Kadınlardan direnişe çağrı AKP'ye öfke var: Bir ölür bin doğarız!
09:05
Nurcan Yalçın / JINHA
AMED - Kürt halkının sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırıları ve yaşanan katliamları değerlendiren Diyarbakırlı kadınların mesajı çok net: "Erdoğan bizi yok ederek o başkanlık koltuğuna oturmak istiyor ama şunu unutmasın biz bir ölür bin doğarız. Erdoğan'ın sonu da Saddam gibi olacak. Bu katliama karşı sessiz kalan hiç kimse evinde rahat uyumasın. Gün direniş günüdür."
AKP hükümetinin Kuzey Kürdistan'da başlattığı sıkıyönetim uygulamaları nedeniyle yaşanan hak ihlalleri de artarak devam ediyor. Diyarbakırlı kadınlar, 'Sokağa çıkma yasağı' adı altında sivillerin yerleşim yerlerine tank ve toplarla yapılan saldırıları değerlendirdi. Türkiye de yaşanan savaşın bir benzerinin daha önce hiçbir yerde yaşanmadığına dikkat çeken kadınlardan Zekiye Yılmaz, "Dünyada hiçbir devlet böyle bir zulmü çocuklar, hamile kadınlar, sivil ve savunmasız insanlar üzerinde uygulamamıştır. Bu zulmü kabul etmiyoruz" dedi.
'T.C. kimliğini taşımaktan utanç duyuyorum'
Türkiye vatandaşı olmaktan ve nüfus cüzdanını taşımaktan utanç duyduğunu kaydeden Zekiye, "Türkiye vatandaşıyım ama gördüğüm zulüm karşısında dehşete düşüyorum. Biz gidip İstanbul, Ankara ve Samsun illerinin herhangi birini istememişiz onlardan, kendi topraklarımızda ve evlerimizde yaşıyoruz. Kendi evlerimizin içinde katlediliyoruz. Bu zihniyeti lanetliyoruz. Ama bunu da söylüyorum onlar bu zulmü devam ettirdikçe bizimde direnişimiz devam edecektir. Biz kendi topraklarımızdan ve dilimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Her insan bir kere doğar, bir kere ölür. Biz ölüyoruz ama Erdoğan'da bir gün ölecek bu dünya ona da kalmaz. Bunu da iyi bilsin. Biz artık bu saatten sonra barış istemiyoruz, savaş istiyoruz" ifadelerinde bulundu.
'Kadınların katledilmesini çok sistematik buluyorum'
Devletin çok sistematik bir şekilde katliam yaptığını söyleyen Gülistan Nazlier, "Baktığımızda yaşanan özyönetimlerin ilan edildiği ve direnişin olduğu bölgelerde kadınlar daha çok katlediliyor. Ben kadınların katledilmesini çok sistematik buluyorum. En son uygulanan yasak sürecinde kaç tane çocuk ve kadın katledildi. En dikkat çekici ise hamile kadınların vurulması ve katledilmesi oldu. Bu yaşanan barbarlığın en acı tablolarından biri olan Silopi'de katledilen ve cenazesi 7 gün boyunca yerde kalan Taybet İnan'ın vahşet oldu. Taybet'in kızının söyledikleri ise yaşanan vahşeti bir kez daha ortaya koydu. 'Ben annemi bir hafta boyunca cansız bir şekilde izledim' demesi o barbarlığı anlatmaya yetiyor. Bunların yanında ise bebeklerini düşüren kadınlar var. Kadınlarda bu dönemde evlerinde oturmamalıdırlar. Tüm kadınları yaşanan tüm bu katliamlara dur demeye çağırıyorum" şeklinde konuştu.
'Gün direniş günüdür'
AKP hükümetinin Kürt halkına uyguladığı katliam politikasının kabul edilemez olduğunu aktaran Firuze Zoğurlu yaşananlara ilişkin şunları belirtti: "Bu katliama karşı tüm dünyada 'ben insanım' diyen herkesin bunu kabul etmemesi gerekiyor. Kundaktaki bebeği katledenler, 70 yaşındaki kadını katledenler insan olamaz. Eğer insanlık bunu kabul ediyorsa bizde ederiz ama hiçbir insan kabul edemez. Bizler anneler olarak bu katliama karşıyız. Daha doğmamış bebeklerin ve kadınların katledilmesine karşıyız. Bunun için kanımızın son damlasına kadar savaşacağız ve her gün alanlarda olacağız. 26 gündür surda çocuklarımızı katlediyorlar. Biz bunu kabul etmeyiz. Bizim çocuklarımıza 'terörist' diyorlar bize de 'kardeş' biz bunu kabul etmeyiz bu saatten sonra. Erdoğan bizi yok ederek o başkanlık koltuğuna oturmak istiyor. Ama biz öldürmekle bitmeyiz ve yılmayacağız. Biz bir ölür bin doğarız. Ayaktayız ve bu zulme dur deyiceğiz. Erdoğan Saddam'ın yaptığını yapıyor ama başarılı olamayacak. Sonu da Saddam gibi olacak. Bu katliama karşı sessiz kalan hiç kimse evinde rahat uyumasın. Gün direniş günüdür."
'Kürt halkı öldürmekle bitmez'
Devletin savaş hukuku dışına çıktığını ve hatta Türkiye'de hukukun kalmadığını ifade eden Sadriye Sular ise, "Kundaktaki bebeği bile öldürüyorlar. Yandaş medya da bunu farklı gösteriyor. Kendi yaptığı suçu bile bize atıyorlar. Ben ne askerin ne polisin ne de gerillanın ölmesini istemem. Öldürmekle olmaz ellerine bir şey geçmez. Çözüm barıştan geçer. Cumhurbaşkanı da bunu biliyor. 40 milyon Kürt halkı öldürmekle bitmez. Kürt halkı saygılıdır. Eğer barışı yapmazlarsa biz tüm kadınlar hepimiz gider kendimizi mecliste yakarız. Kimsenin günahına girmesinler vebalini almasınlar. Bir an önce masaya oturulması gerekiyor" diye konuştu.
'Biz anneler çocuklarımız ölmesin diye hep barış dedik'
Kürdistan'da yaşanan vahşet herkes görmeli diyen Remziye Yörük de, "Bizler anneler olarak vicdanımız artık bunları kaldırmıyor. Yüreğimiz bunu kabul etmiyor. Devletin tavrı çok net ortada barış istemediklerini biliyoruz artık. Barış için mücadele eden bir halka böyle bir zulüm uygulanıyorsa attık diyecek bir söz bulamıyoruz. Biz anneler çocuklarımız ölmesin diye hep barış dedik. Eminin Cizre'de Silopi'de ve diğer yasaklı bölgelerde yaşayan tüm annelerinde böyle düşündüklerini hissedebiliyorum. Öldürülmekle kimse bitmez, bu sorunda çözülmez" dedi.
(mm/mg)