'Roboskî sadece Roboskî değil, bir halka dayatılan katliam politikasıdır'

10:49

Ruhal Nuri/JINHA

BEHDİNAN - Roboski katliamının dördüncü yıl dönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan YJA-STAR gerillaları, katliamın Kürdistan'da yürütülen savaşın ahlak dışı olduğunun kanıtı olduğunu belirterek, "Bu katliamlar sadece Roboski'de yapılmadı. Günlük olarak Kürdistan'da yapılıyor. Katliamlar Kürt tarihine ve Kürt kimliğine karşı yapılmaktadır. Katliamlarla yapılmak istenilen, Kürtleri sindirmek ve kendi kölesi yapmadaki ısrardır. Ama Kürt halkı bu politikayı bildiği için direnişle cevap veriyor" dedi.

28 Aralık 2011 yılında Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde, TSK'nin bombardımanı sonucu gerçekleşen katliamda 34 sivil yaşamını yitirdi. Yaşanan bu katliamın üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, olayın failleri daha yargılanmış değil. 2011 yılını Roboski katliamı ile sonlandıran Türk devleti, katlettiği 34 yurttaşı 'terörist' olduğuna dair istihbarat aldıklarını ve ardından bombardımanın yaşandığını açıklamıştı. Bu katliamın emrini veren hava kuvvetleri komutanı ise 2012 yılında ödül alarak, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise, "Roboski demeyin, Uludere deyin" diyerek metafizik düşünce sisteminde bir tahrifata daha imza attı. Yaşanan bu olaya ilişkin YJA-STAR gerillaları değerlendirmelerde bulundu.

'Her şeyin kaçakçılığını devletin kendisi yapıyor'

Roboski katliamında yaşamlarını yitirenleri anarak sözlerine başlayan YJA- STAR gerillası Ronya Roza, "İnsanlara kaçakçılığı dayatan devletin kendisidir. Devlet kaçakçılık üzerinden de gelir elde ediyor. Bu insanlar kaçakçılık yaparken devlete vergi veriyorlardı. Devlet vergi aldığı halde bu insanları katletetti. Devlet haberi olduğu halde, vergi aldığı halde, yollara mayın döşüyor, askerler her gün pusu atıyor, bu insanlar yaşamlarını devam ettirebilmek için böylesi tehlikelerden geçerek yaşam mücadelesi vermeye çalışıyorlardı. Buna rağmen devlet buna hırsızlık diyor. Hâlbuki devletin kendisi kendini kaçakçılık üzerinden şişiriyor. Bu devlet zihniyetinin kaçakçılığıdır. Aslında her şeyin kaçakçılığını devletin kendisi yapıyor. Halkın emeğini gasp ettiği yetmiyor bir de 'tarihsiz, dilsiz, kültürsüz yaşayacaksın' diyor. 'Kendi kimliğinden uzaklaşacaksın, her şeyi unutacaksın' diyor. Bir halk bunu kabul edebilir mi, tarihsiz, dilsiz yaşayabilir mi, yaşananları unutabilir mi? Devlet bunu birde o katliamın içinde olanlara sorsun gidip onların dilinden öğrensinler" ifadelerinde bulundu.

'Anaların ağıtları bizlere bir mesajdır'

