçtiğini ifade eden Ümran, "Erdoğan belki Botan'ı ezip geçersem Kürdistan'ı da ezip geçerim' diye bir hayal görmüş olabilir ama bu iş öyle kolay değil. Bunun için yanlış yeri seçti. Botan'a geldiler ama boş gidecekler. Kürt halkı 2008'de nasıl ki Zap'ta onlara Siwar hatin peya çûn (Atlı geldiler yaya gittiler) dediyse; aynı şey burada da tekrarlanacak. Ama emin olsunlar ki yaya dahi gidemeyecekler. Büyük bir yanlış hesap yaptılar. Onun için büyük bir bozgun olacak" diye kaydetti.

'Özgürlük o kadar uzak değil'

Kürdistan'daki özyönetimi direnişinin 40 yıldır verilen bir emeğin ürünü olduğunu söyleyen Ümran, "Halkımıza özgür bir Kürdistan'ın müjdesinin eşiğinde olduğumuzu söyleyebiliriz" diyerek, destek çağrısında bulundu. Ümran, "Diasporadaki, diğer parçalardaki halkımızın ve insanım diyen herkesin bu vahşeti görmesi ve bu barbarlığa karşı sessiz kalmaması gerekiyor. Bunun için sokaklar akmalı. Serhildana kalkmalı. Köylerde, şehirlerde, metropollerde direnişi büyütmeli. Böylece Kürt halkı ve bütün insanlık üzerindeki bu soykırım tehdidini boşa çıkarmalıyız. Ayağa kalkma zamanı. Her ev, her sokak, mahalle ve şehir ayağa kalkmalı. Bu direnişle özgürlüğü kazanırız. Özgürlük o kadar uzak değil" ifadelerine bulundu.

'Halkımız demokratik özerkliğe yabancı değil'

"Burada nasıl bir sistem inşa ediyor?" sorusuna ise Ümran demokratik özerklik sisteminin Kürt kültüründe zaten var olduğunu dile getirdi. Kürt halkının eskiden bu yana örgütlü bir yaşamı olduğunu belirten Ümran, "Mesela bizler buna zibare (komünal, ortak yaşam) diyorduk. Örneğin bir köyde bir yoksul mu var. Herkes toplanır ona yardım eder, ihtiyaçlarını giderir. İşler ortak yapılırdı. Bir sorun mu çıktı, rûspîlerimiz (aksaçlı) toplanır o sorunu adilane bir şekilde çözerdi. Bu bizim kadim bir kültürümüzdü. Halkımız buna uzak değil. Evet, asimilasyon politikaları sonucu yıllar yılı gelen bazı aşınmalar olmuş olabilir ama halkımıza anlattığımızda da halk bunu olumlu görüyor ve hemen sahipleniyor" şeklinde konuştu.

İnşa çalışmaları sürüyor

Şırnak kent merkezinde özyönetim inşa çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Ümran, halkın yeni sisteme büyük bir ilgi gösterdiğini kaydederek, "Şu anda Şırnak'ta özsavunma güçlerimizin denetimindeki 5 mahallemizde inşa devam ediyor. Mahallelerimizde meclislerimiz, komünlerimiz, komünlerin işlevleri ve benzeri şeyler yapıldı. Akademi ve eğitim çalışmalarımız kuruldu. Halkın içerisinde de oturdu. Ama bunlar yeterli değil. Bir ay içerisinde tüm kentten meclis ve komün çalışmalarımız tamamlanacak. Güçlü bir katılım da var. Halk kendisini orada gördüğü için de katılıyor ve benimsiyor" diye konuştu.

(eç/çk/gc)