'Bizler sustukça ölüm fermanları yazılıyor'
15:44
JINHA
İSTANBUL - ÖDAV tarafından düzenlenen 'Özerklik' panelinde konuşan avukat Nazan Yaman, "Tahir Elçi katledildi. Suruç'ta, Ankara'da barış diye yola çıkanlar katledildi. Bunları yaşadık ama orada kaldı. Bizler sustukça ölüm fermanları yazılıyor" dedi.
Özgürlükçü Demokratik Avukatlar ( ÖDAV), tarafından "Yerel yönetimler özerklik şartı kapsamında öz yönetim" başlıklı paneli İstanbul Barosu Bakırköy Konferans Salonu'nda düzenlendi. Panelde ilk oturumda özerkliğin teorik ve hukuki boyutu ele alınırken konuşmacı olarak Prof. Dr. Oktay Uygun ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu katıldı.
'Kürt halkının taleplerini anlamalıyız'
Avukat Nazan Yaman, "Özyönetimi biz hendekle anlamaya çalıştık. Bu toplantının temel amacı teorik yanını anlamak içindir" dedi. Devlet tarafından şehirlerin, insanların ve tarihin yok edildiğini söyleyen Nazan, "Artık bir savaş hali yaşanıyor. Katliamları durdurmamız için olarak Kürt halkının taleplerini anlamak gerekiyor. Bunu anlamasak sadece acıları duyarız" dedi. "Tahir Elçi katledildi. Suruç'ta, Ankara'da barış diye yola çıkanlar katledildi. Bunları yaşadık ama orada kaldı. Bizler sustukça ölüm fermanları yazılıyor" diyen Nazan, katliam faillerinin cezasızlık zırhıyla korunduklarını artık yaşananları hukuksal terimlerle açıklanamadığını belirtti.
'Anayasada fiilen var olan özerklikle ilgili maddeler var'
Açılış konuşmasının ardından öz yönetiminin teorik ve hukuki boyutu tartışılması için ilk oturuma geçildi. İlk oturumda söz alan Prof. Dr. Oktay Uygun, Avrupa Konseyi'nde 93 yılında yerinden yönetim şartıyla ilgili sözleşmelerin Türkiye tarafından imzalandığını ifade etti. Yerindelik ilkesinin hayata geçirmenin zor olduğunu söyleyen Oktay, " Yerel yönetimler şartında planlamalar oldukça yönetimlere dayanışmak zorunda olma şartı var. Buna ilişkin bizde bir kanun yok. Bakacak olursak mahallede olup bitenden bile haberimiz olmuyor" dedi. "Anayasada fiilen var olan özel birimler ve özerklikle ilgili maddeler var. Bunlar demokratik yönetimlerdir" diye konuşan Oktay, "Yerel yönetimlere merkezi yönetimden emir almaz" dedi.
'Özerklik isteyen insan ifade özgürlüğünü kullanıyordur'
Oktay'ın konuşmasının ardından söz alan
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, özerkliği anayasa çerçevesinde anlattı. İbrahim, " 30 ilin büyük şehir ilan edilmesiyle Türkiye ikiye bölündü. Büyükşehir belediyesi olan yerlere genel yetki verildi. Belde yönetimleri kaldırıldı. Köy muhtarlıkları mahalleye dönüştürüldü. Anayasa Mahkemesi geneli iptal etmedi. Belde yönetimini kaldıran yönetim olsa da anayasaya aykırıdır" dedi.
'Fiili durum yaygınlaştırılmak isteniyor'
"Doğu'da vali operasyonlara izin veriyor. Sözlü emirle katliamlar yapılıyor. Bunun nedeni de ileri de belgelerle tartışılma yapılmasını engellemek. Dilek Doğan'ın katledilmesinin hendekle bir ilgisi yok ama katledildi. Bu fiili durumu yaygınlaştırmak istendiğinin göstergesidir" diye konuşan İbrahim, " Saray sözcüsü anayasa ilgili bir açıklama yapıyor herkes onu tartışıyor. Sürüklenen cenazeler ise örtülüyor. Gerçek gündemle fili gündemin ayrımını çok iyi görmeliyiz" dedi.
Konuşmaların ardından birinci oturum soru cevap kısmıyla sona erdi. "Yerel uygulamalar ve deneyimler" adlı ikinci oturuma geçildi.
(ödk-öç/fk)