Türkiye BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ihlal ediliyor
13:21
JINHA
AMED - "Çocuklar İçin Barış Hemen Şimdi' diyen 82 sivil toplum örgütü adına ortak bir çağrı yapan Türkiye Psikologlar Derneği üyesi Zeynep Tüzün, "Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını. Tüm tarafların çocukların yüksek yararını gözetecek tutumlar geliştirmesini. Barış, özgürlük ve demokrasi temelinde müzakere sürecinin yeniden başlatılmasını. Bu süreçte yaşanan tüm ihlalleri gerçekleştirenlerin cezasız kalmamasını. Bu sürede gerçekleşen toplumsal, ekonomik, psikolojik, tahribatın hak temeli onarılmasını, bu şekilde toplumsal adaletin inşa edilmesini talep ediyoruz" dedi.
"Çocuklar İçin Barış Hemen, Şimdi" çağrısıyla bir çok ilden yola çıkan 82 farklı çocuk, insan hakları, kadın ve LGBTİ örgütü, sendika meslek örgütü, sivil inisiyatif, siyasi parti, demokratik kitle örgütü, öğrenci, akademisyen, sanatçı, milletvekili ve gazetecilerin bulunduğu grup Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı. "Çocuklar için barış hemen şimdi" yazılı pankartı taşıyan aktivist ve siyasetçiler t"Çocuk deyip geçmeyin" yazılı bir kağıt ve çocuk eliyle yapılmış bir kuş resmi taşıdı.
'Bir ülkenin geleceği katlediliyor'
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, dün Cizre'de kolluk kuvvetlerince katledilen 3 aylık Miray bebeğe dikkat çekerek, Kürdistan'da katledilen tüm çocukların yasaklar adı altında atılan bombaatar ve top atışları sonucu bile isteye katledildiğini belirtti. Nursel, "Çocuklar bir ülkenin geleceğidir. İlçelerde sadece hendekler kapatılmıyor, bir ülkenin geleceği olan çocuklar da katlediliyor. Bizler çocukların ölmediği, şeker yiyip gülebildiği bir dünya yaratmak istiyoruz" dedi.
'Türkiye'de çocukların hakkını örseleyen bir devlet egemen'
Türkiye Psikologlar Derneği üyesi Zeynep Tüzün ise Türkiye'de 7 Haziran seçimleriyle başlayan saldırı ortamının 24 Temmuz süreciyle yükselerek devam ettiğine dikkat çekti. Zeynep, 16 Ağustos tarihinde başlayan yasakların bölgede devam eden çatışma halinin ve çocuk katliamlarının biran önce durdurulması gerektiğini istediklerini ifade etti. Zeynep, Türkiye'nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesini 1990 yılında imzalayarak her çocuğun koruma hak ve özgürlüklerini her koşulda korumayı kabul ettiğini söyleyerek, sözleşmeye rağmen Türkiye'de yaşayan çocuklara hoyratça yaklaşıldığını ve haklarını örseleyen bir devlet yönetiminin egemen olduğunu kaydetti.
'Kabul etmiyoruz'
Travmatik yaşantıların içerisinde en ağır izler bırakan yaşantıların insan eliyle yaratılan travmaların olduğuna dikkat çeken Zeynep, şuanda devam eden çatışmalı sürecin çocuklar üzerinde kısa ve uzun vadeli olmak üzere etkilerinin olduğunu vurguladı. Zeynep, savaşlar bitse dahi etkilerinin kuşaktan kuşağa aktarılacağının altını çizerek, "Savaş ortamından doğrudan ya da dolaylı etkilenen çocuklarda kaygı, üzüntü, öfke, güven kaybı, mutsuzluk gibi baş edilmesi çok zor duygular içerisine girecektir. Tüm bu bilimsel gerçeklere rağmen çocukların korunması için herhangi bir önlem alınmamakta, devletin yükümlülükleri yerine getirmemesi sonucunda ortaya çıkan hak ihlalleri ağırlaşarak ve artarak devam etmektedir. Bu durum insan hakları ve çocuk hakları açısından kabul edilemezdir" diye belirtti.
Acil alınması gereken önlemler
Son dönemlerde ülkede devlet eliyle çocuk ihmal ver istismar örneklerinin giderek arttığını dile getiren Zeynep, çocuk ve gençleri acımasızca örseleyen, baskılayan, kıyıma uğratan ve yaşam haklarını ellerinden alan devlet yönetime dur denilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin 1990'lı yıllar da savaş ortamının bedelini çok ağır ödediğini ve hala ödemeye devam ettiğini belirten Zeynep, savaşın ve çatışmanın sadece bölge de yaşayanları değil herkes üzerinde yıkıcı ve onarılması güç etkisi olduğunu bildiklerini belirtti.
Acilen yapılması gerekenleri sıralayan Zeynep şöyle devam etti:
*Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını
*Tüm tarafların çocukların yüksek yararını gözetecek tutumlar geliştirmesini
* Barış, özgürlük ve demokrasi temelinde müzakere sürecinin yeniden başlatılmasını,
*Bu süreçte yaşanan tüm ihlalleri gerçekleştirenlerin cezasız kalmamasını,
*Bu sürede gerçekleşen toplumsal, ekonomik, psikolojik, tahribatın hak temeli onarılmasını, bu şekilde toplumsal adaletin inşa edilmesini talep ediyoruz.
(be-şa/fk)