Barış savunucuları ablukaya karşı Sur'a yürüdü
15:31
JINHA
AMED- Kürdistan'daki katliamlara dikkat çekmek için bir araya gelen 106 kişilik, yazar, sanatçı, akademisyen, gazeteciler Sur'daki ablukanın son bulması için Dağkapı (Şex Sait) Meydanı'na yürüdü. Gazeteci yazar Oya Baydar, "Bundan sonra buraya binlerin gelebilmesi için çabalamalıyız" dedi.
Kürdistan'daki sokağa çıkma yasakları ve katliamların son bulması için 100'ü aşkın sanatçı, siyasetçi, yazar, akademisyen ve aktivistlerden oluşan 'barış grubu' 'Aslolan hayattır silahlar sussun, zulüm dursun, barışı konuşalım' sloganıyla Diyarbakır'a geldi. Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda toplantı düzenleyen barış grubu buradan Sur'a yürüdü. Toplantıya, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, katledilen gazeteci Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, gazeteci yazar Oya Baydar, Müge İplikçi, siyasetçi Nesrin Nas, sanatçılar Lale Mansur, Zeynep Tanbay ve çok sayıda yazar, sanatçı, akademisyen katıldı. Sümerpark Resepsiyon salonunda bir araya gelen aktivistler konuşmaların ardından Şex Said Meydanına kadar yürüdü. Yürüyüşte "Aslolan hayattır silahlar sussun, zulüm dursun, barışı konuşalım" pankartı açılırken sık sık, "Biji berxwedana Surê", "Direne direne kazanacağız" sloganlarının yanı sıra, yazılı pankart taşındı. Şex Said Meydanı'nda yapılan açıklamanın Türkçesini sinema sanatçısı Lale Mansur Kürtçesini ise ses sanatçısı Rojda okudu.
'Artık yeter'
Lale, savaş kararı alanlara seslenerek, kan, ölüm ve yıkım üzerine iktidarın kurulamayacağını vurguladı. Ortak vicdanı temsilen seslerini duyurmak için Diyarbakır'da olduklarını dile getiren Lale, "Eller tetikten çekilsin, silahlar susturulsun, ölmeye öldürmeye son verilsin. Acilen çözüm masasına dönülsün, Meclis de sürece dahil edilsin, demokratik ortamda oturup konuşulsun. Aslolan ölüm değil hayattır. Aslolan insandır, insanın özgürlüğü, insanın mutluluğudur. Artık yeter. Çocuklarımızı kurban etmeyin, bizleri kurban etmeyin. Geleceğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi kurban etmeyin. Yarın çok geç olacak, farkında mısınız?" dedi.
'Silahlar patlarken söylenen sözün önemi yoktur'
Ardından konuşan gazeteci yazar Oya Baydar ise savaşın sona ermesi ve oturup sakin bir şekilde konuşulması gerektiğini dile getirerek, "Çünkü silahlar patlarken savaş içinde hiçbir sözün değeri yoktur. Sözler uçar gider kimse dinlemez. Sözümüzü söylememiz, tartışmamız ve çözüm masasında sonlandırmak için oturmalıyız. Barış hemen gelmez ama barışın yolunda yürümeye başlamalıyız. Eğer imkanımız olsaydı buraya binler gelebilirdi. Bundan sonra buraya binlerin gelebilmesi için çabalamalıyız" diye konuştu.
'Ölümleri çoğaltmadan masaya oturmalıyız'
Prof. Dr. Baskın Oran son olarak, "Şehirleri topa tutulan Kürt kardeşlerimizin yalnız olmadığını biz Türkiye'nin batısında yaşayanların onlarla birlikte olduğunu söylemeye geldik. Birbirini öldürmenin sonu yoktur. Bütün dünyada bu gibi çatışmalar oldu. Sonunda insanlar karşılıklı olarak masaya oturup meseleyi çözdüler. Daha fazla can kaybı olmadan 7 gün sokakta kalacak ölülerimizi çoğaltmamak için masaya oturmamız gerekiyor" diye belirtti.
Açıklamanın ardından bir grup Sur ilçesinde bulunan Sevgi Anıtı'na yürürken bir grup da Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Baro'ya ziyaretlerin gerçekleştirileceği programa devam etti.