Geçmişten bu gün ağıtların kendilerine kaldığını söyleyen Ronya sözlerine şöyle devam etti: "Ağıtlar dile dökülerek bize mesajlar bıraktılar. Anlayarak büyüdük ve unutmadık. Şimdide Roboski'de analarımız katliamın içinde ağıtlar yakarak bu günleri unutturmayacaklardır. 'Roboski'den sonra yaşamımız değişti' diyerek aslında bize mesaj veriyorlar. Bu mesaj devlete bir tokattır. Siz ne yaparsanız yapın biz bu gerçeği unutmayacağız demektir. Her yıl anmalar oluyor, her anma yasa dönüşüyor. Belki Türk devleti bunun sevincini yaşıyor. Tabi analarımız buna cevap veriyor. Kürdistan katliamı içinde olan yetmiş yaşındaki bir anamızın 'ben 14 yaşındayım' demesi aslında savaşın geldiği düzeyi gösteriyor. 'Savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen sevilir', gerçeğinin bir göstergesidir. Özellikle direnişe öncülük eden tüm analarımızı analarımız şahsında kadınları selamlıyorum. Çünkü bu sorunları gençlerin ve kadınların çözeceğine inanıyorum. Toplumsal bir sorun var soykırımdan geçen bir halk gerçekliğimiz var. Bunun karşısında halkımız öz savunmasını güçlendirmelidir. Çünkü şunu bilmeliyiz öz savunmasız halk her zaman katledilmeye açıktır. Bunun için kendini örgütlemeli ve bilinçlendirmelidir. Ve asla kendi topraklarını terk etmemelidirler."

'Erdoğan ve medyası Kürt halkını kandıramaz'

Roboski Katliamı Kürt halkı için ne ilk ne de son katliam olduğuna dikkat çeken YJA-STAR gerillası Adalet Harun ise, Roboski katliamının Türk medyasında PKK ile örtbas edilmek istenildiğine dikkat çekerek, "Roboski'de yapılan katliam Roboski halkı şahsında bütün Kürt halkına yapıldı. Türk devleti bu katliamı PKK adı altında örtbas etmeye çalıştı. Zaten yaptığı her katliamda kendini bizimle temizlemek istemektedir. Kürt halkı üzerine yapılan katliamları insan sayı ile dile getiremez. Devlet katliamları tanzimatla kapatmak istiyor. Fakat devlet bilmelidir ki para insan yaşamını geri getirmiyor. Bu katliam Türk medyasında bize karşı çok kullanılmak istenildi. Kürt halkı hem düşman gerçekliğini, hem de kendi halk gerçekliğini artık tanıyor. Türk devletinin halk içerisinde yürüttüğü kirli politikaları Kürt halkı çok iyi biliyor. Bu halk bu bilince ulaşmıştır. Bunun için Erdoğan ve onun medyası Kürt halkını kandıramaz. Erdoğan'ın gerçekliğinin sadece Kürt halkı değil, bütün dünya biliyor. AKP çetelerinin şu anda Kürdistan'da yürüttükleri katliamlar Erdoğan iktidarı gerçeğinin bir kanıtıdır" diye belirtti.

'Katliamlarla bitiremezler bizi'

Kürt halkının devlete "benim varlığımı Kürt kimliğim ile kabul etmezsen bende seni kabul etmem" deme noktasına vardığını kaydeden Adalet şunları dile getirdi: "Bu katliamlar sadece Roboski'de yapılmadı. Günlük olarak Kürdistan'da yapılıyor. Türk devletinin yaptığı katliamlar Kürt tarihine ve Kürt kimliğine karşı yapılmaktadır. Katliamlarla yapılmak istenilen, Kürtleri sindirmek ve kendi kölesi yapmadaki ısrardır. Bu AKP'nin bir politikasıdır. AKP bu politikalar ile Kürt halkını korkutacağını ve soykırımlardan geçirerek köle yapacağını zannediyor. Ama Kürt halkı bu politikayı bildiği için direnişle cevap veriyor. AKP politikaları karşısında korkmadan direniyor. Bugün Kürdistan'a bakıldığında, Kürt halkı ayaklanmış ve özgürlüğü için verdiği büyük bedellerle direniştedir. Geçenlerde Nusaybin'de 7 insanımız AKP çeteleri tarafında katledildi. AKP çetelerinin yaptığı katliama karşı binlerce insan ayağa kalktı ve tek ağızdan, 'Bizi katliamlar ile bitiremesin' dediler. Erdoğan hükümeti bizi katliamlar ile bitirip, irademizi yok edemez. Kürdistan sokaklarında bir Kürt çocuğu bile kalsa Erdoğan'a söyleyeceği ilk şey, bizi göç ettirip irademizi yok edemesin demek olacaktır."

