Miray bebek ve iki direniş arasına sıkıştırılmış 3 aylık yaşamın öğrettikleri...

14:13

Zehra Doğan/JINHA

ŞIRNEX - Dün gece katledilen 3 aylık Miray İnce, 4 Eylül tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağında anne karnındaydı. İki abluka arasına sıkıştırılmış Miray'ın 3 aylık ömrü, dünya tarihine kara bir leke olarak kazınan devlet katliamının sadece bir örneği. Miray'ın hızla yayılan kanlı fotoğrafı ise 'Neden direnilmesi gerektiği?'nin çarpıcı bir vicdan muhasebesi gibi...

"'Hayatta en çok ne istersin' deseler, 'anlaşılmak isterim' cevabını veririm" der Sabahattin Ali. Bu duyguyu 5 Haziran'da başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen sokağa çıkama yasaklarında sahada çalışan bir çok özgür basın emekçileri yaşıyordur. Büyük bir halk direnişini mağdur edebiyatıyla duyurmak istemeyen bizler, gözlerimizin önünde katledilen bebekleri, yaşlıları, anneleri, gencecik bedenleri yazdıkça yine de bu halkın bombalara karşı direniş zılgıtlarını duyun isteriz.

Her gün bir katliam haberinin geldiği Kürdistan'da acı bir haber de yine Cizre'den geldi. Sur Mahallesi'ne polisin açtığı yaylım ateşinde kurşunların bir eve isabet etmesi sonucu 3 aylık bebek Miray İnce katledildi. Hayatta döndürmek amacıyla annesinin kucağında dedesiyle birlikte bir beyaz bayrakla ambulansa yetiştirilen Miray bebek ve ailesi bu kez yine özel harekat timlerince tarandı ve ambulansa yetişemedi. Saatler süren çabaların ardından yurttaşlar tarafından ambulansa ulaştırılan aileden sadece şuan yoğun bakımda olan anne Rukiye İnce kurtulurken, dede ve Miray bebek ise katledildi.

Miray direnişin bebeğiydi

Miray bebek 27 Eylül tarihinde doğmuştu, yani 4 Eylül tarihinde ilan edilen ilk Cizre yasağında anne karnında 9 aylık bir bebekti. 9 gün süren yasakta alanda olan muhabirler olarak bebek ölümlerinin yanı sıra 'direnişin çocukları doğdu' haberleri geçiyorduk. Miray'da o bebeklerden biriydi, o şanslı bebekler arasında yerini almıştı. Mesela 35 günlük Tahir Yaranmış o günlerde Miray kadar şanslı değildi. 35 günlük bebek Tahir Yaranmış ilk yasakta katledilmişti. Nur Mahallesi'nde bulunan camide Mehmet Emin Levent (19) ile birlikte bekletilen 35 günlük bebek HDP'li milletvekillerinin günler süren yoğun çabaları sonucu beyaz bayraklı kadınların öncülüğünde yapılan yürüyüşle mahalleden çıkarılmış ve Kürdistan'da ilk beyaz bayraklı cenaze taşıma görüntüsü ise bu cenaze töreniyle başlatılmıştı.

İlk beyaz bayrak Tahir ve Mehmet Emin'in kokan cenazelerinde açıldı

O dönemde alanda olan gazeteciler olarak 35 günlük Tahir'in ve Mehmet Emin'in cenazelerinin mahalleden çıkarılma anlarını görüntülemiştik. Büyük bir cesaret örneğinin sergilendiği yürüyüşte küçük Tahir'in ve Mehmet Emin Levent'in cansız bedenlerinden yayılan çürümüş koku 40 derecelik Cizre sokaklarında acı acı yayılırken, kadınların beyaz bayraklarını sallayarak çektikleri zılgıtlar ise direnişin ilk sembolü olarak arşivlerde yerini aldı. Yürüyüşün ardından ise mahallenin çıkışına vardığımızda bizleri bir cenaze aracı, onlarca akrep ve eli tetikte olan onlarca özel harekat timleri karşıladı. Sloganlar eşliğinde Mehmet Emin'in cenazesi araca bindirilirken, atılan sloganlar nedeniyle özel harekat timleri Tahir'in cenazesinin araca bindirilmesine kadar beklemeye tahammül edemedi. Ağır silahlarla kitle taranmaya başlanırken, Tahir'in babasının kucağında cansız oğluyla, korkudan kaçmaya başlayan kapısı açık cenaze aracının arkasından koşarak, tepeleme bir şekilde cansız oğlunu araca attığı anlar hala aklımızda.

Bebeği kucağında katledilen Zeynep'i unutmayın

Yine ilk yasakta hatırlayacağınız üzere 10 Eylül'de sokağın karşısına geçerken kucağında bebeğiyle yere yığılan 18 yaşındaki Zeynep Taşkın'nın vurulduğu gibi yere yığıldığı hemen ardından ağlayan bebeği kurtarmak adına büyük anne Maşallah Edin'in de oracıkta yere yığıldığı sokakta saatlerce yerde iki kadın cansız yatarken, yaşanan korkudan dolayı küçük bebeğin ağlama seslerine kimse cevap olamamıştı uzun bir süre. Bundan ders almayan devlet güçleri bebekleri öldürmeye devam etmedi mi yine. Hala devam eden yasakla birlikte saldırılar daha da ağırlaştırılmadı mı? Ablukanın 7'nci gününde Cizre'de özel harekat polisleri tarafından vurulan 32 yaşındaki Güler Yanalak'ın karnındaki bebek de kurşunlanarak katledildi. Güler hala yoğun bakımda.

Halk direnişi devam ediyor

Oysa Silopi'de katledilen ve 7 gün sokak ortasında bekletilen 57 yaşındaki Taybet İnan'ın cenazesi daha dün sokaktan alınabilmişti. Taybet'in arkasında kana bulanmış beyaz bayrağı kamuoyunu derinden etkilese de Kürtlerin yaşadıklarına karşı derin bir sessizlik soğukluğunu koruyor. Doğmamış bebeklerin dahi düşman görüldüğü, kurşunlanarak katledildiği, işgali kadın bedeni üzerinden yapan saldırıların büyük kanıtı olan kadın iradesinin sokak ortasında bekletilerek düşman görülen topraklarda halk direnişi devam ediyor.

(fk)