Barış buluşmasına şu isimler katıldı:
Abdullah Erdoğmuş (Siyasetçi), Ahmet Dindar (Avukat), Alev Er (Gazeteci), Ali Arif Cangı (Avukat), Ali Gürlek (Diş Hekimi), Ali Nesin (Akademisyen), Arat Dink, Aslı Aydıntaşbaş (Gazeteci), Aşkın Cebeci (Psikolog), Atilla Dirim, Attila Durak (Fotoğraf Sanatçısı), Ayça Atikoğlu (Gazeteci), Ayşe Erzan (Akademisyen), Ayşegül Devecioğlu (Yazar), Baskın Oran (Akademisyen), Bahri Bayram Belen (Avukat), Betül Cinmen Sümer (Avukat), Bilge Selçuk Yağmurlu (Akademisyen), Bülent Atamer (Mühendis), Bülent Bilmez (Akademisyen), Bülent Müftüoğlu (Organik Üretici), Celal Başlangıç (Gazeteci), Celal Yıldırım (Diş Hekimi), Celalettin Can (Yazar), Cengiz Güngör (Avukat), Çağatay Anadol (Yayıncı), Çiğdem Yalçın (Emekli, İnsan Hakları Savunucusu), Derya Koptekin (Psikolog), Dilek Gökçin (Yönetmen), Duygu Öz (Psikolog), Ercan İpekçi (Gazeteci), Erdoğan Emir (Müzisyen), Ergin Cinmen (Avukat), Erol Önderoğlu (Gazeteci), Esra Salmanlı (Avukat), Fatin Kanat, Fatma Karakaya (Avukat), Ferhat Tunç (Müzisyen), Feyha Karslı (Hukukçu), Feyhan Oran, Gülseren Onanç (İş insanı - Siyasetçi), Gürhan Ertür (Emekli), Haluk İnanıcı (Avukat), Haluk Tekeli (Mali Müşavir), Hidayet Şefkatli Tuksal (Yazar), İdris Lütfü Melek (Gazeteci, Eski Belediye Başkanı), Jale Özgentürk (Gazeteci), Kenan Ağbulut (Müzisyen), Lale Dilligil (Spiker), Lale Mansur (Oyuncu), Levent Gültekin (Gazeteci - Yazar), Mebuse Tekay (Avukat), Mehveş Evin (Gazeteci), Melek Göregenli (Akademisyen), Melek Özmen (Sinemacı), Melis Alphan (Gazeteci-Yazar), Meral Çaldır, Mesut Med (Müzisyen), Metin Boran (Yönetmen), Mevlut Ülgen (Psikolog), Murat Çelikkan (Gazeteci), Murat Özbank (Akademisyen), Musa Baki (Müzisyen), Müge İplikçi (Yazar), Nesrin Nas (Siyasetçi), Neşe Yaşin (Şair), Nilgün Doğançay (Hekim), Nilgün Özşahin (Diş Hekimi), Oktay Etiman, Orhan Alkaya (Yönetmen, Oyuncu), Oya Baydar (Sosyolog, Yazar), Öktem Kalaycıoğlu (Emekli Bankacı), Ömer F. Gergerlioğlu (Hekim), Özgür Çelik (Akademisyen), Pınar Aydınlar (Müzisyen), Rakel Dink, Rojbin Tugan (Avukat), Rojda (Müzisyen), Rugeş Kırıcı (Oyuncu), Sema Kılıçer, Semra Somersan (Yazar), Serhat Kural (Dansçı), Seyhun Dalgıç (Hekim), Sibel Özbudun (Antropolog), Sinan Gökçe (Müzisyen), Sinem Aslan (Akademisyen), Suavi (Müzisyen), Süleyman Özkaplan, Şanar Yurdatapan (Müzisyen), Şengül Çavuşoğlu (Psikolog), Şengün Kılıç (Gazeteci), Tamer Altunay (İletişimci), Tatyos Bebek (Diş Hekimi), Taylan Yıldız (Müzisyen), Temel Demirer (Araştırmacı - Yazar), Türkcan Baykal (Klinik Psikolog), Ümit Otan (Gazeteci-Yazar), Ünal Çeviköz (Eski Büyükelçi), Vecdi Sayar (Sinema Eleştirmeni), Yahşi Karamollaoğlu (Mimar), Yalçın Ergündoğan (Gazeteci-Yazar), Yasemin Bektaş (Aktivist - İletişim Danışmanı), Yücel Tunca (Fotoğrafçı), Zeynep Tanbay (Sanatçı).
(be-mt/gc)