İzmir'den Kürdistan'a 'Kızkardeşlik Köprüsü' inşa etmeliyiz
09:02
JINHA
İZMİR - Kuzey Kürdistan'da yaşanan katliamlara tepki gösteren İzmirli kadınlar, "Benim adıma Kürt kardeşlerimi öldürme" diyerek, İzmir'den Kürdistan'a 'Kızkardeşlik Köprüsü'nün inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
Sıkıyönetim uygulamaları adı altında yaşanan katliamlar Kürdistan'ın birçok bölgesinde devam ederken, bu katliamlara karşı da sesler giderek yükselmeye başlıyor. Devam eden katliamlara tepki gösteren kadınlar, dayanışma çağrısında da bulundu. Halkın hendekleri kendilerini koruma amaçlı kazdığını ifade eden kadınlardan Yıldız Suna, "Çünkü devlet orada sivil halka saldırıyor. Bir kadının karnındaki çocuk öldürülüyorsa, mezarlıklara saldırılıyorsa ve sonrasında 'PKK'liydiler' deniliyorsa bir problem var demektir. Doğmamış çocuklarda mı PKK'liydi? Bu topraklar katliamlara alışık. Şuan Kürtler katlediliyor yarın Lazlar, Çerkezler de katlediliyor" ifadelerinde bulundu.
'Her tarafta evlat acısı var'
İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın, 'terörle mücadele' adı altında devlet terörünün yaşandığını belirterek, "Asker, polis öldüğünde onun karşılığında Kürt gençleri de ölüyor. Her tarafta evlat acısı var. Oğlumun tırnağına taş değse üzülürüm, 'teröristti ölsün' demek biraz daha asker ölsün demektir. Kimse ölmesin, politikacılar otursunlar meseleyi masada çözsünler. İki tarafa da sesleniyorum. Biz çocuklarımızı birilerini öldürsün diye doğurmadık. Herhalde 35 günlük bebekte, 75 yaşındaki amca 'terörist' değil. Bir sürü çocuk ölüyor. Bunlar aslında işin kılıfıdır. Kendilerine oy vermeyen bölgelerde bunun yaşanması dikkat çekicidir" dedi.
'Benim adıma Kürt kardeşlerimi öldürmesinler'
Savaşın zararını halkların çektiğini kaydeden Kızbes sözlerine şöyle devam etti: "Ben bir Türküm ve Kürt düşmanı değilim. Kürtlerle ortak vatanı paylaşıyoruz. Bin yıl bir arada yaşadık şimdi mi yaşayamayacağız. Kürtlerin talepleri demokrasi çerçevesinde karşılanabilir, savaşmaya gerek yok. Üstelik savaş bizim bütçemizden çıkıyor. Barış ortamında savaşa yatırılan paralar insanlar için yatırılacaktır. Savaşın kazananı olmaz. Ben Türküm ve benim adıma gidip Kürk kardeşlerimi öldürmesinler. Diyalogla, müzakereyle ve temel insan haklarına saygıyla sorunlar çözülebilir. Televizyonlar gerçekleri yansıtmıyorlar, halk bu yüzden 'terör' adı altında neler yapıldığını bilmiyor. Bilseler karşı çıkarlar çünkü bu bir vicdan meselesidir. Bir toplantıda, Kürt kadınlarının anlattıklarından çok etkilendim ve 'Biz böyle zalim bir millet miyiz?' dedim. Bin yıldır birlikte yaşamışız, bu zulüm niye. Bu yüzden batıdan gelmesi gereken sesler kimin haklı kimin haksız olduğuna dair değil savaşın son bulmasına yönelik olmalı. Her şey masada, demokrasiyle, parlamento çerçevesinde çözülmelidir."
'İzmir'den Kürdistan'a Kızkardeşlik Köprüsü inşa etmeliyiz'
Kürdistan'da yaşanan savaş ortamının 7 Haziran seçimleri sonrasında başladığını hatırlatan İzmir Halkevi üyesi Evrim Çakır ise "AKP hükümeti seçimle beraber iktidarını kaybetme korkusu ile 1 Kasım'a doğru ilerledi. Her gün sokağa çıkma yasakları katliamlarla beraber güne uyanıyoruz. İktidarını katliamlarla savaşlarla tutunabileceğini gören AKP hükümeti halen bu savaşı sürdürmeye devam ediyor. İzmirli kadınlar için şu bir gerçek; Cizre'de, Nusaybin'de her gün çocuklar öldürülürken burada analar gülmeyecek. Yeni güne güzel başlamayacak. Yada burada kadınlar özgürleşmeyecek. İzmir'den Kürdistan'a Kızkardeşlik Köprüsü inşa etmeliyiz. Buradan oraya ses vermeliyiz" ifadelerinde bulundu.
'Savaş İzmir'de aslında, yüreğimizde'
Savaşın bu ülkede 13 yıldır yaşandığını ifade eden Evrim, "AKP iktidara geldiği günden bu yana her gün kadınlara yönelik bir savaş var zaten. Her gün bu ülkede kadınlar erkekler tarafından öldürüyor. Bu günde kadınlar devlet tarafından katlediliyor. Aslında bu ikisi aynı şey. Savaş İzmir'de aslında, yüreğimizde. Biliyoruz ki oraya barış gelmeden İzmir'de rahat yaşayamayacağız" şeklide ifade etti.
(ht-mö/mg)