'Ne biz ne halkımız geri adım atmayacak'

Roboski katliamını kelimelerle dile getirmenin çok zor olduğunu sözlerine ekleyen Adalet, "Roboski asla unutulmayacak. Erdoğan Roboski gibi katliamlarla asla bizi bitiremeyecek. Roboski'de yaşanılan katliamlar, Ankara, Suruç, Şırnak ve Kobanê de DAİŞ adı altında halkı katleden zihniyet aynı zihniyettir. Bu katliamlarla da önderliğe geri adım attırmak istiyorlar. Bu katliamlar ile önderliği tehdit edip 'sen kaybettin biz kazandık' denilmek istendi. Türk devleti bilmelidir ki 16 yıldır tutuklu olmasına rağmen hem bize hem de Erdoğan'a 'asıl tutuklu olan ben değil, sizsiniz' demiştir Önderliğimiz. Çünkü Önderliğimiz her koşul altında özgür ve hür bir Önderdir. Bu öndere sahip olan bir halkı, Erdoğan bütün ordusu ve tekniğiyle iradesini bitirmek istese bile bunu asla başaramaz. Böyle bir Önderlikle yürümek özgürlükteki ısrar olacaktır. Ne biz ne de halkımız geri adım atmayacak. Kürt halkı olarak 2016 yılı bizim için özgürlük yılı olmalıdır. Hep birlikte ayağa kalmalı ve hep beraber özgürlük için mücadele etmeliyiz" sözlerini ifade etti.

'Botan bölgesi her zaman Kürt kimliğiyle yaşamıştır'

"Neden Roboski hedef alındı" sorusu üzerinden değerlendirmelerde bulunan YJA-STAR gerillası Medya Mawa da, "Botan bölgesi her zaman Kürt kimliğiyle yaşamıştır. Botan halkının direnişine karşı Türk devleti tahammülsüzlüğü hep yaşanmış ve Kürdistan topraklarına derin güçleri, talancı güçleri yerleştirme politikaları olmuştur. Çok iyi biliyoruz ki yapılan katliam sadece Roboski halkı üzerine değildi. Bu katliam Roboski gençleri şahsında Kürt kimliğine ve Kürdistan halkı üzerine yapılmış bir katliamdı. Neden özellikle Roboski? Çünkü Roboski halkı Türk devletinin Kürdistan topraklarına koyduğu sınırları kabul etmemesindendi. Bu sadece kaçakçılık meselesi değildi. Türk devleti kendisini dünyanın 5. Devleti olarak tanımlıyor. Roboski katliamı Kürdistan'da yürütülen savaşın ahlak dışı olduğunun bir kanıtıdır. Hangi ülkede 11 yaşındaki bir çocuk 'terörist' olarak görülüyor. 11 yaşındaki bir çocuk 'terörist' olabilir mi? Bazı şeyler somut ve ortadadır. Türk devleti ve AKP hükümeti için doğmamış Kürt çocuğu bile teröristtir" dedi.

'Kürdistan yaşam kaynağımızdır, asla terk etmemeliyiz'

Türk devletinden hukuk ve adaletin beklenemeyeceğini söyleyen Medya son olarak şunları belirtti: "Günümüzde Roboski hala yaşanılmakta, unutulmadı ve unutulmayacakta. Çünkü Kürdistan halk tarihinde çok katliam ve toplu ölümler yaşandı fakat Roboski hepsinin toplu acısı gibi oldu. O atların yükünde bir kilo çay, bir bidon gaz ya da çocuklarının okulu için bir defter veya bir kalem vardı. Bunlar insanın yaşamsal ihtiyaçlarıdır. Eğer yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için aralık ayında önlerini sınırlara verdikleri için katlediliyorsa; bizim Kürdistan'da yaşam haklarımızın kalmadığının göstergesidir. Ama Kürdistan her yönüyle yaşam fışkıran bir doğaya sahiptir. Kürdistan bizim yaşam kaynağımızdır, asla terk edilmemelidir."

(mg)