Bêrîtan Elyakut-Şehriban Aslan/JINHA

AMED - Sur ilçesinde 5 gün önce özel harekat polisleri tarafından katledilen İsa Oran ve Mesut Seviktek'in cenazeleri ailelerine hala verilmedi. Cenazelerin 26 gündür abluka altında olan Sur'da gömülmeden beklediğini belirten aileler, "Cansız bir bedene işkence etmek yenilgidir, zayıflıktır ve bunu iyi anlamalılar" diyor.

Kürdistan'da sıkıyönetim uygulamalarıyla yaşam hakkını tanımayan devlet güçleri, tarihten bu güne her savaşta var olan 'ölü hakkı'na da uymayarak, tarihe kara bir leke olarak girmeye aday. Silopi'de Taybet İnan'ın cenazesi 7 gün boyunca vurulduğu sokakta kalırken, Sur'da ise katledilen iki gencin cenazesi 5 gündür özel harekat polislerinin karargaha çevirdiği bir okulun bahçesinde bekletildi ve ardından nereye götürüldüğü bilinmiyor. 23 Aralık tarihinde Sur direnişinde yaşamını yitiren YDG-H üyesi Mesut Seviktek ve İsa Oran'ın cenazesini almak için başvuru yapan ailelere hiçbir bilgi verilmedi.

'Yenilgi psikolojisi'

Aldıkları bilgiye göre en son cenazelerin iki gün öncesine kadar okulun bahçesinde olduğunu belirten Mesut Seviktek'in abisi İhsan Seviktek, "Son günlerde ki devletin saldırıları tam bir yenilgi psikolojisini andırıyor. Her türlü saldırı yöntemini deniyorlar. Yukarıdan bombalanıyor, tank ve toplarla saldırılıyor. Kardeşim şehit düşmüş cenazesi 5 gündür içerdedir. Fakat gidip alamıyoruz. Neredeyse bize 'ölümü hak etmiş kalsın içeride' diyecekler. Bu insanlık değildir. Dünya da çok sayıda savaş olmuş fakat hiçbir savaşta cenazelere bu kadar ahlaksızca yaklaşılmamıştır" diye konuştu.

'Ablukalarla halkın iradesi kırılamaz'

Cenazelerini almak için birçok yerle görüşme yaptıklarını ifade eden İhsan, kendilerine 'Bizimde içeride cenazelerimiz var ama alamıyoruz' denildiğini söyledi. İki tarafında sağlıklı bir şekilde cenazeleri alabilmesi adına ablukanın bir an önce kaldırılması gerektiğinin altını çizen İhsan, ablukaların halkın iradesini kıramayacağını ve ablukayla sadece kirli bir savaşa ortak olunduğunu vurguladı. İhsan, "Bu yürütülen savaş kirli bir savaştır. Talimatın hepsi sadece saraydan geliyor. Saray bu savaşta boğulacaktır. Tüm insanlığa sesleniyorum, bu ablukayı kaldırmak için bir şeyler yapılsın. Bu yapılan insanlık değil, kardeşlik değil. 40 yıldır bu savaş yürütülüyor fakat şehirde ki savaşta ve saldırılarda insanlık dışı muamele yapılıyor" diye konuştu.

'Mazlum gülüşü ve duruşuyla herkesi etkilerdi'

İsa Oran'ın amcası Abdülhamit Oran ise, aile içerisinde İsa'ya Mazlum dediklerini dile getirerek, "Mazlum her zaman zulme karşı durdu. Mazlum'un bugün Sur'da verdiği mücadelede yine mazlum halk içindir ve Mazlum'un verdiği mücadele ile gurur duyuyoruz. Mazlum gülüşü ve duruşuyla herkesi etkilerdi. Bizleri de etkilemeyi başardı. Bugün Mazlum şehit düştü belki ama biliyorum ki Sur'daki tüm çocuklar yarın Mazlum'u tanıyarak büyüyecek" diye vurguladı. Sur ablukasının diğer il ve ilçelerde uygulanan ablukaların Kürt halkını daha fazla direnişe ittiğine dikkat çeken Abdülhamit, Kürt halkının baskılar karşısında birleştiğini ve Kürt halkının birleştiği anda karşısında kimsenin duramayacağını kaydetti.

'Mazlum'un hayal ettiği özgürlük onun olmuştur'

Abdülhamit, "Yeğenimin katili Erdoğan'ın kendisidir. Bu artık düşmanlıktır ve biz düşmanız. İnsanları öldürdüğü yetmiyormuş gibi bir de cenazelerine işkence yapılıyor. Hiçbir dinde böyle bir şey yoktur. İntikamını cenazelerden alıyor. Mazlumlar için direnen bir kişinin bedeninden çıkan ruh artık özgürlük saflarına çoktan kavuşmuştur. Mazlum'un hayal ettiği özgürlük artık onun olmuştur. Cansız bir bedene işkence etmek yenilgidir, zayıflıktır ve bunu iyi anlamalılar" dedi.

(fk)